|
Türkçe
Yazım Kılavuzu |
|
|
Bazı Kelime ve Eklerin Yazılışı
Kızı
da geldi
gelini de. Durumu oğluna da bildirdi.
Sen de mi kardeşim? Güç de olsa. Konuşur da konuşur. UYARI : Ayrı yazılan
da, de hiçbir zaman ta, te biçiminde yazılmaz. UYARI : Ya sözüyle
birlikte kullanılan da mutlaka ayrı yazılır: ya da. UYARI : Da, de
bağlacını kendisinden önceki kelimeden kesme ile ayırmak yanlıştır:
Ayşe de
geldi (Ayşe'de geldi değil). UYARI : Da, de
bağlacının bulunma durumu eki olan -da, -de, -ta, -te ile hiçbir ilgisi
yoktur.
Bulunma durumu eki getirildiği kelimeye bitişik yazılır: devede
(deve-de)
kulak, evde (ev-de) kalmak, yolda (yol-da) kalmak, ayakta (ayak-ta)
durmak,
çantada (çanta-da) keklik. İkide (iki-de) bir aynı sözü söyleyip durma. Yurtta
sulh,
cihanda sulh. (Mustafa Kemal Atatürk)
evde ne yapıyorsun? Bağlaç
Olan
ki’nin Yazılışı
(Mustafa
Kemal
Atatürk)
Ki
bağlacı,
birkaç örnekte kalıplaşmış olduğu için
bitişik yazılır: belki, çünkü, hâlbuki, mademki, meğerki, oysaki,
sanki. Bu
örneklerden çünkü sözünde ek aynı zamanda küçük ünlü uyumuna uymuştur. Şüphe
ve
pekiştirme göreviyle kullanılan ki sözü de
ayrı yazılır: Babam geldi mi ki? Başbakan konuşacak mı ki? Fiil Çekimi ile İlgili Yazılışlar Gelecek
zaman
ekinin ünlüleri ile zaman ekinden önceki
ünlü, söyleyişe bakılmaksızın bütün şahıslarda a, e ile
yazılır:
geleceğim,
gelmeyeceğim, gelemeyeceğim, geleceğiz, gelmeyeceğiz, gelemeyeceğiz,
gelmeyeceksin, gelemeyeceksin; alacağım, almayacağım, alamayacağım,
almayacaksın, alamayacaksın; başlayacağım. Teklik
ve
çokluk 1. kişi emir eklerinin ünlüsü ile
ekten önceki ünlü, söyleyişe bakılmaksızın a, e ile
yazılır:
başlayayım,
gelmeyeyim; başlayalım, gelmeyelim. İstek
ekinden
önce gelen ünlü, söyleyişe bakılmaksızın
a, e ile yazılır: başlayasın, başlaya, başlayasınız, başlayalar;
gelmeyesin,
gelmeye, gelmeyesiniz, gelmeyeler. Mastar
Eklerinin
Yazılışı -mak, -mek ile biten mastarlardan sonra -a, -e, -ı, -i eklerinden biri geldiğinde araya y ünsüzü girer: kazanmak-a > kazanma-y-a, aldanmak-ı > aldanma-y-ı, sevmek-e > sevme-y-e, görmek-i > görme-y-i. İken’in
Yazılışı İken,
ünlüyle
biten kelimelere ek olarak
getirildiğinde başındaki i ünlüsü düşer ve araya y
ünsüzü girer:
okulday-ken
( okulda iken), yolday-ken ( yolda iken). İle
ayrı olarak
yazılabildiği gibi kelimelere
eklenerek de yazılabilir. Kelimelere eklenerek yazıldığında ünlü
uyumlarına
uyar. İle,
ünsüzle
biten kelimelere ek olarak getirildiğinde i
ünlüsü düşer ve bitişik yazılır: bulut-la (bulut ile), çiçek-le
(çiçek ile),
kuş-la (kuş ile). İle,
ünlüyle
biten kelimelere ek olarak getirildiğinde
başındaki i
ünlüsü düşer ve araya y ünsüzü
girer. Ek, ünlü uyumlarına
uyar:
arkadaşı-y-la (arkadaşı ile), anası-y-la, (anası ile), çevre-y-le
(çevre ile),
sürü-y-le (sürü ile), yapı-y-la (yapı ile). İmek
fiili
bugün daha çok ekleşmiş olarak
kullanılmakta ve ünlü uyumlarına uymaktadır. Ünlüyle
biten
kelimelere eklendiğinde i ünlüsü
düşer.
Bu durumda araya y ünsüzü girer: ne-y-se (ne ise), sonuncu-y-du
(sonuncu idi),
yabancı-y-mış (yabancı imiş). Ünsüzle
biten
kelimelere eklendiğinde de i ünlüsü
düşer: gelir-se (gelir ise), güzel-miş (güzel imiş), yorgun-du (yorgun
idi). Pekiştirmeli
Sıfatların Yazılışı Pekiştirmeli
sıfatlar bitişik yazılır: apaçık, apak,
büsbütün, çepeçevre, çırılçıplak, dümdüz, düpedüz, gömgök, güpegündüz,
kapkara,
kupkuru, paramparça, sapasağlam, sapsarı, sırsıklam, sırılsıklam,
sipsivri,
sapsarı. Sayıların Yazılışı 1.
Sayılar
metin içerisinde yazıyla yazılır: bin
yıldan beri, dört kardeş, haftanın beşinci günü, üç ayda bir, yüz
soru, iki
hafta sonra, üçüncü sınıf. Yaş
otuz beş,
yolun yarısı eder. (Cahit Sıtkı Tarancı) Buna
karşılık
saat, para tutarı, ölçü, istatistik
verilere ilişkin sayılarda rakam kullanılır: 17.30'da, 11.00’de,
1.500.000
lira, 25 kilogram, 150 kilometre, 15 metre kumaş, 1.250.000 kişi, % 25,
% 50. Saat
ve
dakikalar metin içinde yazıyla da yazılabilir:
saat dokuzu beş geçe, saat yediye çeyrek kala, saat sekizi on dakika üç
saniye
geçe, mesela saat onda. 2.
Birden fazla
kelimeden oluşan sayılar ayrı yazılır:
iki yüz, üç yüz altmış beş. 3.
Para ile
ilgili işlem ve senet, çek vb. ticarî belgelerde
geçen sayılar bitişik yazılır: 650,35 (altıyüzelliTL,otuzbeşKr). 4.
Notayı
niteleyen sayılar ayrı yazılır: on altılık. 5.
Oyun
adlarını niteleyen sayılar bitişik yazılır:
altmışaltı. 6.
Romen
rakamları ancak yüzyıllarda, hükümdar
adlarında, tarihlerde ayların yazılışında, kitap ve dergi ciltlerinde
ve
kitapların asıl bölümlerinden önceki sayfaların numaralandırılmasında
kullanılabilir: XX. yüzyıl, III. Selim, XIV. Louis, II. Wilhelm, V.
Karl, VIII.
Edward, 1.XI.1928, I. Cilt, XII. Cilt. 7.
Beş ve
beşten çok rakamlı sayılar sondan sayılmak
üzere üçlü gruplara ayrılarak yazılır ve araya nokta konur: 326.197,
49.750.812, 28.434.250.310.500 . 8.
Sayılarda
kesirler virgül ile ayrılır: 15,2 (15
tam, onda 2), 5,26 (5 tam, yüzde 26). 9.
Sıra
sayıları yazıyla veya rakamla gösterilebilir.
Rakamla gösterilmesi durumunda ya rakamdan sonra bir nokta konur ya da
rakamdan sonra kesme işareti konularak derece gösteren ek yazılır: 15.,
56.,
XX.; 5'inci, 6'ncı. UYARI
:
Sıra sayıları
ekle gösterildiğinde rakamdan sonra sadece kesme işareti ve ek
yazılır; ayrıca
nokta konmaz: 8.'inci değil 8'inci, 2.'nci değil 2'nci. 10.
Üleştirme
sayıları rakamla değil yazıyla
belirtilir: 2'şer değil ikişer, 9'ar değil dokuzar, 100’er değil yüzer. Büyük Harflerin Kullanıldığı Yerler A.
Cümle büyük
harfle başlar: Ak akçe kara gün
içindir. Hayatta
en
hakiki mürşit ilimdir, fendir.(Atatürk) Cümle
içinde
tırnak veya yay ayraç içine alınan
cümleler büyük harfle başlar ve sonlarına uygun noktalama işareti
(nokta, soru,
ünlem) konur: Atatürk,
"Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki
asil kanda mevcuttur!" diyor. Anadolu
kentlerini, köylerini (Köy sözünü de çekinerek
yazıyorum.) gezsek bile görmek için değil, kendimizi göstermek için
geziyoruz.(Nurullah Ataç) Ancak
iki çizgi
arasındaki açıklama cümleleri büyük
harfle başlamaz: Bir
zamanlar
-bu zamanlar çok da uzak değildir, bundan
on, on iki yıl önce- Türk saltanatının maddi sınırları uçsuz bucaksız
denilecek
kadar genişti.(Yakup Kadri Karaosmanoğlu) İki
noktadan
sonra gelen cümleler büyük harfle başlar: Menfaat
sandalyeye benzer: Başında taşırsan seni
küçültür, ayağının altına alırsan yükseltir.(Cenap Şahabettin) Ancak
iki
noktadan sonra cümle niteliğinde olmayan
örnekler sıralandığında bu örnekler büyük harfle başlamaz: Bu
eskiliği siz
de çok evde görmüşsünüzdür: duvarlarda
çiviler, çivi yerleri, lekeler...(Memduh Şevket Esendal) UYARI: Rakamla
başlayan cümlelerde rakamdan sonra gelen kelime büyük harfle başlamaz:
2005
yılında Türk Dil Kurumunun 73. yılını kutladık. UYARI : Örnek
niteliğindeki kelimelerle başlayan cümlede de ilk harf büyük yazılır:
"Banka, bütçe, devlet, fındık, kanepe, menekşe, şemsiye" gibi
yüzlerce kelime, kökenleri yabancı olmakla birlikte artık dilimizin
malı
olmuştur. "Et-, ol-" fiilleri, dilimizde en sık kullanılan yardımcı
fiillerdir. B.
Dizeler
genellikle büyük harfle başlar: Bin
atlı
akınlarda çocuklar gibi şendik; Bin
atlı o gün
dev gibi bir orduyu yendik. (Yahya
Kemal Beyatlı) C.
Özel adlar
büyük harfle başlar: 1.
Kişi
adlarıyla soyadları büyük harfle başlar:
Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Kâzım Karabekir, Ahmet Haşim,
Tevfik
Fikret, Mehmet Emin Yurdakul, Hüseyin Cahit Yalçın, Orhan Veli Kanık,
Sait Faik
Abasıyanık, Yunus Emre, Evliya Çelebi, Gevheri, Karacaoğlan, Âşık Ömer,
Wolfgang von Goethe, Wilhelm Radloff, Vilhelm Thomsen, Victor Hugo. Takma
adlar da
büyük harfle başlar: Muhibbi (Kanuni
Sultan Süleyman), Demirtaş (Ziya Gökalp), Tarhan (Ömer Seyfettin), Aka
Gündüz
(Hüseyin Avni, Enis Avni), Kirpi (Refik Halit Karay), Deli Ozan (Faruk
Nafiz
Çamlıbel), Server Bedi (Peyami Safa), İrfan Kudret (Cahit Sıtkı
Tarancı),
Mehmet Ali Sel (Orhan Veli Kanık). 2.
