Şeref Özgül ÇAYA GÖNÜL VERENLER
Yalçın Emiralioğlu




Bu sayımızdaki söyleşimiz ça­ya gönül verenlerden biri, çay teş­kilatının kurucu ve ilk Genel Müdürlüğünü yapmış olan Sayın Şeref ÖZGÜL'le olacaktır.

Sayın ÖZGÜL, öncelikle ÇAY­ KUR Dergisi ve şahsım adına söy­leşimize katıldığınız için teşekkür ederim. Teşkilatın kurucu Genel Müdürü olarak o tarihlerde zor şartlar altındaki hizmetleriniz Kuruluşumuzda takdirle anıl­maktadır. Ancak zaman içerisin­ de her Kuruluşta olduğu gibi Kuruluşumuzda da değişiklikler olmaktadır. Günün şartlarına pa­ralel olarak Çaykur'da yenileni­yor, değişiyor. Bu nedenle genç Çaykur çalışanına ve dergi okur­larına siz Kuruluşun ilk kurucu Genel Müdürünü tanıtmakla başlamak istiyorum.

- Sayın ÖZGÜL özgeçmişini anlatır mısınız ? 

-Çaykur'a;  bana gönül verdiğim çay ve Rize ile ilgili anılarımın tazelen­mesine imkan veren bu söyleşi dolayısıyla teşekkür ediyorum.  

1929 Ankara doğumluyum, A.Ü. Ziraat Fakültesi 1953 yılı mezunuyum. ABD Tarımsal Yatı­rımlar, Sulama Projeleri Planlanması, Gıda Sanayii, Hollanda; Arazi Drenaj Planlama Projelen dirilmesi, İş İdaresi ve Yönetimi üzerinde lisans üstü eğitim ve stajlarım vardır.

Tarımsal üretim, sulama, drenaj, tarımsal endrüstri ve gı­da sanayii yatırımları proje plan laması, işletmecilik, pazarlama, işveren - işçi ilişkileri ve yönetici­liğe uzanan 39 yıllık tecrübeye sahibim.

1955 - 1971 yılları arasında DSİ Genel Müdürlüğünde Amenajman Mühendisliği, Fen Heyeti Müdürlüğü ve Baş Müşavirlik görevlerinde bulundum.

1972-74 yıllarında Çaykur Genel Müdürü, 1975-79 yılların­ da (MEYSEB) Tarım ve Ormancı­lık Bakanlığı Meyve ve Sebze İh­ racatını Geliştirme Projeleri Genel Müdürü, 1980 -1984 yılların­ da Çukurova Sanayii İşletmesi A.Ş. Mersin Yatırımlar Müdürü, 1985 -89 yıllarında Sümerbank Genel Müdürlüğü Genel Sekreter­ liği görevlerinde bulundum. 

Halen BM Holding Tarımsal Yatırımlar Koordinatörü olarak çalışmaktayım. Evli ve iki çocukluyum.

- Sayın ÖZGÜL çay Teşkilatı­nın ilk Genel Müdürü olarak, çalışanlara çaycılığımızı Genel Müdürlüğünüz döneminden bu güne kadar ve geleceği hakkında bir değerlendirme yaparmısınız ?

