T.C
KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
RİZE FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ
BİYOLOJİ BÖLÜMÜ
KURU
ÇAYDA BAKTERİYOLOJİK VE MİKOLOJİK
KONTAMİNASYONUN ARAŞTIRILMASI
(RAPOR)
Yard. Doç. Dr. ŞENGÜL ALPAY
KARAOĞLU
RİZE-2002
ÖZET
Bir
çok
mantar türü bitki, hayvan ve insanlarda
hastalık etkenidirler. Mantarlar hava yoluyla gıdalara
bulaşırlar.
Mantarların çeşitli gıdalar üzerinde üremesi ile oluşan toksik atıklar
sonucu hayvan ve insanlarda çeşitli zararlara neden olurlar.
Bu
çalışmada
açıkta ve paketle satılan kuru
çaylarda mantar ve bakteri kontaminasyonu araştırıldı. Bu araştırma
sonucu
çeşitli türlerde mantarlara ve bakterilere rastlandı. Bulunan
mantarlar
ve bakterilerin cins tayinleri yapıldı. Bu incelemeler sonucu rastlanan
mantarlar mikotoksin açısından araştırılamadı. Kuru çay örneklerinde
rastladığımız
mantarların çoğunluğunu Aspergillus ve Penicillium cinsleri
oluştururken,
bakteriyal kontaminasyon olarak Bacillus türleri ile
karşılaşıldı.
Bu mikroorganizmalar normalde hava ortamında bulunmaktadırlar. Ancak
yüksek
düzeylerde gıda ile alındığı zaman özellikle immun direnci düşük
kişilerde
çeşitli hastalıklara neden olabilmektedirler.
Açıkta
satılan ve pakette satılan kuru çaylar
arasında kontaminasyon bakımından büyük farklılıklara rastlandı. Açık
çaylarda
rastlanan mikotik ve bakteriyal kontaminasyonun çok yüksek düzeylerde
olması
nedeniyle pakette satılan çaylar tercih edilmeli, bu konuda halkın
bilinçlendirilmesi
gerekmektedir.
GİRİŞ
VE AMAÇ
Gıdaların
mikrobiyolojik açıdan incelenmesi
insan sağlığı ve ekonomik açıdan büyük önem taşımaktadır. Bir çok
mikroorganizma
gıdalarda üreyerek bu gıdaların bozulmasına neden olur. Bozulmuş
gıdalar,
milli ekonomiye büyük zarar verirken diğer taraftan da halk sağlığını
ciddi
boyutlarda tehdit etmektedir. Gıdaların bozulmasına neden olan
mikroorganizmaları;
bakteriler, mantarlar, parazitler yada bir kaçının birlikteliği
şeklinde
görülmektedir. Viral bulaşma da gıdaların sağlığı tehdit etmesi
açısından
önem arz etmektedir. Bununla birlikte gıdaların bozulmasında başlıca
rol
oynayan mikroorganizmalar bakteriler ve mantarlardır.
Bakterilerin
bir çok türü gıdaların bozulmasına
ve gıda zehirlenmelerine neden olmaktadır. Başlıcaları Echerichia coli,
Salmonella, Bacillus cereus, Clostridium difficile vb. dır. Bu
mikroorganizmalar
toprakta bol miktarda bulunmakta olup gıdalara bulaşması sonucu, hem
kendileri,
hem de ürettikleri bazı toksik maddelerle gıdaları bozmakta ve de
çeşitli
enfeksiyon hastalıklarına neden olmaktadırlar. Bacillus cereus
>103-5 cfu/ml
gibi yüksek sayıda besin zehirlenmesi için potansiyel bir tehlike
oluşturur.
Gıdalar üzerinde oluşturduğu toksinler enterotoksin özelliğinde olup
insanlarda
sürgün ve kusmalara neden olur.