Kişi
adlarından önce ve sonra gelen saygı sözleri,
unvanlar, lakaplar, meslek ve rütbe adları büyük harfle başlar:
Cumhurbaşkanı
Mustafa Kemal Atatürk, Kaymakam Erol Bey, Sayın Prof. Dr. Hasan Eren,
Hamdi
Bey, Zeynep Hanım, Bay Ali Çiçekçi, Prof. Dr. Mehmet Kaplan, Doktor
Behçet Uz,
Mareşal Fevzi Çakmak, Yüzbaşı Cengiz Topel; Fatih Sultan Mehmet. Akrabalık
bildiren kelimeler büyük harfle başlamaz:
Tülay abla, Ayşe teyze, Fatma nine, Kemal dayı, Saim amca, Ali enişte. Akrabalık
bildiren kelimeler başa geldiğinde lakap
yerine kullanıldığı için büyük harfle başlar: Nene Hatun, Baba Gündüz,
Dayı
Kemal, Hala Sultan. Bazı
tarihî ve
menkıbevi şahsiyetlerde ise akrabalık bildiren
kelime sonda olduğu hâlde unvan değeri kazandığı ve özel ada dâhil
olduğu için
büyük harfle yazılır: Gül Baba, Susuz Dede, Adile Hala, Gülsüm Bacı,
Sultan
Ana. Resmî
yazılarda
saygı bildiren sözlerden sonra gelen
ve makam, mevki, unvan bildiren kelimeler de büyük harfle başlar: Sayın
Bakan, Hitap
kelimeleri de büyük harfle başlar: Sevgili
Kardeşim, 3.
Hayvanlara
verilen özel adlar büyük harfle başlar:
Sarıkız, Fino, Karabaş, Pamuk, Minnoş, Tekir. 4.
Millet, boy,
oymak adları büyük harfle başlar:
Türk, Alman, İngiliz, Rus, Arap, Japon; Oğuz, Kazak, Kırgız, Özbek,
Tatar;
Karakeçili, Hacımusalı. 5.
Dil ve lehçe
adları büyük harfle başlar: Türkçe,
Almanca, İngilizce, Rusça, Arapça; Oğuzca, Kazakça, Kırgızca, Özbekçe,
Tatarca. 6.
Devlet
adları büyük harfle başlar: Türkiye
Cumhuriyeti, Amerika Birleşik Devletleri, Suudi Arabistan, Azerbaycan
Cumhuriyeti. 7.
Din ve
mezhep adları ile bunların mensuplarını
bildiren sözler büyük harfle başlar: Müslümanlık, Müslüman;
Hristiyanlık,
Hristiyan; Musevilik, Musevi; Budizm, Budist; Hanefilik, Hanefi;
Malikilik,
Maliki; Protestanlık, Protestan; Katoliklik, Katolik. 8.
Din ve
mitoloji ile ilgili özel adlar büyük harfle
başlar: Tanrı, Allah, Cebrail, Zeus, Oziris, Kibele. Ancak tanrı
kelimesi özel
ad olarak kullanılmadığında küçük harfle başlar: Eski Yunan tanrıları.
Bazı
dinî terimlerin küçük harfle başlaması gelenekleşmiştir: cennet,
cehennem,
uçmak, tamu, peygamber, sırat köprüsü. 9.
Gezegen ve
yıldız adları büyük harfle başlar:
Merkür, Neptün, Plüton, Halley, Dünya, Güneş, Ay vb. UYARI: Dünya, güneş,
ay kelimeleri gezegen anlamı dışında kullanıldığında küçük harfle
başlar. 10.
Yer adları
(kıta, bölge, il, ilçe, köy, semt,
cadde, sokak, vb.) büyük harfle başlar: Asya, Avrupa, Afrika, Amerika;
İç
Anadolu, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Yakın Doğu; Ankara, İstanbul,
Taşkent, Bağdat, Moskova; Akhisar, Ürgüp, Ahlat; Çayırbağı, Akçaköy;
Bahçelievler, Cebeci; Atatürk Bulvarı, Ziya Gökalp Caddesi; Sankiyedim
Sokağı,
Asmalımescit Sokağı. UYARI: Doğu ve batı
sözleri yön bildirdiğinde küçük olarak yazılır: Bursa’nın doğusu. Bu
sözler
düşünce, hayat tarzı, politika vb. anlamlar bildirdiğinde ise büyük
olarak
yazılır: Batı medeniyeti, Doğu mistisizmi vb. Yer
adlarında
ilk isimden sonra gelen deniz, nehir,
göl, dağ, boğaz vb. tür bildiren ikinci isimler büyük harfle başlar:
Ağrı Dağı,
Aral Gölü, Çanakkale Boğazı, Dicle Irmağı, Ege Denizi, Erciyes Dağı,
Fırat
Nehri, Tuna Nehri, Van Gölü, Zigana Geçidi, Süveyş Kanalı. UYARI: Özel ada dâhil
olmayıp tamlama kuran şehir, il, ilçe, bucak, belde, köy vb. sözler
küçük
harfle başlar: Konya ili, Etimesgut ilçesi, Taflan köyü vb. Mahalle,
meydan, bulvar, cadde, sokak adlarında geçen
mahalle, meydan, bulvar, cadde, sokak kelimeleri büyük harfle başlar:
Gazi
Osmanpaşa Mahallesi, Yıldız Mahallesi, Yunus Emre Mahallesi, Karaköy
Meydanı,
Zafer Meydanı, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı, İnkılap Sokağı, Reşat Nuri
Sokağı,
Türk Ocağı Sokağı. UYARI: Yer bildiren
özel isimlerde de kısaltmalı söyleyiş söz konusu olduğu zaman, kelime
başında
büyük harf kullanılır: Hisar’dan, Boğaz’dan, Bulvar’dan. 11.
Saray,
köşk, han, kale, köprü, anıt vb. yapı
adlarının bütün kelimeleri büyük harfle başlar: Topkapı Sarayı,
Dolmabahçe
Sarayı, İshakpaşa Sarayı, Çankaya Köşkü, Horozlu Han, Ankara Kalesi,
Alanya
Kalesi, Galata Köprüsü, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Mostar Köprüsü. 12.
Kurum,
kuruluş ve kurul adlarının her kelimesi
büyük harfle başlar: Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk Dil Kurumu, Dil
ve
Tarih-Coğrafya Fakültesi, Devlet Malzeme Ofisi. 13.
Kanun,
tüzük, yönetmelik, yönerge, genelge
adlarının her kelimesi büyük harfle başlar: Medeni Kanun, Borçlar
Hukuku
(kanun), Atatürk Uluslararası Barış Ödülü Tüzüğü. UYARI: Kurum,
kuruluş, kurul, merkez, bakanlık, üniversite, fakülte, bölüm, kanun,
tüzük,
yönetmelik vb.ni bildiren kelimeler, belli bir kurum vb.
kastedildiğinde büyük
harfle başlar: Bu yıl Meclis, yeni döneme erken başlayacaktır. Son
aylarda
Kurum, yazım konusunda yoğun bir çalışma içine girmiştir. 2876 sayılı
Kanun bu
yıl yeniden gözden geçiriliyor. Bu madde Yönetmelik’in 4’üncü maddesine
aykırı
düşmektedir. 14.
Kitap,
dergi, gazete ve sanat eserlerinin (tablo,
heykel, müzik) her kelimesi büyük harfle başlar: Nutuk, Safahat, Kendi
Gök
Kubbemiz, Anadolu Notları, Sinekli Bakkal; Türk Dili, Türk Kültürü,
Varlık;
Resmî Gazete, Hürriyet, Türkiye, Saraydan Kız Kaçırma, Onuncu Yıl Marşı. UYARI: Özel ada dâhil
olmayan gazete, dergi, tablo vb. sözler büyük harfle başlamaz: Milliyet
gazetesi, Türk Dili dergisi, Halı Dokuyan Kızlar tablosu. UYARI: Büyük
harflerin kullanıldığı yerlerde bulunan ve, ile, ya, veya, yahut, ki,
da, de
sözleriyle mı, mi, mu, mü soru eki küçük harfle yazılır: Mai ve Siyah,
Suç ve
Ceza, Leyla ile Mecnun, Turfanda mı, Turfa mı? Diyorlar ki, Dünyaya
İkinci
Geliş yahut Sır İçinde Esrar, Ya Devlet Başa ya Kuzgun Leşe, Ben de
Yazdım. 15.
Millî ve
dinî bayramlarla bayram niteliği kazanmış
günlerin adları büyük harfle başlar: 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, 23
Nisan
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Ramazan Bayramı, Anneler Günü,
Öğretmenler
Günü, 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü, 14 Mart Tıp Bayramı. Kurultay,
bilgi
şöleni, açık oturum vb. toplantıların
adlarında her kelime büyük harfle başlar: V. Uluslararası Türk Dili
Kurultayı,
Manas Bilgi Şöleni. 16.
Tarihî
olay, çağ ve dönem adları büyük harfle
başlar: Kurtuluş Savaşı, Millî Mücadele, Cilalı Taş Devri, İlk Çağ,
Yükselme
Devri, Millî Edebiyat Dönemi, Servetifünun Dönemi. UYARI: Tarihî dönem
bildirmeyip tür veya tarz bildiren terimler küçük harfle başlar: divan
şiiri,
divan edebiyatı, halk şiiri, halk edebiyatı, eski Türk edebiyatı, Türk
dili,
Türk sanat müziği, Türk halk müziği, tekke edebiyatı. 17.
Özel
adlardan türetilen bütün kelimeler büyük
harfle başlar: Türklük, Türkleşmek, Türkçü, Türkçülük, Türkçe,
Türkolog,
Türkoloji, Avrupalı, Avrupalılaşmak, Asyalılık, Darvinci, Konyalı,
Bursalı. UYARI:
Özel ad
kendi anlamı dışında yeni bir anlam
kazanmışsa büyük harfle başlamaz: acem (Türk müziğinde bir perde),
hicaz (Türk
müziğinde bir makam), nihavent (Türk müziğinde bir makam), acemi
(tecrübesiz),
amper (elektrik akımında şiddet birimi), jul (fizikte iş birimi),
allahlık
(saf, zararsız kimse), donkişotluk (gereği yokken kahramanlık
göstermeye
kalkışmak). UYARI: Para birimleri
büyük harfle başlamaz: avro, dinar, dolar, lira, yeni kuruş, liret. UYARI: Özel adlar
yerine kullanılan "o" zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz. UYARI: Müzikte
kullanılan makam ve tür adları büyük harfle başlamaz: acemaşiran,
acembuselik,
bayati, hicazkâr, türkü, varsağı, bayatı. 18.
Yer, millet
ve kişi adlarıyla kurulan birleşik
kelimelerde özel adlar büyük harfle başlar: Antep fıstığı, Brüksel
lahanası,
Frenk gömleği, Hindistan cevizi, İngiliz anahtarı, Japon gülü, Maraş
dondurması, Van kedisi. Ç.
Belirli bir
tarih bildiren ay ve gün adları büyük
harfle başlar: 29 Mayıs 1453 Salı günü, 29 Ekim 1923, 28 Aralık 1982'de
göreve
başladı. Lale festivali 25 Haziran'da başlayacak. 1919
senesi
Mayısının 19'uncu günü Samsun'a çıktım.