- Çaycılığımızın geleceğini iyi gördüğümü ifade etmek istiyorum. Bu görüşümde samimi olduğum kadar gerçekçi olduğuma da inanıyorum. Esasen bu gerçeği çaycılığımızın evriminden de görmek mümkün. Rahmetli ve saygı değer Zihni DERİN hocamızın başlattığı çaycılığımız yöre halkımızın olumlu çabası ve kendine özgü pratik yaklaşımı ile tarım­ sal alanda Süratle gelişmiş ve ge­nişlemiştir. Ancak endüstriyel alanda yani çayın işletmesi ve pa­zarlanması alanında devlet üreti­ci kadar pratik ve hızlı olamayın­ca giderek artan sorunlar dar boğazına girilmiştir. Kanaatirnce çayın Tekel bünyesinde ister istemez üvey evlat muamelesi görmesi çaycılığımızın bir süre için yal­nızlığa itmiş ve kaderi ile baş başa bırakmıştır. Bu zor dönemin zorlaması ile ÇAYKUR kurulmuş ve 1972'lere gelinmiştir. Bana göre çaycılığımız özellikle sanayi ve ticaret alanın.da ÇAY· KUR ile doğmuş olup şimdi genç­ lik dönemini tamamlamak üzere­dir. ÇAYKUR ile beraber çaycılığımız da nüfus kağıdını çıkartarak büyümeye başlamıştır. Artık karşılanamıyorsa bile, sorunlar önceden tahmin edilebilmekte ihtiyaçlar programlar çer­çevesinde karşılanabilmektedir. Bu günün bence ortaya koyduğu güçlük dinamizm yetersizliğidir. Ancak IS yıllık kısa geçmişe ve bu dönemde yapılanlara bakar­ sak ümitsiz olmak için hiç bir sebep göremeyiz. Hatırlıyorum o günleri, Bir Mart günü kurumu Tekel'den devralarak resmen ve fiilen göreve başladık. Genel Müdürlük kadromuz sadece ben ve iki yardımcımla yönetim kuru­lundan ibaretti. Türkiye Cumhuriyetinde ilk defa bir Genel Müdürlük taşrada kuruluyor. Çok acilen çekirdek kadroların doldurulması lazım, fakat imkansız gi­bi. Kampanyaya iki aydan az süre kalmış otuz bin tonun üzerinde büyük stok var, yani çatı arası merdiven aralığı her yer çay stoku ile dolu. Makineler eski, sol­durmalar yetersiz, teknoloji mut­lak yenilenme ihtiyacında Tekel Borç ve ihtiyaç dışında hemen hemen bir şey devretmemiş, fabri­kaların durumu oldukça dramatik haberleşme zor, bir çoğunun vasıtası bile yok, kadrolar yeter­siz. Bütün bu yoklar içinde hepsi­ ne bedel olacak bir şey vardı öz­ veri, mevcut personel Çaykur ile çayı yaşatmak, çaycılığımızı kur­tarmak için bir amatör gibi feda­ karlığa hazır ve arzulu idi. İşte bu ruhla işçi, memur yöneticisi el ele vererek zor dönem aşılmış ve bugünkü gelişme dönemine girilmiştir.

Şimdi tekrar geri döner çaycılığımızın geleceğine bakarsak; Çok umutluyum, çünkü çaycılığı­mızın kurumsal kültürü oluşmuş ve yeterince tecrübe kazanılmış­tır.

- Tüketicinin damak zevki ka­dar iç ve dış pazarlamada tam bir rekabet dönemine girilmiştir.

- Tüketim oranı üretimi zorlayıcı seviyeye ulaştırmıştır.

- Yeni meşrubat çeşitlerine ve daha çok tanıtıma rağmen çay tüketimi içeride ve dışarıda devamlı artmaktadır.

- Üretimde global olarak sınıra yaklaşılmaktadır. Yurdumuzda ve dünyada tabii çay alanlarının ekim sınırına gelinmiştir. Üretim bundan böyle verim artışı ile artı­rılabilecektir. Sonuç olarak bun­dan böyle çaycılığımız daha iyi ileriye gideceği kanaatindeyim.

- Sayın ÖZGÜL, zaman za­man Rize 'yi ve çay yöresini Sempozyum vs. gibi nedenlerle ziyaretleriniz olmuştur. Çay Kurumu Genel Müdürlüğünün kuruluşu ile yöredeki ekonomik ve sosyal ge­lişme hakkındaki izlenimleriniz nelerdir? Ayrıca çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü işletme ve üni­telerin gözlemlediğiniz teknolojik ve idari yenilikler varmıdır?