Mantarlar, ekosistemin önemli
üyeleri olup
atık maddelerin ve minerallerin yeniden doğaya kazandırılmasında önemli
rol oynayan mikroorganizmalardır. İnsanların ve bir çok tür
canlının
besin kaynağı olmakla birlikte çeşitli hastalıkların da etkenidirler.
Mantarlar
tüm yeryüzünde yaygındırlar ve bulundukları ortama en iyi adapte
olabilen
canlılardır. Tüm yıl boyunca mevsimlere göre değişen miktarlarda
bulunurlar.
Rüzgar, nem, ısı, hava kirliliği gibi koşullar mantar sporlarının
yoğunluğunu
değiştirmektedir (1). Mantarlar rutubetli ortamları severler.
Bulutlarda
ve siste yoğun olarak bulunmaktadır. Mantar sporları havada en iyi
yükselen
nem ve orta derecedeki ısıya sahip ortamlarda yaşayabilmektedirler.
Genelde
kuru ve rüzgarlı havalarda sporları ile çevreye yayılır yada uzak
yerlere
taşınırlar (2).
Mantarlar
gıdaların değişik derecelerde bozulmasına
ve bileşenlerine ayrılmasına neden olurlar. Herhangi bir zamanda
herhangi
bir gıdanın (pirinç, fındık, bezelye, meyve ve sebze gibi) üzerinde
üreyip
çoğalabilirler. Hatta çay gibi kuru işlenmiş gıdalarda da
gelişmektedirler.
Üredikleri gıdaların üzerinde çeşitli toksinler bırakırlar ve bu
toksinler
insan sağlığını tehdit eden çeşitli hastalıklara neden
oluştururlar
(3).
Rize
bölgesi
ülkemizin nemlilik açısından
en yüksek nem oranına sahip ilidir. Bu açıdan özellikle açıkta satılan
gıda ürünlerinde mikroorganizmaların üremesi için mükemmel bir ortam
bulunmaktadır.
Çünkü mikroorganizmalar, 0.80-1.0 su aktivitesi olan ortamlarda
rahatlıkla
üreyip çoğalabilmekte ve halk sağlığını ciddi olarak tehdit
etmektedirler.
Bu
çalışma, Artvin'den Giresun'a
kadar uzanan
Doğu Karadeniz Bölgesi sahil şeridi boyunca halkın büyük ölçüde gelir
kaynağını
teşkil eden çay bitkisi üzerinde yapılmıştır. Çalışmanın amacı, çay
bitkisinin
taze sürgünlerinden elde edilen kuru çaylarda, açıkta veya pakette
satılması
durumunda bakteriyel ve fungal kirliliğin var olup olmadığı, eğer varsa
düzeyinin ne derece olduğunun belirlenmesidir.
GENEL
BİLGİLER
Mantarlar,
Latince'de Fungus (tekil), Fungi
(çoğu) ve Yunanca'da Myces sözcüklerinden türetilmiş, ökoryatik ve
karbon
heteretrof organizmalardır. Daha büyük, çok zehirli ve hakiki çekirdeğe
sahip olmaları bakımından bakterilerden, fotosentetik pigmentleri
olmadığı
için bitki, alg ve mavi yeşil alglerden (Cynabacteria) ayrılırlar.
Bunlar
tek veya çok hücreli ipliksi yapı oluşturabilen organizmalardır.
Mantarları
inceleyen bilim dalına MİKOLOJİ adı verilir. Mantarların vejetatif
yapıları
HİF adı verilen, çapı 5.0 ile 10.0 ?m arasında değişebilen, silindir
şeklinde
tüpsü iplikçiklerden meydana gelir. Hifler uç kısımlarından (apikal)
gelişirler.
Hifler bölmeli (septumlu) veya bölmesiz (septumsuz) yapı gösterirler.
Hiflerin
oluşturduğu vejetatif yapıya TALLUS denir. Tallusu oluşturan hif
topluluğuna
MİSEL adı verilir (4).