(Atatürk) Belirli
bir
tarihi belirtmeyen ay ve gün adları küçük
harfle başlar: Okullar genellikle eylülün ikinci haftasında öğretime
başlar.
Yürütme Kurulu toplantılarını perşembe günleri yaparız. D.
Levhalar ve
açıklama yazıları büyük harfle başlar:
Giriş, Çıkış, Müdür, Vezne, Başkan, Doktor, Otobüs Durağı, Dolmuş
Durağı,
Şehirler Arası Telefon, III. Kat, IV. Sınıf, I. Blok. E.
Bilim
dallarında kullanılan terimlerin büyük harfle
yazılışı, ilgili dallardaki uygulamaya bağlıdır: Canis canis, Carduelis
carduelis, Ardea alba, Populus alba, Prunus domestica, Pinus silvestris. F.
Kitap,
bildiri, makale vb.nde ana başlıkta bulunan
kelimelerin tamamı, alt başlıkta bulunan kelimelerin ise yalnızca ilk
harfleri
büyük olarak yazılır. G.
Kitap, dergi
vb.nde bulunan resim, çizelge, tablo
vb.nin altında yer alan açıklayıcı yazılar büyük harfle başlar. Birleşik
Kelimelerin Yazılışı Belirtisiz
isim
tamlamaları, sıfat tamlamaları, isnat
grupları, birleşik fiiller, ikilemeler, kısaltma grupları ve
kalıplaşmış çekimli
fiillerden oluşan ifadeler, yeni bir kavramı karşıladıklarında birleşik
kelime
olurlar: yer çekimi, hanımeli, ses bilgisi; beyaz peynir, açıkgöz,
toplu iğne;
eli açık, sırtı pek; söz etmek, zikretmek, hasta olmak, gelebilmek,
yazadurmak,
alıvermek; çoluk çocuk, çıtçıt, altüst; başüstüne, günaydın; sağ ol,
ateşkes,
külbastı. Birleşik
kelimeler belirli kurallar çerçevesinde
bitişik veya ayrı olarak yazılır. Birleşik
kelimeler aşağıdaki durumlarda bitişik
yazılırlar: 1. Ses düşmesine uğrayan birleşik kelimeler bitişik yazılır: kaynana (kayın ana), kaynata (kayın ata), nasıl ( ne asıl), niçin (ne için), pazartesi (pazar ertesi), sütlaç (sütlü aş), birbiri ( biri biri). 2.
Et- ve ol- yardımcı fiilleriyle birleşirken ses düşmesine
veya ses türemesine uğrayan birleşik kelimeler bitişik yazılır:
emretmek (emir
etmek), kaybolmak (kayıp olmak); haletmek (hal’ etmek=tahttan
indirmek), menolunmak
(men’ olunmak); affetmek (af etmek), reddetmek (ret etmek) UYARI : Sadece
söyleyişte tonlulaşma biçiminde ses değişmesine uğrayanlar ayrı
yazılır: azat
etmek, hamt etmek, izah etmek, iktisap etmek. Bu örneklerde tonluluk
söyleyişte belirtilir. 3.
Kelimelerden
her ikisi veya ikincisi, birleşme
sırasında benzetme yoluyla anlam değişmesine uğradığında bu tür
birleşik
kelimeler bitişik yazılır. a.
Bitki
adları: aslanağzı, civanperçemi, keçiboynuzu,
kuşburnu, turnagagası, açıkağız, akkuyruk (çay), alabaş, altınbaş
(kavun),
altıparmak (palamut), beşbıyık (muşmula), acemborusu, çobançantası,
gelinfeneri, karnıkara (börülce), kuşyemi, şeytanarabası, venüsçarığı,
yılanyastığı,
akşamsefası, camgüzeli, çadıruşağı, gecesefası, ayşekadın (fasulye),
hafızali
(üzüm), havvaanaeli, meryemanaeldiveni. b.
Hayvan
adları: danaburnu (böcek), akbaş (kuş),
alabacak (at), bağrıkara (kuş), beşparmak (deniz hayvanı), beşpençe
(deniz
hayvanı), çakırkanat (ördek), elmabaş (tepeli dalgıç), kababurun
(balık),
kamçıkuyruk (koyun), kamışkulak (at), karabaş, karagöz (balık),
karafatma
(böcek), kızılkanat (balık), sarıkuyruk (balık), yeşilbaş (ördek),
sazkayası
(balık), sırtıkara (balık), şeytaniğnesi, yalıçapkını (kuş), bozbakkal
(kuş),
bozyürük (yılan), karadul (örümcek), sarısabır (bitki).
c.
Hastalık
adları: itdirseği (arpacık), delibaş,
karabacak, karataban. ç.
Alet ve eşya
adları: balıkgözü (halka), deveboynu
(boru), domuzayağı (çubuk), domuztırnağı (kanca), horozayağı (burgu),
kargaburnu (alet), keçitırnağı (oyma kalemi), kedigözü (lamba),
leylekgagası
(alet), sıçankuyruğu (törpü), baltabaş (gemi) gagaburun (gemi),
kancabaş
(kayık), adayavrusu (tekne). d.
Biçim
adları: ayıbacağı (yelken biçimi), balıksırtı
(desen), civankaşı (nakış), eşeksırtı (çatı biçimi), kazkanadı (oyun),
kırlangıçkuyruğu
(işaret), koçboynuzu (işaret), köpekkuyruğu (spor), sıçandişi (dikiş),
balgümeci (dikiş), beşikörtüsü (çatı biçimi), turnageçidi (fırtına). e.
Yiyecek
adları: dilberdudağı (tatlı), hanımgöbeği
(tatlı), hanımparmağı (tatlı), kadınbudu (köfte), kadıngöbeği (tatlı),
kargabeyni (yemek), kedidili (bisküvi), tavukgöğsü (tatlı),
vezirparmağı
(tatlı), bülbülyuvası (tatlı), kuşlokumu (kurabiye), alinazik (kebap). f.
Oyun adları:
beştaş, dokuztaş, üçtaş. g.
Gök
cisimlerinin adları: Altıkardeş (yıldız kümesi),
Arıkovanı (yıldız kümesi), Büyükayı (yıldız kümesi), Demirkazık
(yıldız),
Küçükayı (yıldız kümesi), Kervankıran (yıldız), Samanyolu (yıldız
kümesi),
Yedikardeş (yıldız kümesi). ğ.
Renk adları:
baklaçiçeği, balköpüğü, camgöbeği,
devetüyü, fildişi, gülkurusu, kavuniçi, narçiçeği, ördekbaşı,
ördekgagası,
tavşanağzı, tavşankanı, turnagözü, vapurdumanı, vişneçürüğü, yavruağzı. 4.
-a, -e, -ı,
-i, -u, -ü zarf-fiil ekleriyle bilmek,
vermek, kalmak, durmak, gelmek, görmek ve yazmak fiilleriyle yapılan
tasvirî
fiiller bitişik yazılır: alabildiğine, düşünebilmek, yapabilmek;
uyuyakalmak;
gidedurmak, yazadurmak; çıkagelmek, olagelmek, süregelmek; düşeyazmak,
öleyazmak; alıvermek, gelivermek, gülüvermek, uçuvermek; düşmeyegör,
ölmeyegör. 5.
Bir veya iki
ögesi emir kipiyle kurulan kalıplaşmış
birleşik kelimeler bitişik yazılır: alaşağı, albeni, ateşkes, çalçene,
çalyaka, dönbaba, gelberi, incitmebeni, rastgele, sallabaş, sallasırt,
sıkboğaz, unutmabeni; çekyat, geçgeç, kaçgöç, kapkaç, örtbas, seçal,
veryansın,
yapboz, yazboz tahtası. 6.
-an/-en,
-r/-ar/-er/-ır/-ir, -maz/-mez ve -mış/-miş
sıfat-fiil eklerinin kalıplaşmasıyla oluşan birleşik kelimeler bitişik
yazılır: ağaçkakan,
alaybozan, cankurtaran, çöpçatan,
dalgakıran, demirkapan, etyaran, filizkıran, gökdelen, oyunbozan,
saçkıran,
yelkovan, yolgeçen; akımtoplar,
altıpatlar, barışsever, basınçölçer,
betonkarar, bilgisayar, çoksatar, dilsever, füzeatar, özezer,
pürüzalır,
uçaksavar, yurtsever; baştanımaz,
değerbilmez, etyemez, hacıyatmaz,
kadirbilmez, karıncaez-mez, kuşkonmaz, külyutmaz, tanrıtanımaz,
varyemez; çokbilmiş,
güngörmüş. 7.
İkinci
kelimesi -dı (-di / -du / -dü, -tı / -ti /
-tu / -tü) kalıplaşmış belirli geçmiş zaman ekleriyle kurulan birleşik
kelimeler bitişik yazılır: albastı, ciğerdeldi, çıtkırıldım, dalbastı,
fırdöndü, gecekondu, gündöndü, hünkârbeğendi, imambayıldı, karyağdı,
külbastı,
mirasyedi, papazkaçtı, serdengeçti, şıpsevdi, zıpçıktı. 8.
Her iki
kelimesi de -dı (-di / -du / -dü, -tı / -ti
/ -tu / -tü) belirli geçmiş zaman veya -r /-ar /-er geniş zaman
eklerini almış
ve kalıplaşmış bulunan birleşik kelimeler bitişik yazılır: dedikodu,
kaptıkaçtı, oldubitti, uçtuuçtu (oyun); biçerbağlar, biçerdöver,
göçerkonar,
kazaratar, konargöçer, okuryazar, uyurgezer, yanardöner, yüzergezer. Aynı
yapıda
olan çakaralmaz kelimesi de bitişik
yazılır. 9.
Somut olarak
yer bildirmeyen alt, üst ve üzeri
sözlerinin sona getirilmesiyle kurulan birleşik kelimeler bitişik
yazılır:
ayakaltı, bilinçaltı, gözaltı (gözetim), şuuraltı; akşamüstü,
akşamüzeri, ayaküstü,
ayaküzeri, bayramüstü, gerçeküstü, ikindiüstü, olağanüstü, öğleüstü,
öğleüzeri, suçüstü, yüzüstü. 10.
İki veya
daha çok kelimenin birleşmesinden oluşmuş
kişi adları, soyadları ve lakaplar bitişik yazılır: Alper, Aydoğdu,
Birol,
Gülnihal, Gülseren, Gündoğdu, Şenol, Varol; Abasıyanık, Adıvar,
Atatürk,
Gökalp, Güntekin, İnönü, Karaosmanoğlu, Tanpınar, Yurdakul; Boynueğri
Mehmet
Paşa, Tepedelenli Ali Paşa, Yirmisekiz Çelebi Mehmet, Yedisekiz Hasan
Paşa. 11.
İki veya
daha çok kelimeden oluşmuş Türkçe yer
adları bitişik yazılır: Çanakkale, Gümüşhane; Acıpayam, Pınarbaşı,
Şebinkarahisar; Beşiktaş, Kabataş. Şehir,
kent,
köy, mahalle, dağ, tepe, deniz, göl,
ırmak, su vb. kelimelerle kurulmuş sıfat tamlaması ve belirtisiz isim
tamlaması kalıbındaki yer adları bitişik yazılır: Akşehir, Eskişehir,
Suşehri,
Yenişehir; Atakent, Batıkent, Konutkent, Korukent, Çengelköy, Sarıyer,
Yenimahalle; Karabağ, Karadağ, Uludağ; Kocatepe, Tınaztepe; Akdeniz,
Karadeniz,
Kızıldeniz; Acıgöl; Kızılırmak, Yeşilırmak; İncesu, Karasu, Sarısu,
Akçay. 12.
