Eski
elbiseli, fakir ve köse bir alim, bir kadı'nın mahkemesinde
alimler
sırasında üst sırada oturur. Kadı gerek giyiminden gerekse
tanımadığından olacak
sert sert bakar. Bunun üzerine, Kadının adamı fakir alimin yanına
gelerek:
-
Buradan kalk. Haddini bil burası senin yerin değil.
Herkes mecliisn üst
tarafına layık olamaz. Senin yerin aşağısı.Ya git oraya otur, ya da çık
git,
der.
Alim,
bakarki olacak gibi değil, kalkar ve aşağılarda bir yere oturur. Derken
alimler fıkıh konusunda tartışmaya başlarlar.
-
Hayır,
evet, kabul edemem, ben haklıyım, şeklinde her biri birbirine üstünlük
kurma sevdasıyla mücadelelerini sürdürür her biri bir dövüş
horozuna
döner. Bir karmaşadır gider.
Fakir
alim dayanamaz kalkarak:
-
Lütfen
bir kere de beni dinlermisiniz? Bu konuda benim de söyleyeceğim
bir kaç söz var.
-
Buyurun, iyi bir şeyle biliyorsan söyle.
Alim,
çok güzel bir üslup ve konuya hakimiyeti ile onları ikna etmekle kalmaz
aynı zamanda gönüllerinide fetheder. Sözünü öyle bir yere kadar
götürürki,
kadı, çamura saplanmış eşek gibi geride kalır.
Kadı,
hatasını anlar, onun faziletinide takdir ederek, raftan cübbesini,
sarığını indirip takdim etmek ister ve:
-
Yazık
olsun, senin kıymetini bilemedik. Mecliismize teşrifinizden dolayı
teşekkürlerimizi sunamadık. Sizin bu kadar fazilet ile meclisin
son
kısımlarında oturmanızdan dolayı çok müteessirim.
Kadının
iltifatı üzerine adamı da koşar, gelir, iltifatlara başlar, gönlünüğ
almağa çalışır. Kadı'nın takdim ettiği sarığı, fakir alimin başına
sarmağa
çalışır. Ancak alim:
-
Dur,
çekil o sarığı sarmak istemem. Çünkü elli arşınlık sarığı sararsam,
bana
kibir gelir. Yarın eski elbiseli birisini görürsem, onları
beğenmemezlik
yaparım. o sarık başımda oldukça, beni görenler bani görenler,
halkı gözümde
küçük göstermeğe uğraşırlar. Sen sen ol! Sarığa, sakala
bakıp da
kafa tutma. Çünkü sarık pamuktandır, sakal ise bir tutam ot
gibidir.
İnsan başına akıl ve beyin lazımdır. Böyle sarıklar senin ve senin
gibilerin
başına lazımdır, der ve verilenleri rededer.
Bostan
ve
Gülistan'dan uyarlanmıştır.
|