Mantarların
hücre çeper yapıları, yüksek yapılı
olanlarda genellikle 'kitin', bazılarında ise 'selüloz'dur. Birçok
funguslar
da çeper tamamen saf kitin veya selüloz değildir. Bu ara çeper
maddelerine
türe ve hifin yapısına bağlı olarak; lignin, kalloz ve diğer bazı
organik
maddeler girebilir.
Mantarlar
tatlı sularda, karalarda, nadiren
denizlerde ve havada yaşarlar. Hayvan ve bilhassa bitkilerde parazit
olarak
yaşayıp hastalıklar meydana getirirler. Bir kısmı alkol fermantasyonu
yapar.
İlaç ve antibiyotik üreten türleri vardır. Yüksek yapılı mantarlardan
şapkalı
mantarların bir kısmı yenilmektedir. Bazı memleketlerde mantarlar
insanlar
için önemli bir besin kaynağıdır.
Mantarlar
bir çok yönden
insanlara
faydalıdır.
Bunlardan Ascomycetes türlerinin bazıları fermantasyon yan ürünlerinden
peynir, ekmek, antibiyotik ve vitamin üretiminde rol aldıkları gibi
bazı
mantar türleri gliserin, enzim, yağ ve yem üretiminde rol oynarlar.
Basidiomycetes
(Şapkalı Mantarlar) türlerinin bir çoğu başlı başına bir gıda
kaynağıdır.
Yenilebilen yabani mantarlar iyi birer protein, yağ, karbonhidrat,
mineral
ve vitamin kaynağıdır.
Diğer
taraftan bugün mantarların ekonomik
zararı da küçümsenmeyecek kadar büyüktür. Mantarların meydana
getirdikleri
bitki hastalıkları büyük ekonomik kayıplara yola açmaktadır. Ayrıca
parazit
olarak insan ve hayvanlarda hastalık yapanlar olduğu gibi toksinleriyle
de zehirlenmelere yol açmaktadırlar.
Mantarlar
aerop (oksijenli) ortamlarda, pH:5.5
civarında ve basit besiyerlerinde kolayca üreyebilirler. Laboratuvar
koşullarında
rutin olarak Sabouraud Dekstroz Agar (SDA) yada Poteto Dekstroz Agar
(PDA)
besiyerleri kullanılır. Üreme yeteneğindeki mantar hücresine spor adı
verilir.
Ortam şartları ve cinslerine göre mantarlar, eşeysiz ve eşeyli olarak
çoğalırlar.
Üreme şekillerine göre mantarlar başlıca iki gruba ayrılırlar:
1.
Mayalar: Tek hücreli,
blastospor
oluşturan,
hem 37 Co'de, hem de 28 Co'de, 2'3 günde yuvarlak, iri, beyaz , ekşi
kokulu
maya kolonilerini oluşturun mikroorganizmalardır. Örnek olarak Candida,
Cryptococcus verilebilir.
2.
Küfler: Çok hücreli, hif adı
verilen
flamentöz
iplikçikler oluşturan ve en iyi oda ısısında üreyen
mikroorganizmalardır.ürerler.
Mantarlar
hayatlarını, tüm
evrelerinde maya
yada küf şeklinde sürdürürlerse bu tür mantarlara monofazik (tek
biçim),
25 ºC'de küf, 35ºC'de maya formunda olanlara difazik (iki biçim)
mantarlardı
verilir. Difazik mantarlar oda ısısından veya doğada küf olarak, insan
vücudunda maya şeklinde bulunurlar. Örneğin Histoplazma capsulatum,
Coccidioides
immitis, Sporothrix schenkii gibi (5).