Kişi adları
ve unvanlarından oluşmuş mahalle,
meydan, köy vb. yer ve kuruluş adlarında unvan kelimesi sonda ise,
gelenekleşmiş olarak bitişik yazılır: Abidinpaşa, Bayrampaşa,
Davutpaşa,
Ertuğrulgazi, Kemalpaşa (ilçesi); Necatibey (Caddesi), Mustafabey
(Caddesi). 13.
Ara yönleri
belirten kelimeler bitişik yazılır:
güneybatı, güneydoğu, kuzeybatı, kuzeydoğu. 14.
Bunlardan
başka dilimizde her iki ögesi de asıl
anlamını koruduğu hâlde yaygın bir biçimde gelenekleşmiş olarak
bitişik yazılan
kelimeler de vardır: a.
Baş sözüyle
oluşturulan sıfat tamlamaları:
başağırlık, başbakan, başçavuş, başeser, başfiyat, başhekim,
başhemşire,
başkahraman, başkarakter, başkent, başkomutan, başköşe, başmüfettiş,
başöğretmen, başparmak, başpehlivan, başrol, başsavcı, başşehir,
başyazar. b.
Bir
topluluğun yöneticisi anlamındaki başı sözüyle
oluşturulan belirtisiz isim tamlamaları: aşçıbaşı, binbaşı, çarkçıbaşı,
çeribaşı, elebaşı, mehterbaşı, onbaşı, ustabaşı, yüzbaşı. c.
Oğlu, kızı
sözleri: çapanoğlu, eloğlu, hinoğluhin,
elkızı. ç.
Ağa, bey,
efendi, hanım, nine vb. sözlerle kurulan
birleşik kelimeler: ağababa, ağabey, beyefendi, efendibaba, hanımanne,
hanımefendi, hacıağa, hıyarağalık, kadınnine, paşababa. d.
Biraz,
birkaç, birkaçı, birtakım, birçok, birçoğu,
hiçbir, hiçbiri, herhangi belirsizlik sıfat ve zamirleri de
gelenekleşmiş
olarak bitişik yazılır. 15.
Ev
kelimesiyle kurulan birleşik kelimeler bitişik
yazılır: aşevi, bakımevi, basımevi, doğumevi, gözlemevi, huzurevi,
konukevi,
orduevi, öğretmenevi, polisevi, yayınevi. 16.
Hane, name,
zade kelimeleriyle oluşturulan
birleşik kelimeler bitişik yazılır: çayhane, dershane, kahvehane,
yazıhane;
beyanname, kanunname, seyahatname, siyasetname; amcazade, dayızade,
teyzezade. UYARI: Eczahane,
hastahane,
pastahane, postahane sözleri kullanımdaki yaygınlık dolayısıyla eczane,
hastane, pastane, postane biçiminde yazılmaktadır. 17.
Farsça
kurala göre oluşturulan isim ve sıfat
tamlamaları ile kalıplaşmış biçimler bitişik yazılır: cürmümeşhut,
darıdünya,
ehlibeyit, ehvenişer, erkânıharp, fecrisadık, gayrimenkul, gayrimeşru,
hüsnükuruntu, hüsnüniyet, suikast, hamdüsena, hercümerç. 18.
Arapça
kurala göre oluşturulan tamlamalar ve
kalıplaşmış biçimler bitişik yazılır: aliyyülâlâ, ceffelkalem,
darülaceze,
darülfünun, daüssıla, fevkalade, fevkalbeşer, hıfzıssıhha, hüvelbaki,
şeyhülislam,
tahtelbahir, tahteşşuur; âlemşümul, cihanşümul, aleykümselam,
Allahualem,
bismillah, fenafillah, fisebilillah, hafazanallah, inşallah, maşallah,
velhasıl, velhasılıkelam. 19.
Müzik makam
adları bitişik yazılır: acembuselik,
hisarbuselik, muhayyerkürdi. Bir
sıfatla
oluşturulan usul adlarında sıfat ayrı
yazılır: ağır aksak, yürük aksak, yürük semai. Ayrı Yazılan Birleşik Kelimeler 1.
Etmek,
edilmek, eylemek, kılmak, kılınmak, olmak,
olunmak yardımcı fiilleriyle kurulan birleşik fiiller herhangi bir ses
düşmesine
veya türemesine uğramazsa ayrı yazılır: alt etmek, arz etmek, azat
etmek, boş
olmak, dans etmek, el etmek, göç etmek, ilan etmek, kabul etmek, kul
etmek, kul
olmak, not etmek, oyun etmek, sağ olmak, söz etmek, terk etmek, var
olmak, yok
etmek, yok olmak. 2.
Birleşme
sırasında kelimelerinden hiçbiri veya
ikinci kelimesi anlam değişikliğine uğramayan birleşik kelimeler ayrı
yazılır. a.
Hayvan
türlerinden birinin adıyla kurulanlar: ada
balığı,
ateş balığı, dil balığı, fulya balığı,
kedi balığı, kılıç balığı, köpek balığı, ton balığı, yılan balığı; acı
balık,
bıyıklı balık, dikenli balık. b.
Bitki
türlerinden birinin adıyla kurulanlar: ayrık
otu,
beşparmak otu, çörek otu, eğrelti otu,
güzelavrat otu, kelebek otu, ökse otu, pisipisi otu, taşkıran otu,
yüksük otu;
acı ot, sütlü ot. UYARI : Çiçek
dışında anlamlar taşıyan baklaçiçeği (renk), narçiçeği (renk),
suçiçeği
(hastalık); ot dışında anlamlar taşıyan ağızotu (barut), sıçanotu
(arsenik);
ses düşmesine uğramış olan çöreotu ve yaygın bir biçimde gelenekleşmiş
olan
semizotu, dereotu bitişik yazılır. c.
Nesne, eşya
ve alet adlarından biriyle kurulan
birleşik kelimeler: alçı
taşı,
bileği taşı, çakmak taşı, damla taşı,
Hacıbektaş taşı, kireç taşı, lüle taşı, Oltu taşı, sünger taşı, yılan
taşı;
buzul taş, damla taş, dikili taş, kayağan taş, yaprak taş. ç.
Yol ve
ulaşımla ilgili birleşik kelimeler: Arnavut
kaldırımı; çevre yolu, deniz yolu, hava yolu, kara yolu, keçi yolu;
köprü yol. d.
Durum, olgu
ve olay bildiren sözlerden biriyle
kurulan birleşik kelimeler: açık oturum, açık öğretim, ana dili, ay
tutulması,
baş ağrısı, baş belası, baş dönmesi, çıkış yolu, çözüm yolu, dil
birliği, din
birliği, güç birliği, iş birliği, iş bölümü, madde başı, ses uyumu, yer
çekimi. e.
Bilim ve
bilgi sözleriyle kurulan birleşik
kelimeler: anlam bilimi, dil bilimi, edebiyat bilimi, gök bilimi, halk
bilimi,
ruh bilimi, toplum bilimi, toprak bilimi, yer bilimi; dil bilgisi, halk
bilgisi, ses bilgisi, şekil bilgisi. f.
Yuvar ve
küre sözleriyle kurulan birleşik
kelimeler: göz yuvarı, hava yuvarı, ısı yuvarı, ışık yuvarı, renk
yuvarı, yer
yuvarı; hava küre, ışık küre, su küre, taş küre, yarı küre, yarım küre. g.
Yiyecek,
içecek adlarından biriyle kurulan birleşik
kelimeler: bohça böreği, su böreği, talaş böreği; badem yağı, çiçek
yağı,
kuyruk yağı; arpa suyu, maden suyu, meyve suyu; kaşar peyniri, tulum
peyniri,
beyaz peynir; Adana kebabı, tas kebabı, Urfa kebabı. ğ.
Gök
cisimleri: Çoban Yıldızı, Kervan Yıldızı, Kutup
Yıldızı, kuyruklu yıldız; gök taşı, hava taşı, meteor taşı. h.
Organ veya
organ yerine geçen sözlerden biriyle
kurulan birleşik kelimeler: patlak göz, süzgün göz; aşık kemiği, bel
kemiği,
elmacık kemiği; serçe parmak, şehadet parmağı. ı.
Benzetme
yoluyla insanın bir niteliğini anlatmak
üzere bitki, hayvan ve nesne adlarıyla kurulan birleşik kelimeler:
çetin
ceviz, çöpsüz üzüm; eski kurt, sarı çıyan, sağmal inek; ağır top, eksik
etek,
eski toprak, eski tüfek, kara maşa, sapsız balta. i.
Zamanla
ilgili birleşik kelimeler: bağ bozumu, gece
yarısı, gün ortası, hafta başı, hafta sonu. 3.
-r / -ar /
-er, -maz / -mez ve -an / -en sıfat-fiil
ekleriyle kurulan sıfat tamlaması yapısındaki birleşik kelimeler ayrı
yazılır:
bakar kör, çalar saat, çıkar yol, döner sermaye, güler yüz, koşar adım,
yazar
kasa, yeter sayı; çıkmaz sokak, geçmez akçe, görünmez kaza, ölmez
çiçek,
tükenmez kalem; akan yıldız, doyuran buhar, uçan daire. 4.
Renk sözü
veya renklerden birinin adıyla kurulmuş
isim tamlaması yapısındaki renk adları ayrı yazılır: bal rengi, duman
rengi,
gümüş rengi, portakal rengi, saman rengi; ateş kırmızısı, boncuk
mavisi, çivit
mavisi, gece mavisi, limon sarısı, safra yeşili, süt kırı. 5.
Rengin
tonunu belirtmek üzere renkten önce
kullanılan sıfatlar ayrı yazılır: açık mavi, açık yeşil, kara sarı,
kirli sarı,
koyu mavi, koyu yeşil. 6.
Yer
adlarında kullanılan batı, doğu, güney, kuzey,
güneybatı, güneydoğu, kuzeybatı, kuzeydoğu, aşağı, orta, yukarı, iç,
yakın,
uzak kelimeleri ayrı yazılır: Doğu Anadolu, Batı Trakya, Kuzey Amerika,
Orta
Asya, Orta Doğu, Güneybatı Anadolu, Yukarı Ayrancı. 7.
Kişi
adlarından oluşmuş mahalle, bulvar, cadde,
sokak, ilçe, köy vb. yer ve kuruluş adlarında sondaki unvanlar hariç,
şahıs
adları ayrı yazılır: Yunus Emre Mahallesi; Gazi Mustafa Kemal Bulvarı;
Ziya
Gökalp Bulvarı; Nene Hatun Caddesi; Fevzi Çakmak Sokağı, Cemal Nadir
Sokağı;
Koca Mustafapaşa; Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi, Sultan Ahmet Camii,
Sütçü
İmam Üniversitesi. 8.
Dış, iç,
öte, sıra sözleriyle oluşturulan birleşik
kelime ve terimler ayrı yazılır: ahlak dışı, çağ dışı, din dışı, kanun
dışı,
olağan dışı, yasa dışı; ceviz içi, hafta içi, yurt içi; fizik ötesi,
kızıl
ötesi, mor ötesi, sınır ötesi; aklı sıra, ardı sıra, peşi sıra, yanı
sıra. 9.
