Etme
Bulma Dünyası
Bir adam, karısı ve yaşlı babası. Kadın
kayınpederini
istememekte, huysuzluk etmekte, evin huzurunu bozmaktadır.
Bir gün kocasına:
- Bey... bey.. Bezdim bezdim. Bir gün
göremedim. Gençliğim gidiyor.
Ya ayrılalım, babanla kal., ya da al babanı al da nereye getirirsen
getir
beraber kalalım. Yoksa ben gidiyorum.
Adamcağız şaşkınbiraz da sitemli bir vaziyette:
-Ne diyorsun hanım, o babam babam; öldüreyim
mi, atayım mı? Kimi
var bizden başka bakacak, dese de karısı ısrarda ısdrar
ediyordu.
Adam baktı olacak gibi değil babasını dağa
bırakmaya karar verdi.
Yanına oğlunu da alarak yola koyulurlar. Babasına da:
- Baba, torununla beraber dağa oduna
gidiyoruz, istersen sen de
gel" der.
Baba gelinin dırdırını dinlemektense onlarla
beraber dağın
yolunu tutar. Ormanın içlerine girip bir müddet gittikten
sonra, oğlan babasına:
- Baba sen burada biraz dinlen. Bizde odun
toplayalım, der ve
oradan ayrılırlar
Odun toplamadan, babasını orada bırakarak dönerler.
Yolda torun:
- Dedemi almadık baba.
- Dedeni oraya bıraktık. Artık ihtiyarladı
orada kalacak.
Torun ısrar eder:
- Dedemi isterim... . En sonunda babasına
ne dese desin fayda
etmeyceğini anlayan çocuk:
- Baba, sen ihtiyarladığında ben de senin
gibi seni getirip
dağa mı bırakacağım? der demez adamın aklı başına gelir.
Babasını almaya
karar verir İhtiyar, kendisini almak için yoldan geri dönen oğluna:
- Evlâdım, sen beni bırakıp gidemezsin.
Çünkü ben babamı
bırakmadım.
Ölünceye kadar hizmet ettim.
Adam babasını alıp eve getirir.
«Bu
dünya etme-bulma dünyası» diye... Sen ne yaparsan sana
da onun aynısının yapılacak.
|