Gıda
Kaynaklı
Küf Zehirlenmeleri (Mikotoksikozis)
Mitotoksinler,
küflerin salgıladığı, insan
ve hayvanlarda hastalık oluşturan, antijenik özellik göstermeyen
sekonder
yapıdaki metabolik ürünlerdir. Mitotoksinler ile kontamine olmuş, gıda
ve yemlerin tüketilmesi ile ortaya çıkan zehirlenme (intoksikasyona)
ise
mitotoksikozis denilmektedir. Mikotoksinlerin en az on dört tanesinin
karsinojenik
etkisi saptanmış olup, bir çoğu akut veya kronik çeşitli hastalıklara
neden
olmaktadır. Günümüzde 300'den fazla mitotoksin bilinmekte olup,
mitotoksin
üreten cinslerin en önemlileri; Aspergillus, Penicillum, Fusarium ve
Alternaria'dır.
Önemli bazı mitotoksinler ve oluşturdukları hastalıklar Tablo
1 de verilmiştir (6).
Mikotoksinlerin
detoksifikasyonu (zehir etkisinin
giderilmesi) ile ilgili etkin ve güvenilir bir yöntem olmadığı için
mikotoksinlerin
oluşumlarının önlenmesi, kontrolde en önemli noktayı oluşturur.
Küflerin
üremesine ve mikotoksin üretmelerine etkili olan sıcaklık, nem ve
atmosferde
ki bazı gazların kompozisyonu gibi faktörlerin dikkatli bir şekilde
kontrolü,
mikotoksin bulaşmış kısım veya tanelerin ayrılarak uzaklaştırılması,
mikotoksin
oluşumuna karşı alınacak önlemler arasında yer alır. Bir kontrol
yöntemi olmamakla beraber, mikotoksin bulaşmış tahıl ürünlerinin,
mikotoksin
içermeyen tahıl ürünleri ile karıştırılması ile üründeki mikotoksin
miktarının
izin verilen seviyelere düşürülmesi de ekonomik kayıpların
azaltılabilmesi
için kullanılabilmektedir.
BULGULAR
Bu
çalışma
23.03.2002 -01.05. 2002 tarihleri
arasında K.T.Ü. Rize Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü'nde
yapılmıştır.
Çalışma, 12 açıkta satılan ve 21 pakette satılan olmak üzere 33 çay
örneği
ve 2 de ortam florası olmak üzere 35 örneğin mikrobiyolojik
yönden incelenmesiyle gerçekleştirilmiştir.
Açıkta
satılan çay örneklerinde,
bakteriyel ve mantar açısından incelendiğinde oldukça yüksek miktarda
kontaminasyonun
olduğu gözlenmiş olup sonuçlar belirlenen mikroorganizmaların koloni
morfolojileri
ve cins isimleri Tablo 2 ve Tablo
3 de verilmiştir.
Çalışmada
bakteri açısından bakıldığında en
yüksek oranda Basillu sp., mantar açışından bakıldığında Penicillium
sp.
türleri izole edilmiştir (Tablo 4).
Açıkta satılan çayların bir gramında koloni oluşturabilen en muhtemel
sayı
20-50 bin bakteri, 200-700 küf bir örnekte de ?2000 fazla maya
belirlenirken,
bu sayı pakette satılan çaylarda 0- 500 bakteri, 0-55 küf ve 0-650 maya
olarak gözlenmiştir (Tablo 5).
TARTIŞMA
Çalışmamızda,
12 açıkta satılan ve 21 pakette
satılan olmak üzere 33 çay örneği ve 2 de ortam florası olmak
üzere
toplam 35 örnek bakteriyolojik ve mikolojik açısından incelenmiştir.
Gıdaların
mikrobiyolojik açıdan incelenmesi toplum sağlığı açısından önem arz
etmektedir.
Bir çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de gıda kaynaklarından köken alan
enfeksiyonlar ve gıda zehirlenmeleriyle sık sık karşılaşılmaktadır.
Artvin-Giresun
arası yer alan sahil şeridinde,
özellikle de Rize bölgesinde halkın önemli geçim kaynağı olan çay,
Mayıs-Ekim
ayları arasında toplanmaktadır. Yaş çaylar çay fabrikalarında işleme
tabi
tutulup 100 ºC'de kurutulup tasnif edilmekte ve hava ve nem almayan
poşetlere
doldurulduktan sonra paketlenecek zamana kadar depolarda
bekletilmektedir.