Somut olarak
yer belirten alt ve üst sözleriyle
oluşturulan birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır: deri altı, su
altı,
toprak altı, yer altı (yüzey); arka üstü, baş üstü, böbrek üstü bezi,
tepe üstü
(trafikte). Deyimlerin Yazılışı İkilemelerin Yazılışı İkilemeler
ayrı
yazılır: adım adım, ağır ağır, allak
bullak, aval aval (bakmak), cır cır (ötmek) bata çıka, çoluk çocuk,
eciş bücüş,
eğri büğrü, enine boyuna, ev bark, konu komşu, pılı pırtı. m
ile yapılmış
ikilemeler de ayrı yazılır: at mat,
çocuk mocuk, dolap molap, kapı mapı. Alıntı Kelimelerin Yazılışı 1.
İki ünsüzle
başlayan batı kökenli alıntılar,
ünsüzler arasına ünlü konmadan yazılır: francala, gram, gramer,
gramofon, grup,
kral, kredi, kritik, plan, pratik, problem, profesör. Bu
tür birkaç
alıntıda, söz başında veya iki ünsüz
arasında bir ünlü türemiştir. Bu ünlü söylenişte de yazılışta da
gösterilir:
iskarpin, iskele, iskelet, istasyon. 2.
İçinde yan
yana iki veya daha fazla ünsüz bulunan
batı kökenli alıntılar, ünsüzler arasına ünlü konmadan yazılır:
alafranga,
apartman, biyografi, elektrik, gangster. 3.
İki ünsüzle
biten batı kökenli alıntılar, ünsüzler
arasına ünlü konmadan yazılır: film, form, lüks, modern, psikiyatr,
park. 4.
Batı kökenli
alıntıların içindeki ve sonundaki g
ünsüzleri olduğu gibi korunur: biyografi, diyagram, dogma; arkeolog,
demagog,
diyalog, filolog. Ancak
coğrafya,
fotoğraf ve topoğraf kelimelerinde
g’ler, ğ’ye döner. Aşağıdaki
durumlarda batı kökenli kelimeler, özgün
biçimleri ile yazılırlar: 1.
Bilim, sanat
ve uzmanlık dallarında kullanılan bazı
terimler: andante (müzik), cuprum (kimya), deseptyl (eczacılık),
quercus,
terminus technicus (teknik terim). 2.
Latin yazı
sistemini kullanan dillerden alınma
deyim ve sözler: Veni, vidi, vici (Geldim, gördüm, yendim.); conditio
sine qua
non (Olmazsa olmaz.); eppur si muove (Dünya her şeye rağmen dönüyor.);
to be or
not to be (olmak veya olmamak); l'art pour l'art (Sanat sanat
içindir.); l'Etat
c'est moi (Devlet benim.); traduttore traditore (Çevirmen haindir.);
persona
non grata (istenmeyen kişi). Mesele
falan
değildi öyle, To
be or not to
be kendisi için; Noktalama İşaretleri Duygu
ve
düşünceleri daha açık ifade etmek, cümlenin
yapısını ve duraklama noktalarını belirlemek, okumayı ve anlamayı
kolaylaştırmak, sözün vurgu ve ton gibi özelliklerini belirtmek üzere
noktalama
işaretleri kullanılır. Düzeltme İşareti ( â, î, û ) Düzeltme
işareti, yalnızca Arapça ve Farsçadan
dilimize giren kelimelerde kullanılır: 1.
Yazılışları
bir, anlamları ve okunuşları farklı
olan kelimeleri ayırt etmek için, okunuşları uzun olan ünlülerin
üzerine konur: âdet
(gelenek)
adet (sayı) 2.
İnce g ve k
ünsüzlerinden sonra gelen a ve u
ünlülerinin üzerine konur: agâh,
ahkâm,
aşikâr, azimkâr, bargâh, bekâr, bekâret,
bestekâr, bestenigâr 3. Nispet i(î)'sinin belirtme durumu ve iyelik
ekleriyle
karışması muhtemel olduğu durumlarda kullanılır. Nokta 1.
Cümlenin
sonuna konur: Türk Dil Kurumu, 1932
yılında kurulmuştur. Saatler
geçtikçe yollara daha mahzun bir ıssızlık
çöküyordu. (Reşat Nuri Güntekin) 2.
Bazı
kısaltmaların sonuna konur: Dr. (doktor),
Prof. (profesör), Cad. (cadde), Sok. (sokak), vb. (ve benzeri), İng.
(İngilizce). 3.
Sayılardan
sonra sıra bildirmek için konur: 3.
(üçüncü); II. Mehmet, XV. yüzyıl; 2. Cadde, 4. Levent. UYARI:
Arka
arkaya sıralandıkları için virgülle veya
çizgiyle ayrılan rakamlardan yalnızca sonuncu rakamdan sonra nokta
konur: 3, 4
ve 7. maddeler. 4.
Bir yazının
maddelerini gösteren rakam veya
harflerden sonra konur. 5.
Tarihlerin
yazılışında gün, ay ve yılı gösteren
sayıları birbirinden ayırmak için konur: 29.5.1453, 29.X.1923. Tarihlerde
ay
adları yazıyla da yazılabilir. Bu
durumda ay adlarından önce ve sonra nokta kullanılmaz: 29 Mayıs 1453,
29 Ekim
1923. 6.
Saat ve
dakika gösteren sayıları birbirinden ayırmak
için konur: Tren 09.15'te kalktı. Toplantı 13.00’te başladı. 7.
Beş ve
beşten çok rakamlı sayılar sondan sayılmak
üzere üçlü gruplara ayrılarak yazılır ve araya nokta konur: 326.197,
28.434.250.310.500 8.
Bibliyografik künyelerin sonuna konur: Agâh
Sırrı
Levend, Türk Dilinde Gelişme ve Sadeleşme Evreleri, TDK Yayınları,
Ankara,
1960. Virgül 1.
Birbiri
ardınca sıralanan eş görevli kelime ve
kelime gruplarının arasına konur: Fırtınadan,
soğuktan, karanlıktan ve biraz da korkudan
sonra bu sıcak, aydınlık ve sevimli odanın havasında erir gibi oldum. (Halide
Edip
Adıvar) Sessiz
dereler,
solgun ağaçlar, sarı güller Dillenmiş
ağızlarda tutuk dilli gönüller (Faruk Nafiz
Çamlıbel) Zindana
atılan
mahkûmlar gibi titreşerek, haykırarak
geri geri kaçmaya uğraşıyorduk. (Hüseyin Rahmi Gürpınar) 2.
Sıralı
cümleleri birbirinden ayırmak için konur:
Bir varmış, bir yokmuş. Umduk,
bekledik, düşündük. (Yakup Kadri Karaosmanoğlu) Fakat
yol
otomobillere yasak olduğundan o da herkes
gibi tramvaya biner, kimse kendisine dikkat etmez. (Falih Rıfkı Atay) 3.
Cümlede özel
olarak vurgulanması gereken ögelerden
sonra konur: Binaenaleyh,
biz her vasıtadan, yalnız ve ancak, bir
noktainazardan istifade ederiz. (Mustafa Kemal Atatürk) 4.
Uzun
cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan ögeleri
belirtmek için konur: Saniye
Hanımefendi, merdivenlerde oğlunun ayak
seslerini duyar duymaz, hasretlisini karşılamaya atılan bir genç kadın
gibi,
koltuğundan fırlamış ve ona kapıyı kendi eliyle açmaya gelmişti.
(Yakup Kadri
Karaosmanoğlu) 5.
Cümle içinde
ara sözleri ve ara cümleleri ayırmak
için konur: Şimdi,
efendiler, müsaade buyurursanız, size bir sual
sorayım. (Mustafa Kemal Atatürk) 6.
Anlama güç
kazandırmak için tekrarlanan kelimeler
arasına konur: Akşam,
yine
akşam, yine akşam, Göllerde
bu dem
bir kamış olsam!(Ahmet Haşim) Kopar
sonbahar
tellerinden Derinden,
derinden, derinden Biten
yazla
başlar keder musikisi (Yahya Kemal
Beyatlı) 7.
Tırnak
içinde olmayan aktarma cümlelerinden sonra
konur: Datça'ya yarın gideceğim, dedi. Şehirde
ilk
önce hükûmet doktoruyla karşılaştım. –
Bugünlerde
başımı kaşımaya vakit bulamıyorum, dedi.
(Reşat Nuri Güntekin) 8.
Konuşma
çizgisinden önce konur: Bahçe
kapısını
açtı. Sermet Bey’e, –
Bu anahtar
köşkü de açar, dedi. (Ömer Seyfettin) 9.
Kendisinden
sonraki cümleye bağlı olarak ret, kabul
ve teşvik bildiren hayır, yok, evet, peki, pekâlâ, tamam, olur,
hayhay,
başüstüne, öyle, haydi, elbette gibi kelimelerden sonra konur: Peki,
gideriz. Olur,
ben de size katılırım. Hayhay, memnun oluruz. Haydi, geç kalıyoruz. Evet,
kırk
seneden beri Türkçe merhale merhale
Türkleşiyor. (Yahya Kemal Beyatlı) 10.
Bir
kelimenin kendisinden sonra gelen kelime veya
kelime gruplarıyla yapı ve anlam bakımından bağlantısı olmadığını
göstermek ve
anlam karışıklığını önlemek için kullanılır: Bu,
tek gözlü,
genç fakat ihtiyar görünen bir
adamcağızdır. (Halit Ziya Uşaklıgil) Bu
gece,
eğlenceleri içlerine sinmedi. (Reşat Nuri
Güntekin) 11.
Hitap için
kullanılan kelimelerden sonra konur: Efendiler,
bilirsiniz ki hayat demek, mücadele,
müsademe demektir. (Mustafa Kemal Atatürk) Sayın
Başkan, 12.
Sayıların
yazılışında, kesirleri ayırmak için
konur: 38,6 (otuz sekiz tam, onda altı), 25,33 (yirmi beş tam, yüzde
otuz üç),
0,45 (sıfır tam, yüzde kırk beş). 13.
Bibliyografik künyelerde yazar, eser, basımevi vb.
maddelerden sonra konur: Falih
Rıfkı
Atay, Tuna Kıyıları, Remzi Kitabevi,
İstanbul, 1938. Yazarın
soyadı
önce yazılmışsa soyadından sonra da
virgül konur: Ergin,
Muharrem, Dede Korkut Kitabı, Ankara, 1958. UYARI: Metin içinde
ve, veya, yahut bağlaçlarından önce de sonra da virgül konmaz: Nihat
sabaha
kadar uyuyamadı ve şafak sökerken Faik'e
bol teşekkürlerle dolu bir kâğıt bırakarak iki gün evvelki cephe
dönüşü
kıyafeti ile sokağa fırladı. (Peyami Safa) Ben
Atatürk'le
üç veya iki defa karşılaştım. (Burhan
Felek) Ya
şevk içinde
harap ol ya aşk içinde gönül UYARI: Metin içinde
tekrarlı bağlaçlardan önce ve sonra virgül konmaz: Hem
gider hem
ağlar. Ya
bu deveyi
gütmeli ya bu diyardan gitmeli. (Atasözü) Gerek
nesirde
gerek nazımda yeni bir söyleyişe
ulaşılmıştır. Siz
ister
inanın ister inanmayın, bir gün bile durmam. Ne
kız verir ne
dünürü küstürür. UYARI: Cümlede
pekiştirme ve bağlama görevinde kullanılan da / de bağlacından sonra
virgül
konmaz: İmlamız,
lisanımız düzelince lisanımız da kafamız
düzelince düzelecek, çünkü o da ancak onlar kadar bozuktur, fazla
değil!