- İtiraf edeyimki ben Rize'ye istemiyerek zorla ve korkarak geldim. Çünki dönemin sorunları karşısında imkanlar o kadar sı­nırlı idiki görevi kabullenirken dehşete kapılmıştım. Ancak yöre halkını tanıdıktan, kurum arkadaşlarımın özverisini gördükten sonra bende çaya ve Rize'ye gönül verenler takımına dahil oldum. itiraf edeyimki ayrıldıktan sonra bir kaç kısa ziyaretime rağmen bir turist gibi Rize'ye doyasıya bir ziyareti gerçekleştiremedim. Bu yüzden gerek kurumumuz gerek­se yöredeki gelişmeleri yakından izlemek mümkün olmadı. İzlenimim şöyle; Rize çaycılığı ile artık turistik tabiat zenginliği kadar endüstri şehri havasına da bürü­müş, bitmiş limanı, şehir merkezindeki Kurumun muhteşem binaları ve artan canlılık gurur verici. Bu canlılığın çaydan geldi­ği belli oluyor. Tıpkı Almanya'nın her şeyini. kimyasal maddeler üreticisi BASF Kurumuna borçlu Ludvinghaveren ve yine her şeyi üzüm işleme sanayine bağlı Kali­forniya'nın Fresno şehirleri gibi. Kurumun işletme ve ünitelerinde büyük bir gelişme olduğu apaçık görülüyor. İşletmelerde yapısal gelişme tamamlanmak üzere,moral ile beraber disiplin de ge­lişmiş, stoklama ve dağıtım eski ile mukayese edilmeyecek kadar iyileştirilmiş. Bölgesel dağıtım merkezleri Almanya'da satış bü­rosu açılması, daha çok çeşide ve kaliteli ambalaja gidilmesi benim için hemen göze çarpan ve özlem giderici olan önemli gelişmeler­dir. Sayın Genel Müdürüriüz Nejat URAL'ın şahsında camiamızı kutluyorum.

- Sayın ÖZGÜL, bilindiği gibi çay sanayiinde 4.12.1984 tarih ve 3092 sayılı yasa ile özel  teşebbüsün de faaliyet göstermesi sağlan­mıştır. Bu durumun, çay tarımı sanayiine etkileri konusundaki görüşleriniz nelerdir?

- Özel Sektörün çay sanayiin­ de faaliyet göstermesi fevkalade isabetli olmuştur. Yönetim olarak dönemimizde hükümetimize böy­ le bir teklifimiz olmuştu. Ancak henüz erken olacağı düşüncesiyle geri çevrilmişti.

Etkilerine gelince,

- Yöre halkı Çay İşletmeleri ile Özel Sektörü mukayese etme imkanını bulmuş bu suretle ku­rum üzerindeki gözlemleri daha samimi ve gerçekçi olmuştur, olacaktır.

-Özel Teşebbüs ile gerçek rekabet oluşmuştur. Bu durum gerek yaprak üreticisi gerekse tü­ketici lehine gelişme sağlamıştır. Zaman içinde olumlu etkiler da­ ha belirginleşecektir.
 
- Rekabet sonucu gerek özel teşebbüs devamlı olarak daha kaliteli ve makul maliyetli üretimin etkisinde olacaktır. Bundan tüketici kadar milli ekonomimizde yararlanacaktır.

- Yenilikler eskiye oranla da­ ha süratle yapılacak veya adepte edilecektir.
 
- İhtiyaçların ve imkanların değerlendirilmesinde gerçekler daha kolay göz önüne konabilecektir.

- Sayın ÖZGÜL, Türk çayı ve sanayinin daha ileriye ve iyiye götürülmesi için bize her hangi bir öneriniz varmıdır?

- Türk çayı sanayinin ileri götürülmesinde iki husus göze çarp­ maktadır. Birinci husus teşviktir. Sektör bazında bu günkü teşvikler yetersizdir. Ayni zamanda ihraç metai olan çayımız için sanayii yatırımları, teklonoji transferleri AT' ye gireceğimiz de düşünüle­ rek makul kredi, muafiyet gibi imkanlarla desteklenmeli, elekt­rik, kömür gibi besleyici girdiler­ de bu günkünden daha makul ta­ rife uygulanmalıdır. çay sanayii prosesi basit fakat kapital yoğun işletmelerdir. Bu nedenle optimum kapasiteli işletmelere göre teşfikler düzenlenmelidir. Üretici tek mahsule bağlı olduğu için devlet tarafından gözetilmelidir. Devlet araştırmaları finanse et­melidir.

Çay işletmeleri, çalışanlarının ağırlıklı olarak hissedar olacağı şekilde özelleştirilirken işletme sermayesini tam olarak karşılıya­ cak ve makul şartlar ve surede ödenecek kredi ile finanse edilmelidir.

- Sayın ÖZGÜL, Genel Mü­dürlüğünüz döneminde kısıtlı olanaklarla yapmak isteyipte yapamadığımız herhangi bir şey ol­dumu? Bugün aynı görevde ol­ saydınız neler yapmak isterdiniz?