Çay sektörünün en büyük ve en eski kuruluşu olan devlet sektöründe,
depolanan
çaylar paketleme fabrikasına getirilerek el değmeden nem ve hava
almayan
paketlere doldurulmakta ve piyasaya sunulmaktadır (7).
Zaman
zaman
piyasalarda menşei bilinmeyen
ve açıkta çuvallarda kilo işi satılan kuru çayları görmekteyiz. Açıkta
satılan çayların paketleme maliyeti olmayışı veya kalitesi düşük olması
gibi çeşitli nedenlerle, pakette satılan çaylardan daha ucuz fiyatlarda
satılmaktadır. Fiyatının ucuz olması sosyoekonomik ve maddi
durumu
iyi olmayan tüketicilerin ilgisini çekmekte ve piyasada bir alıcı
kitlesini
bulmaktadır. Oysaki kuru çay açıkta tutulursa ortamın nemini ve
kokusunu
hızla almakta, bu da çeşitli mikroorganizmalar için iyi bir üreme ve
çoğalma
ortamı oluşturmaktadır. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı bir çok gıdada
olduğu
gibi çayın da açıkta satılmasını yasaklamıştır. Yinede menşei belli
olmayan
ve piyasada açıkta satılan çayları görmek mümkündür.
Bu çalışmada, 10 adet Rize'de ve
2 adet de
Trabzon'da olmak üzere toplam 12 açıkta satılan çay örneği elde
edilmiştir.
Çay örnekleri halka satıldığı şekilde satın alınmış ve laboratuarlara
getirilir
getirilmez kültür ortamlarına direk plak yöntemiyle ekimleri
yapılmıştır.
Direk plak yöntemi özellikle mantar türlerinin belirlenmesinde ve
sayımında
kullanılan en uygun yöntemlerden biridir (8).
Açıkta
(A)
satılan çay örneklerinde yapılan
bakteriyolojik incelemede 12 örnekte 20'50 bin cfu/g (bir gram çayda
koloni
oluşturabilen mikroorganizma sayısı) bakteri, 200-2000 cfu/g mantar
bulunduğu
tespit edilmiştir (Tablo 2, 4).
Pakette (P) satılan 21 çay
örneğinde yapılan
incelemede P8, P19 ve P21. örneklerde bakteriyel, P3, P7 ve P19.
örneklerde mantar yönünden üreme görülmedi. Kalan 18 örnekte
0-500
cfu/g bakteriyel üreme, 5-55 cfu/g küf ve 8 örnekte ise 5-650 cfu/g
maya
ürediği gözlendi (Tablo 3, 4).
İncelenen
12
açık çay örneğinde yapılan bakteriyolojik
incelemede 29 farklı Bacillus sp., 2 adet Corynebacterium sp., 1'er
izolat
Staphylococcus sp.ve Fusobacterium sp. belirlenmiştir. Örneklerde
yalnızca
2 Lactobacillus sp. izole edilmiştir. Mikolojik açıdan bakıldığında ise
en yüksek oranda Penicillium sp. ve Aspergillus sp. cinsleri izole
edilmiştir
(Tablo 5).
Pakette satılan çaylardan 18'inde
21 Bacillus
sp., 2 Corynebacterium sp. ve 1 Staphylococcus sp. belirlenmiştir.
Gıdalarda
yararlı mikroorganizma olarak bilinen Lactobacillus sp.'den 14 izolat
belirlenmiştir.
Mikolojik açısından bakıldığında, Penicillium sp.,
Aspergillus
sp. ve mayalar başlıca belirlenen mantarlardır. Küf
mantarlarından
biri tanımlanamazken 4 izolat Rhizopus sp. olarak belirlenmiştir
(Tablo 5).