(Yahya Kemal Beyatlı) UYARI: Metin içinde
-ınca / -ince anlamında zarf-fiil görevinde kullanılan mı / mi ekinden
sonra
virgül konmaz: Ben
aç yattım
mı kötü kötü rüyalar görürüm nedense.
(Orhan Kemal ) Öyle
zekiler
vardır, konuştular mı ağızlarından bal
akıyor sanırsın. (Attila İlhan) UYARI: Şart ekinden
sonra virgül konmaz: Tenha
köşelerde
ağız ağıza konuşurken yanlarına biri
gelecek olursa hemen susuyorlardı.(Reşat Nuri Güntekin) Gör
gözlerinle
de aklın yatarsa anlatıver millete.
(Tarık Buğra) UYARI: Metin içinde
zarf-fiil ekleriyle oluşturulmuş kelimelerden sonra virgül konmaz: Cumaları
bahçede buluştukça kıza kendisinin adi bir
mektep talebesi olmadığını anlatmaya çalışıyordu. (Halide Edip Adıvar) Şimdiye
dek,
ben kendimi bildim bileli kimse
Değirmenoluk köyünden kaçıp da başka köyde çobanlık, yanaşmalık etmedi.
(Yaşar
Kemal) Meydanlığa
varmadan bir iki defa İsmail kendisini
gördü mü diye kahveye baktı. (Necati Cumalı) Ancak
yemekte
bir karara varıp arkadaşına dikkatli
dikkatli bakarak konuştu.(Samim Kocagöz) Kısaltmalarda
kullanılır. Noktalı
Virgül
( ; ) 1.
Cümle içinde
virgüllerle ayrılmış tür veya
takımları birbirinden ayırmak için kullanılır: Erkek çocuklara Doğan,
Tuğrul,
Aslan, Orhan; kız çocuklara ise İnci, Çiçek, Gönül, Yonca adları
verilir.
Türkiye, İngiltere, Azerbaycan; İstanbul, Londra, Bakü. 2.
Ögeleri
arasında virgül bulunan sıralı cümleleri
birbirinden ayırmak için konur: Sevinçten, heyecandan içim içime
sığmıyor;
bağırmak, kahkahalar atmak, ağlamak istiyorum. At ölür, meydan kalır;
yiğit
ölür, şan kalır. 3.
Cümle içinde
virgülle ayrılmış tür veya takımların
arasına noktalı virgül konulur. Örnek: Yörede erkek çocuklara
genellikle Ali,
Kaya Can; kız çocuklarına ise Canan, Sinem, Emine adı verilmektedir. 5. Aralarında anlam bağı (nedenlik, şartlık) özelliği olan sıralı cümlelerde, birinci cümlenin sonuna noktalı virgül konulur. Örnek: Param yetmedi; saat alamadım. Örnek: Kar yağdı; uçak rötar yaptı. Örnek: Saatimi veririm; ancak, yarın getir. Not:
Son çıkan
TDK yazım kılavuzuna göre bağlaçlardan
önce noktalı virgül değil sadece virgül kullanılmalıdır. İki
Nokta ( : ) 1.
Kendisinden
sonra örnek verilecek cümlenin sonuna
konur: Yeni
harfler
alındıktan sonra eski yazı ile bir tek
kelime bile yazmayan iki kişi görmüşümdür: Atatürk ve İnönü!(Falih
Rıfkı Atay) –
Buğdayla
arpadan başka ne biter bu topraklarda? Ziraatçı
sayar: –
Yulaf,
pancar, zerzevat, tütün...(Falih Rıfkı Atay) 2.
Kendisinden
sonra açıklama yapılacak cümlenin
sonuna konur: Bu
kararın
istinat ettiği en kuvvetli muhakeme ve
mantık şu idi: Esas, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet
olarak
yaşamasıdır.(Mustafa Kemal Atatürk) Kendimi
takdim
edeyim: Meclis kâtiplerindenim.(Falih
Rıfkı Atay) Derler:
İnsanda
derin bir yaradır köksüzlük; Budur
âlemde
hudutsuz ve hazin öksüzlük.(Yahya Kemal
Beyatlı) 3.
Ses
biliminde uzun ünlüyü göstermek için
kullanılır: a:ile, ka:til, usu:le, i:cat. 4.
Edebî
eserlerdeki karşılıklı konuşmalarda, konuşan
kişinin adından sonra konur: Bilge
Kağan:
Türklerim, işitin! Üstten gök çökmedikçe,
alttan yer delinmedikçe ülkenizi, törenizi kim bozabilir sizin? Koro:
Göğe erer
başımız, başınla senin! Bilge
Kağan:
Ulusum birleşip yücelsin diye gece
uyumadım, gündüz oturmadım. Türklerim Bilge Kağan der bana. Ben her
şeyi onlar
için bildim. Nöbetteyim! (A. Turan Oflazoğlu) 5.
Genel Ağ
adreslerinde kullanılır: http://tdk.org.tr 6.
Matematikte
bölme işareti olarak kullanılır:
56:8=7, 100:2=50 Üç
Nokta ( … ) 1.
Tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur: Ne
çare ki
çirkinliği hemencecik ve herkes tarafından
görülüveriyordu da, bu yanı... (Tarık Buğra) 2.
Kaba
sayıldığı için veya bir başka sebepten ötürü
açıklanmak istenmeyen kelime ve bölümlerin yerine konur: Kılavuzu
karga olanın
burnu b...tan çıkmaz. Arabacı
B...'a
yaklaştığını söylüyor, ikide bir fırsat
bularak arabanın içine doğru başını çeviriyordu. (Ahmet Hamdi Tanpınar) 3.
Alıntılarda;
başta, ortada ve sonda alınmayan
kelime ve bölümlerin yerine konur: ...
derken
şehrin öte başından boğuk boğuk sesler
gelmeye başladı... (Tarık Buğra) 4.
Sözün bir
yerde kesilerek geri kalan bölümün
okuyucunun hayal dünyasına bırakıldığını göstermek veya ifadeye güç
katmak için
konur: Sana
uğurlar
olsun... Ayrılıyor yolumuz! (Faruk Nafiz
Çamlıbel) Binaenaleyh,
biz her vasıtadan, yalnız ve ancak, bir
noktainazardan istifade ederiz. O noktainazar şudur: Türk milletini,
medeni
cihanda, layık olduğu mevkiye isat etmek ve Türk cumhuriyetini
sarsılmaz
temelleri üzerinde, her gün, daha ziyade takviye etmek... (Mustafa
Kemal
Atatürk) 5.
Ünlem ve
seslenmelerde anlatımı pekiştirmek için
konur: Gölgeler
yaklaştılar. Bir adım kalınca onu
kıyafetinden tanıdılar: —
Koca Ali...
Koca Ali, be!.. (Ömer Seyfettin) 6.
Karşılıklı
konuşmalarda, yeterli olmayan, eksik
bırakılan cevaplarda kullanılır: —
Yabancı yok! —
Kimsin? —
Ali... —
Hangi Ali? —
... —
Sen misin,
Ali usta? —
Benim!.. —
Ne arıyorsun
bu vakit buralarda? —
Hiç... —
Nasıl hiç?
Suya çekicini mi düşürdün yoksa!.. —
!.. (Ömer
Seyfettin) UYARI: Üç nokta
yerine iki veya daha çok nokta kullanılmaz. Soru
İşareti (
? ) 1.
Soru
bildiren cümle veya sözlerin sonuna konur: Ne
zaman
tükenecek bu yollar, arabacı? (Faruk Nafiz
Çamlıbel) Sular
mı yandı?
Neden tunca benziyor mermer? (Ahmet
Haşim) Atatürk
bana
sordu: —
Yeni yazıyı
tatbik etmek için ne düşündünüz? (Falih
Rıfkı Atay) Soru
eki ve
soru kelimesi kullanılmadan ezgili
söyleyişlerde soru işareti kullanılır: Gümrükteki
memur başını kaldırdı: —
Adınız? 2.
Bilinmeyen,
kesin olmayan veya şüpheyle karşılanan
yer, tarih vb. durumlar için kullanılır: Yunus Emre (1240?-1320),
(Doğum yeri:
?). Türk
halk
felsefesinin, Türk nükteciliğinin ve mizah
dehasının büyük mümessili Nasreddin Hoca da (Hâce Nasirüddin) bu
asırda yaşamıştır
(1208 ?-1284). (Türk Dünyası El Kitabı) Ankara'dan
Konya'ya 1,5 (?) saatte gitmiş. 1496
(?)
yılında doğan Fuzuli ... UYARI : mı / mi eki
-ınca / -ince anlamında zarf-fiil işleviyle kullanıldığında soru
işareti
konmaz: Akşam oldu mu sürüler döner. Hava karardı mı eve gideriz. Bahar
gelip de
nehir çağıl çağıl kabarmaya başlamaz mı
içimi geri kalmış bir saat huzursuzluğu kaplardı. (Haldun Taner) UYARI : Soru ifadesi
taşıyan sıralı ve bağlı cümlelerde soru işareti en sona konur: Çok
yakından mı
bu sesler, çok uzaklardan mı? Üsküdar'dan
mı,
Hisar'dan mı, Kavaklar'dan mı? (Yahya
Kemal Beyatlı) Ünlem
İşareti (
! ) 1.
Sevinç,
kıvanç, acı, korku, şaşma gibi duyguları
anlatan cümlelerin sonuna konur: Ne
mutlu
Türk’üm diyene! (Mustafa Kemal Atatürk) Hava
ne kadar
da sıcak! Aşk
olsun! Ne
kadar akıllı
adamlar var! 2.
Seslenme,
hitap ve uyarı sözlerinden sonra konur: Ordular!
İlk
hedefiniz Akdeniz’dir, ileri! (Mustafa
Kemal Atatürk) Ey
Türk
gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklalini,
Türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. (Mustafa
Kemal
Atatürk) Ak
tolgalı
beylerbeyi haykırdı: İlerle! (Yahya Kemal
Beyatlı) Dur,
yolcu!
Bilmeden gelip bastığın Bu
toprak bir
devrin battığı yerdir. (Necmettin Halil
Onan) UYARI: Ünlem işareti,
seslenme ve hitap sözlerinden hemen sonra konulabileceği gibi cümlenin
sonuna
da konabilir: Arkadaş,
biz bu
yolda türküler tuttururken Sana
uğurlar
olsun... Ayrılıyor yolumuz! (Faruk Nafiz
Çamlıbel) 3.
Alay, kinaye
veya küçümseme anlamı kazandırılmak
istenen sözden hemen sonra yay ayraç içinde ünlem işareti kullanılır: İsteseymiş
bir
günde bitirirmiş (!) ama ne yazık ki
vakti yokmuş (!). Adam,
akıllı
(!) olduğunu söylüyor. UYARI: Ünlemden sonra
üç nokta yerine iki nokta konulması yeterlidir. Gök
ekini biçer
gibi!.. Başaklar daha dolmadan. (Tarık
Buğra) Kısa
Çizgi ( -
) 1.
Satıra
sığmayan kelimeler bölünürken satır sonuna
konur. 2.