- Benim dönemirnde yapamadığım ve bu yüzden ezikliğini duyduğum en önemli noksanlık, fedakar arkadaşlarıma sosyal haklarını temin edememek ol­ muştur. Örneğin Lojmanı yokluğu, vasıtasızlık çoğu zaman dra­matik durumlar yaratmıştır. Bu gün de imkan olsa önce personeli­me huzur içinde çalışabileceği ve gururla ben ÇAYKUR'luyum di­yebileceği iş ortamı sağlamayı (tabiiki önce yeterli lojman ve maddi olanaklar), ikinci olarak çay ve çaycılığı ebedileştirecek çalışanların güvencesi olacak bir ÇAY VAKFI'nın gerçekleşmesine çalışırdım. Gerçekleşmesine uğraşacağım diğer bir husus ise modern bir çayevinin kurulması olurdu. Bir güneşli Mayıs günü o zamanki iskeleden doğuya doğru bakarken güneyden ton ton yeşi­lin aşağılara inip Karadeniz'in mavisi ile bütünleşmeye çalıştığını görmüştüm. Bu doyumsuz manzara beni öyle etkilemişti ki sonraları bu eşsiz güzelliği izlemek bende bir tutku haline gelmişti.

Ne dersiniz ... Rıhtımda şöyle otuz metre yüksekliğinde bir kule, üstüne döner çamlı bir köşk kurulsa ve içinde sadece özel çay servisi yapılsa böylece o muhteşem 417 çeşit yeşilin deniz ve tepelerle oluşturduğu doyumsuz gü­zelliği gelen tüm turistlere seyrettirip Rize'mizi, bir dünya malı yapsak yeni bir çay tutkusu yaratamazmıyız?

Ben istekler için teknik, mali hususlardan bahsetmedim. inanıyorum ki bu günde zafer süngü­ nün ucunda öyle ise önce personel ihtiyacımızı gerçek manada çözümlemeye mecburuz.

- Sayın ÖZGÜL, söyleşimizi çay Kurumunda geçen bir anınız­ la noktalamak istiyorum. Mutla­ ka bir çok anınız olmuştur, ilginç olan birini ÇAYKUR Dergisi okurları için anlatırmısınız?

- Size unutamadığım bir anı­ mı anlatacağım. O dönemde en büyük sorun izdiham devrelerin­ de hem yaprak çok hemde kalite­siz geliyor, dolayısıyla tüm çabalara rağmen kalite tutturamı­yorduk. Diğer taraftan iç tüketim kişi başına yıllık sadece 500 gram civarında idi. Bu yüzden stokları ihraç dışında eritrnek mümkün değildi. En büyük alıcımız ise Van REES isimli kurt Hollanda'lı ihtiyarın firması idi. Çaresizliği­mizi bildiği için olduğundan dü­şük fiyat veriyor olumsuz propa­gandasını' sürdürüyordu. Bu yüzden yerel gazeteciler, dernek­lerden ve bazı siyasilerden büyük baskı görüyorduk. Bunun üzerine arkadaşlarla uygun vasıfta çay yaprağı alıp kaliteli kuru çay üretmeyi kararlaştırdık. Kontenj­an uygulaması ile yaş yaprakta­ ki kaliteyi düzelttik. Kaliteli yaprağı iyi bir işleme ile standartlara uygun kuru çay üretimini gerçekleştirdik. Hollanda'lı  firmaya numunemizi gönderdik. Bir kaç gün sonra beni arayarak bu sizin çayınız olması mümkün değil dedi. Bende pazar­lıksız kilosu 17 TL. (o günler dün­ ya piyasasında en iyi çayın kilosu 16 TL. idi) alıcı iseniz gelin dedim, acele geldi ve uzun uzun kontrolden sonra aldım dedi, bağlantımızı yaptık ve böylece büyük ithamdan kurtulmuş idik. 

- Sayın ÖZGÜL, söyleşimiz için ÇAYKUR dergisi olarak Çaykur çalışanları adına tekrar te­ şekkür eder sağlıklı ve mutlu gün­ler dilerim.

- Bu fırsatı verdiğiniz için tek­ rar teşekkürlerimi sunar, Çay iş­letmelerimize başarılar, Rize'li hemşerilerime sevgi ve saygılar sunarım.


Kaynak: Çaya Gönül Verenler, Yalçın Emiralioğlu, Çaykur Dergisi, Sayı:15, 1991