Paketlemenin
ve depolamanın yapıldığı ortamların
atmosferik florasına bakıldığında, depolama (O1) ve paketleme
ortamlarında
(O2) belirlenen mikroorganizmalar, paket çaylarında belirlenen
mikroorganizmalarla
paralellik göstermektedir (Tablo 5). Zira bu mikroorganizmalar normal
hava
florasında bulunmaktadırlar, ancak gıdalara bulaşan miktarlarının
azlığı
ya da çokluğu önemidir. Bu sonuç gıdaların sağlıklı
depolanmasının
ne denli önemli olduğunu göstermektedir.
Açıkta
ve
paketlenmiş halde satılan çayları
kıyasladığımızda, açık çayların mikrobiyolojik açıdan gıda kodeksinin
kabul
ettiği sınırlarda olmadığı görülmektedir. Paket çayları ise sağlık
açısından
ciddi bir tehlike oluşturmadığı düşünülmektedir. Ayrıca paket
çaylarında
fermantasyonda önemli rolü olduğu düşünülen ve insan sağlığı acısından
yararlı bakteriler grubunda belirtilen Lactobacillus sp. yüksek oranda
bulunmaktadır.
Laktobasiller,
fermantasyon bakterileri olup,
bulundukları ortamda yüksek oranda laktik asit, hidrojen peroksit ve
bakteriyosin
adı verilen anti-bakteriyel etkili maddeler salgılamaktadırlar. Bu
maddeler
zararlı mikroorganizmaların üremesini engellemekte yada
baskılamaktadır.
Ayrıca bu mikroorganizmalar insanların normal ağız, bağırsak ve vajinal
floralarında bulunmakta ve bu bölgelerde koruyuculuk görevi
üstlenmektedirler
(9).
Çalışmamızda
en sık belirlenen bakteri olarak
Bacillus cinsi bakteriler olduğu gözlenmiştir ancak elde edilen
bakterilerin
tür düzeyinde tiplendirilemesi yapılamamıştır. Bacillus cinsinin en
önemli
türü Bacillus cereus'tur. Bacillus cereus aerobik üreyebilen, spor
oluşturan,
toprakta, sebzelerde, meyvelerde, bir çok çiğ ya da işlenmiş gıdalarda
bulunabilen bir mikroorganizmadır. Gıdalarda 1 000 000 /g bulunması
gıda
zehirlenmelerine neden olmaktadır. Bu oran immün direnci kırık
kişilerde,
bebeklerde ve yaşlılarda daha düşük miktarda dahi etkili
olabilmektedir.
İnsanlarda iki tip hastalık oluşturmakta birincisi 4-16 saat sonra
gözlenen
karın ağrısı ve ishal, ikincisi 1-5 saat içinde oluşan mide bulantısı,
kusma şeklindeki hastalıklardır (10).
Mikolojik
incelemede belirlenen
mantar
türleri
ise sağlık açısından bulundukları miktarları ve ürettikleri toksinleri
açısından önemlidir. Gıda kaynaklı maya ve küflerin bir çok türü
bulunmaktadır.
Maya ve küflerin büyük çoğunluğu zorunlu oksijen kullanan (obligat
aerop),
asit-alkali gereksinimleri oldukça geniş (pH:2-9) ve üreme ısıları
10-35
arasında değişmektedir. Bazı türler bu aralığın dışında da olabilir.
Gıda
kaynaklı küflerin nem gereksinimleri, 0.85 veya daha az, mayaların ise
daha yüksektir. Hem mayalar hem de küfler gıdaların değişik derecelerde
bozulmasına ve de bileşenlerine ayrılmasına neden olurlar. Büyük
ekonomik zararlar oluşturturlar. Bir çok gıda kaynaklı küfler ve
mayalar
insan sağlığı açısından tehlikeli olabilirler. Çünkü mikotoksin olarak
bilinen toksinleri üretirler. Mikotoksinlerin büyük çoğunluğu kararlı
bileşikler
olup gıdanın işlenmesi ya da pişirilmesi esnasında bozulmazlar.