Ara sözleri
ve ara cümleleri ayırmak için kullanılır: Küçük
bir sürü
-dört inekle birkaç koyun- köye giren
geniş yolun ağzında durmuştu.(Ömer Seyfettin) 3.
Dil
bilgisinde kökleri ve ekleri ayırmak için
konur: al-ış, dur-ak, gör-gü-süz-lük. 4.
Fiil kök ve
gövdelerini göstermek için kullanılır:
al-, dur-, gör-, ver-; başar-, kana-, okut-, taşla-, yazdır-. 5.
Eklerin
başına konur: -ak, -den, -ış, -lık. 6.
Heceleri
göstermek için kullanılır: a-raş-tır-ma,
bi-le-zik, du-ruş-ma, ku-yum-cu-luk, prog-ram, ya-zar-lık. 7.
Kelimeler
arasında “-den...-a, ve, ile, ila,
arasında” anlamlarını vermek için kullanılır: Türkçe-Fransızca Sözlük,
Aydın-İzmir yolu, Ankara-İstanbul uçak seferleri, Türk-Alman
ilişkileri,
Ural-Altay dil grubu, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, 09.30-10.30,
Beşiktaş-Fenerbahçe karşılaşması, Manas Destanı'nda soy-dil-din üçgeni,
1914-1918 Birinci Dünya Savaşı, 2003-2004 öğretim yılı. 8.
Matematikte
çıkarma işareti olarak kullanılır:
50-20=30 Uzun
Çizgi (—) Yazıda
satır
başına alınan konuşmaları göstermek için
kullanılır. Buna konuşma çizgisi de denir. Arabamız
tutarken Erciyes'in yolunu: “Hancı
dedim
bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu'nu?” Gözleri
uzun
uzun burkuldu kaldı bende, Dedi: —
Hana sağ
indi, ölü çıktı geçende! Faruk Nafiz
Çamlıbel) Frankfurt'a
gelene herkesin sorduğu şunlardır: —
Eski şehri
gezdin mi? —
Rothshild'in
evine gittin mi? —
Goethe'nin
evini gezdin mi? (Ahmet Haşim) Oyunlarda
uzun
çizgi konuşanın adından sonra da
konabilir: Sıtkı
Bey —
Kaleyi kurtarmak için daha güzel bir çare
var. Gerçekten ölecek adam ister. İslam
Bey — Ben
daha ölmedim. (Namık Kemal) UYARI : Konuşmalar
tırnak içinde verildiğinde uzun çizgi kullanılmaz. Eğik
Çizgi ( /
) 1.
Yan yana
yazılması gereken durumlarda mısraların
arasına konur: Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak / Sönmeden
yurdumun
üstünde tüten en son ocak / O benim milletimin yıldızıdır parlayacak /
O
benimdir o benim milletimindir ancak. (Mehmet Akif Ersoy) 2.
Adres
yazarken apartman numarası ile daire numarası
arasına ve semt ile şehir arasına konur: Altay Sokağı, Nu.: 21/6
Kurtuluş /
ANKARA 3.
Tarihlerin
yazılışında gün, ay ve yılı gösteren
sayıları birbirinden ayırmak için konur: 18/11/1969, 15/IX/1994. 4.
Dil
bilgisinde eklerin farklı biçimlerini göstermek
için kullanılır: -a/-e, -an /-en, -lık /-lik, -madan /-meden. 5.
Genel Ağ
adreslerinde kullanılır: http://tdk.gov.tr 6.
Matematikte
bölme işareti olarak kullanılır:
70/2=35 Ters
Eğik Çizgi
( \ )
Tırnak
İşareti
( “ ” ) 1.
Başka bir
kimseden veya yazıdan olduğu gibi
aktarılan sözler tırnak içine alınır: Dil ve Tarih-Coğrafya
Fakültesinin ön
cephesinde Atatürk'ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.” vecizesi yer
almaktadır. Ulu önderin “Ne mutlu Türk’üm diyene!” sözü her Türk'ü
duygulandırır. Bakınız,
şair
vatanı ne güzel tarif ediyor: “Bayrakları
bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak
eğer
uğrunda ölen varsa vatandır.” UYARI : Tırnak
içindeki alıntının sonunda bulunan işaret (nokta, soru işareti, ünlem
işareti
vb.) tırnak içinde kalır: “Akıl yaşta değil baştadır.” atasözü
yüzyılların
tecrübesinden süzülüp gelen bir gerçeği ifade etmiyor mu? “İzmir
üzerine
dünyada bir şehir daha yoktur!”
diyorlar. (Yahya
Kemal
Beyatlı) UYARI : Uzun
alıntılarda her paragraf ayrı ayrı tırnak içine alınır. 2.
Özel olarak
belirtilmek istenen sözler tırnak içine
alınır: Yeni bir “barış taarruzu” başladı. 3.
Cümle
içerisinde kitapların ve yazıların adları ve
başlıkları tırnak içine alınır: Yahya
Kemal'in
bazı şiirleri “Kendi Gök Kubbemiz” adı
altında çıktı. (Ahmet
Hamdi
Tanpınar) “Yazım
Kuralları” bölümünde bazı uyarılara yer
verilmiştir. UYARI: Cümle
içerisinde özel olarak belirtilmek istenen sözler, kitapların ve
yazıların
adları ve başlıkları tırnak içine alınmaksızın koyu yazılarak veya eğik
yazıyla
(italik) dizilerek de gösterilebilir: Höyük
sözü
Anadolu'da tepe olarak geçer. Cahit
Sıtkı'nın
Şairin Ölümü şiirini Yahya Kemal çok
sevmişti. (Ahmet
Hamdi
Tanpınar) UYARI : Tırnak içine
alınan sözlerden sonra kesme işareti kullanılmaz: Yahya Kemal’in “Aziz
İstanbul”unu okudunuz mu? 4.
Bibliyografik künyelerde makale adları tırnak
içinde verilir. Tek
Tırnak
İşareti ( ‘ ’ ) Tırnak
içinde
verilen ve yeniden tırnağa alınması
gereken bir sözü belirtmek için kullanılır: Edebiyat
öğretmeni “Şiirler içinde ‘Han Duvarları’
gibisi var mı?” dedi ve Faruk Nafiz’in bu güzel şiirini okumaya başladı. “Atatürk
henüz
‘Gazi Mustafa Kemal Paşa’ idi. Benden
ona dair bir kitap için ön söz istemişlerdi.” (Falih Rıfkı Atay) Denden
İşareti
(") Bir
yazıdaki
maddelerin sıralanmasında veya bir
çizelgede alt alta gelen aynı sözlerin, söz gruplarının ve sayıların
tekrar
yazılmasını önlemek için kullanılır: a.
Etken fiil b.
Edilgen " c.
Dönüşlü " ç.
İşteş " Yay
Ayraç ( ( )
) 1.
Cümlenin
yapısıyla doğrudan doğruya ilgili olmayan
açıklamalar için kullanılır: Anadolu
kentlerini, köylerini (Köy sözünü de çekinerek
yazıyorum.) gezsek bile görmek için değil, kendimizi göstermek için
geziyoruz.
(Nurullah Ataç) UYARI : Yay ayraç
içinde bulunan özel isimler ve yargı bildiren anlatımlar büyük harfle
başlar ve
sonuna uygun noktalama işareti getirilir. UYARI : Hakkında
açıklama yapılan söze ait ek, ayraç kapandıktan sonra yazılır: Yunus
Emre
(1240?- 1320)'nin... 2.
Tiyatro
eserlerinde ve senaryolarda konuşanın
hareketlerini, durumunu açıklamak ve göstermek için kullanılır: İhtiyar
–
(Yavaş yavaş Kaymakama yaklaşır.) Ne oluyor
beyefendi? Allah rızası için bana da anlatın... (Reşat Nuri Güntekin) 3.
Alıntıların
aktarıldığı eseri veya yazarı göstermek
için kullanılır: Cihanın
tarihi,
vatanı uğrunda senin kadar uğraşan,
kanını döken bir millet daha gösteremez. Senin kadar kimse kendi
vatanına sahip
olmaya hak kazanmamıştır. Bu vatan ya senindir, ya kimsenin. (Ahmet
Hikmet
Müftüoğlu) Eşin
var,
aşiyanın var, baharın var ki beklerdin Kıyametler
koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin?
(Mehmet Akif Ersoy) 4.
Alıntılarda,
başta, ortada ve sonda alınmayan
kelime ve bölümlerin yerine konulan üç nokta, yay ayraç içine
alınabilir. 5.
Bir söze
alay, kinaye veya küçümseme anlamı
kazandırmak için kullanılan ünlem işareti yay ayraç içine alınır. 6.
Bir bilginin
şüpheyle karşılandığını veya kesin
olmadığını göstermek için kullanılan soru işareti yay ayraç içine
alınır. 7.
Bir yazının
maddelerini gösteren sayı ve harflerden
sonra kapama ayracı konur: I)
1) A) a) Köşeli
Ayraç (
[ ] ) 1.
Ayraç içinde
ayraç kullanılması gereken durumlarda
yay ayraçtan önce köşeli ayraç kullanılır: Halikarnas
Balıkçısı [Cevat Şakir Kabaağaçlı
(1886-1973)] en güzel eserlerini Bodrum'da yazmıştır. 2.
Bibliyografik künyelere ilişkin bazı ayrıntıları
göstermek için kullanılır: Reşat Nuri [Güntekin], Çalıkuşu, Dersaadet,
1922. Server
Bedi
[Peyami Safa] Kesme
İşareti (
' ) 1.
Aşağıda
sıralanan özel adlara getirilen iyelik,
durum ve bildirme ekleri kesme işaretiyle ayrılır: a.
Kişi adları,
soyadları ve takma adlar: Atatürk’üm,
Fatih Sultan Mehmet’e, Muhibbi’nin, Gül Baba’ya, Sultan Ana’nın,
Yurdakul’dan,
Kâzım Karabekir’i, Yunus Emre’yi, Ziya Gökalp’tan, Refik Halit
Karay’mış, Ahmet
Cevat Emre’dir, Namık Kemal’se. UYARI : Sonunda p,
ç, t, k ünsüzlerinden biri bulunan Ahmet, Çelik, Çiçek, Halit, Mehmet,
Mesut,
Murat, Özbek, Recep, Yiğit, Bosna-Hersek, Gaziantep, Kerkük, Sinop,
Tokat,
Zonguldak gibi özel adlara ünlüyle başlayan ek getirildiğinde kesme
işaretine
rağmen Ahmedi, Çeliği, Çiçeği, Halidi, Mehmedi, Mesudu, Muradı, Özbeği,
Recebi,
Yiğidi, Bosna-Herseği, Gaziantebi, Kerküğü, Sinobu, Tokadı, Zonguldağı
biçiminde son ses yumuşatılarak söylenir. UYARI: Özel adlar
için yay ayraç içinde bir açıklama yapıldığında kesme işareti yay
ayraçtan
sonra konur: Yunus Emre (1240?-1320)'nin, Yakup Kadri
(Karaosmanoğlu)'nin. Ancak
cins
isimler için yapılan açıklamalarda yay
ayraçtan sonra doğal olarak kesme işaretine gerek yoktur: İmek fiili
(ek
fiil)nin geniş zamanı şahıs ekleriyle çekilir. UYARI : Özel adlar
yerine kullanılan "o" zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz ve
kendisinden sonra gelen ekler kesme işaretiyle ayrılmaz. b.