İnsanlara
ciddi zararlar veririler. Bazı mantarlar ise alerjik reaksiyonlara ve
enfeksiyonlara
neden olurlar. Özellikle immün direnci kırık kişilerde bu tür
mikroorganizmalar
ciddi tehlike oluşturmaktadır (2).
Sonuç
olarak çalışmamızda açıkta
satılan
gıdaların mikroorganizmalarla kontaminasyonu yüksek oranlarda muhtemel
olup, açıkta satılan gıdaların tüketimi konusunda toplumun
bilinçlendirilmesi
gerektiği düşünülmektedir. Çalışmamızda da açıkta satılan çayda
yüksek
sayıda mikroorganizma belirlenmesi bu düşünceyi doğrulamaktadır.
SONUÇ
VE
ÖNERİLER
1.
Açıkta
satılan çaylarda yüksek bakteri
ve mantar kontaminasyonunun olduğu belirlendi.
2.
Pakette satılan çaylarda
depolama ve
paketleme
koşullarına dikkat edildiği sürece mikrobiyal kontaminasyonun kabul
edilebilir
sınırlarda olduğu gözlendi.
3.
Ortam mikroflorasının açıkta
satılan
gıdaları
kontamine ettiği, bu nedenle evde tüketilen gıdaların dahi açıkta
tutulmaması
gerektiği.
4.
Açıkta satılan gıdaların
tüketimi
konusunda
çıkabilecek sağlık problemleri hakkında toplumu bilinçlendirilmesi
gerektiği,
dolayısıyla talep oluşmayınca satıcılarında bu tür uygulamaya baş
vuramayacakları
düşünülmektedir.
KAYNAKLAR
1. Özkaragöz, K.:
Alerjik
Hastalıkları.
S. 47-50, 1978.
2. Özkaragöz, K.:
A study of
airborne fungi in Ankara area in Türkey in 1966. Acta
Allergologica
1969, XXVI: 147-156.
3. Warner, F.:
Airborne
Fungal
Spores. Outdoor airborne Fungal Spore Concentrations at London and
Worcester:
Relation to Habitat, Meteorological Factors and Relevance to Allergic
Respiratory
Diseases. (Internet)
4. Özçelik, S.:
Genel
Mikrobiyoloji,
Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi. Yayın No:1, İkinci
Baskı,
Atabey/Isparta-1998.
5. Baydar, S.:
Tohumsuz
Bitkilerin
Sistematiği, Karadeniz Teknik Üniversitesi Fatih Eğitim
Fakültesi.
Yayın No:151, Fakülte yayın No:46, İkinci Baskı. Trabzon-1990.
6. Ünlütürk,
A.,
Turantaş,
F., Acar, J., Karapınar, M., Temiz, A., Aktuğ Gönül, Ş., Tunçel,
G.: Gıda Mikrobiyolojisi. Ünlütürk, A., Turantaş, F. (Ed.),
Ege Üniversitesi, İkinci Baskı, Mengitan basım
evi. 1999.
7. Kacar, B.:
Çayın
Biyokimyası
ve İşleme Teknolojisi, Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Çay-Kur Yayını,
No:6, 1987.
8. Food and Drug
Administration.
Bacteriological Analitical Manual. 8th ed. Revision
A,
Published and Distributed by AOC International, USA, 1998, s. 18.05.
9. Zheng,H.,
Alcorn, T.M.,
Cohen, M.: Effect of H2O2-producing Lactobacilli on Neisseria
gonorhoeae
growth and catalase activity. J. Infect. Diseas., 170:1209-15, 1994.
10.
Harrigan, W.F.:
Laboratory
Methods in Food Microbiology, 3rd ed. Academic
Pres, Sandiego, 1998, s. 139.
|