Millet, boy,
oymak adları: Türk’üm, Alman’sınız,
İngiliz’den, Rus’muş, Oğuz’un, Kazak’a, Kırgız’ım, Özbek’e,
Karakeçili’nin,
Hacımusalı’ya. c.
Devlet
adları: Türkiye Cumhuriyeti’ni, Osmanlı
Devleti’ndeki, Amerika Birleşik Devletleri’ne, Azerbaycan
Cumhuriyeti’nden. ç.
Din ve
mitoloji ile ilgili özel adlar: Allah’ın,
Tanrı’ya, Cebrail’den, Zeus’u. d.
Kıta, deniz,
nehir, göl, dağ, boğaz, geçit, yayla;
ülke, bölge, il, ilçe, köy, semt, bulvar, cadde, sokak vb. coğrafyayla
ilgili
yer adları: Asya’nın, Marmara Denizi’nden, Akdeniz’i, Meriç Nehri’ne,
Van
Gölü’ne, Ağrı Dağı’nın, Çanakkale Boğazı’nın, Zigana Geçidi’nden,
Uzunyayla’ya,
Türkiye’dir, İç Anadolu’da, Doğu Anadolu’ya, Ankara’ymış, Sungurlu’ya,
Ziya
Gökalp Bulvarı’ndan, Yıldız Mahallesi’ne, Taksim Meydanı’ndan, Reşat
Nuri
Sokağı’na. UYARI: Yer bildiren
özel isimlerde kısaltmalı söyleyiş söz konusu olduğu zaman ekten önce
kesme
işareti kullanılır: Hisar’dan, Boğaz’dan. e.
Gök
bilimiyle ilgili adlar: Jüpiter’den, Venüs’ü,
Halley’in, Merih’e, Büyükayı’da, Yedikardeş’ten, Samanyolu’nda. f.
Saray, köşk,
han, kale, köprü, anıt vb. adları:
Dolmabahçe Sarayı’nın, Çankaya Köşkü’ne, Sait Halim Paşa Yalısı’ndan,
Ankara
Kalesi’nden, Horozlu Han’ın, Galata Köprüsü’nün, Bilge Kağan
Abidesi’nde,
Çanakkale Şehitleri Anıtı’na. g.
Kitap,
dergi, gazete ve sanat eseri (tablo, heykel,
müzik vb.) adları: Nutuk’ta, Safahat’tan, Kiralık Konak’ta, Sinekli
Bakkal’ı,
Hürriyet’te, Resmî Gazete’de, Onuncu Yıl Marşı’nı, Yunus Emre
Oratoryosu’nu,
Atatürk Uluslararası Barış Ödülü’nü. ğ.
Kanun,
tüzük, yönetmelik, yönerge ve genelge
adları: Millî Eğitim Temel Kanunu’na, Medeni Kanun’un, Atatürk
Uluslararası
Barış Ödülü Tüzüğü’nde, Telif Hakkı Yayın ve Satış Yönetmeliği’nin. UYARI: Belli bir
kanun, tüzük, yönetmelik kastedildiğinde büyük harfle yazılan kanun,
tüzük,
yönetmelik sözlerinin ek alması durumunda kesme işareti kullanılır: Bu
Kanun’un
17. maddesinin c bendi... Yukarıda adı geçen Yönetmelik’in 2’nci
maddesine
göre... vb. h.
Hayvanlara
verilen özel adlar: Sarıkız’ın,
Karabaş’a, Pamuk’u, Minnoş’tan. UYARI: Kurum,
kuruluş, kurul ve iş yeri adlarına gelen ekler kesmeyle ayrılmaz:
Türkiye Büyük
Millet Meclisine, Türk Dil Kurumundan, Türkiye Petrolleri Anonim
Ortaklığına,
Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dekanlığına, Hacettepe Üniversitesi
Rektörlüğüne, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanlığının; Bakanlar
Kurulunun,
Danışma Kurulundan, Yürütme Kuruluna; Mavi Köşe Bakkaliyesinden,
Gimanın. UYARI
: Özel
adlara getirilen yapım ekleri, çokluk eki
ve bunlardan sonra gelen diğer ekler kesmeyle ayrılmaz: Türklük,
Türkleşmek,
Türkçü, Türkçülük, Türkçe, Müslümanlık, Hristiyanlık, Avrupalı,
Avrupalılaşmak,
Aydınlı, Konyalı, Bursalı, Ahmetler, Mehmetler, Yakup Kadriler,
Türklerin,
Türklüğün, Türkleşmekte, Türkçenin, Müslümanlıkta, Hollandalıdan,
Hristiyanlıktan, Atatürkçülüğün. 2.
Kişi
adlarından sonra gelen saygı sözlerine
getirilen ekleri ayırmak için konur: Nihat Bey’e, Ayşe Hanım’dan,
Mahmut
Efendi’ye, Enver Paşa’ya vb. UYARI: Unvanlardan
sonra gelen ekler kesmeyle ayrılmaz: Cumhurbaşkanınca, Başbakanca, Türk
Dil
Kurumu Başkanına göre vb. 3.
Kısaltmalara
getirilen ekleri ayırmak için konur:
TBMM'nin, TDK'nin, BM'de, ABD'de, TV'ye. UYARI : Sonunda
nokta bulunan kısaltmalarla üs işaretli kısaltmalar kesmeyle ayrılmaz.
Bu tür
kısaltmalarda ek noktadan ve üs işaretinden sonra, kelimenin ve üs
işaretinin
okunuşuna uygun olarak yazılır: vb.leri, Alm.dan, İng.yi; cm³e
(santimetre
küpe), m²ye (metre kareye), 64ten (altı üssü dörtten). 4.
Sayılara
getirilen ekleri ayırmak için konur:
1985'te, 8'inci madde, 2'nci kat; 7,65’lik, 9,65’lik. 1919
senesi
Mayıs'ının 19'uncu günü Samsun'a çıktım. (Mustafa
Kemal
Atatürk) 5.
Şiirde
seslerin ölçü dolayısıyla düştüğünü
göstermek için kesme işareti kullanılır: Bir
ok attım
karlı dağın ardına Düştü n'ola sevdiğimin
yurduna İl
yanmazken
ben yanarım derdine Engel
aramızı
açtı n'eyleyim (Karacaoğlan) 6.
Bir ek veya
harften sonra gelen ekleri ayırmak için
konur: a'dan z'ye kadar, b'nin m'ye dönüşmesi, Türkçede -lık'la
yapılmış
sözler. UYARI: Akım, çağ ve
dönem adlarından sonra gelen ekler kesmeyle ayrılmaz: Eski Çağın,
Yükselme
Döneminin, Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatına. Hece
Yapısı ve
Satır Sonunda Kelimelerin Bölünmesi
Türkçede kelime içinde iki ünlü arasındaki ünsüz, kendinden sonraki
ünlüyle
hece kurar: a-ra-ba, bi-çi-mi-ne, in-sa-nın, ka-ra-ca, alt-lık, al-dı. Kelime
içinde
yan yana gelen ünsüzlerden sonuncusu
kendisinden sonraki ünlüyle, diğerleri kendilerinden önceki ünlüyle
hece kurar:
bir-lik, sev-mek, Türk-çe, Kork-maz. Batı
kökenli
kelimeler, Türkçenin hece yapısına göre
hecelere ayrılır: band-rol, kont-rol, port-re, prog-ram, sant-ral,
sürp-riz,
tund-ra, volf-ram. Türkçede
satır
sonunda kelimeler bölünebilir, fakat
heceler bölünemez. Satıra sığmayan kelimeler bölünürken satır sonuna
kısa
çizgi (-) konur. Burasını
ilk
defa görüyormuş gibi duvarlara,
perdelere, möblelere, eş-yalara bakıyor, hayret ediyordu. Bütün bu
muhitte Türk
hayatına, Türk ruhu- na ait bir gölge, bir çizgi bile yoktu. Birden
Bursa'daki
çocukluğunun geçti-ği babaevini hatırladı; sofada rahat ve beyaz örtülü
divanlar vardı. (Ömer
Seyfettin) Bitişik
yazılan
kelimelerde de bu kurala uyulur:
ba-şöğ-ret-men, il-ko-kul, Ka-ra-os-ma-noğ-lu. Kısaltmalar
1.
Kuruluş,
kitap, dergi ve yön adlarının kısaltmaları
genellikle her kelimenin ilk harfinin büyük olarak yazılmasıyla
yapılır. Örneğin:
TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi), TDK (Türk Dil Kurumu), ABD
(Amerika Birleşik
Devletleri); KB (Kutadgu Bilig); TD (Türk Dili), TK (Türk Kültürü),
TDED (Türk
Dili ve Edebiyatı Dergisi); B (batı), D (doğu), G (güney), K (kuzey);
GB
(güneybatı), GD (güneydoğu), KB (kuzeybatı), KD (kuzeydoğu). Ancak
bazen
kelimelerin, özellikle son kelimenin
birkaç harfinin kısaltmaya alındığı da görülür. Bazen de aradaki
kelimelerden
hiç harf alınmadığı olur. Bu tür kısaltmalarda, kısaltmanın akılda
kalabilmesi
için yeni bir kelime oluşturma amacı güdülür. Örneğin: BOTAŞ
(Boru
Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi), İLESAM (İlim ve Edebiyat
Eseri
Sahipleri Meslek Birliği), TÖMER (Türkçe Öğretim Merkezi). Gelenekleşmiş
olan T.C. (Türkiye Cumhuriyeti) ve T.
(Türkçe) kısaltmalarının dışında büyük harflerle yapılan kısaltmalarda
nokta
kullanılmaz. 2.
Element ve
ölçülerin uluslararası kısaltmaları
kabul edilmiştir. Örneğin: C (karbon), Ca (kalsiyum), Fe
(demir); m
(metre), mm (milimetre), cm (santimetre), km (kilometre), g (gram), kg
(kilogram), l (litre), hl (hektolitre), mg (miligram), m² (metre kare),
cm²
(santimetre kare). Küçük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde kelimenin okunuşu esas alınır: cm'yi, kg'dan, mm'den, YKr’un. Büyük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde ise kısaltmanın son harfinin okunuşu esas alınır: BDT'ye, TDK’den, THY'de, TRT'den, YTL’nin. Ancak kısaltması büyük harflerle yapıldığı hâlde bir kelime gibi okunan kısaltmalara getirilen eklerde kısaltmanın okunuşu esas alınır. Örneğin: ASELSAN'da, BOTAŞ'ın, NATO'dan, UNESCO'ya. Sonunda
nokta
bulunan kısaltmalar kesmeyle ayrılmaz.
Bu tür kısaltmalarda ek, noktadan sonra ve kelimenin okunuşuna uygun
olarak
yazılır. Örneğin: Alm.dan, İng.yi, vb.leri. Tonsuz
(sert)
ünsüzle biten kısaltmalar, ek aldıkları
zaman okunuşta tonsuz ses tonlulaştırılmaz. Örneğin: AGİK'in
(AGİĞ'in
değil), CMUK'un (CMUĞ'un değil), RTÜK'e (RTÜĞ'e değil), TÜBİTAK'ın
(TÜBİTAĞ'ın
değil). Ancak
birlik
kelimesiyle yapılan kısaltmalarda
söyleyişte k'nin yumuşatılması normaldir. Örneğin:
ÇUKOBİRLİK'e
(söylenişi ÇUKOBİRLİĞE), FİSKOBİRLİK'in (söylenişi FİSKOBİRLİĞİN). |
|