Önemli Çay Hastalıkları

Viet Nam’da Çayın Önemli Çay Hastalıkları


11.1 Ürüne Hangi Hastalığın Zarar Verdiği Nasıl Belirlenir ?

11.2 Yaprak Hastalıkları

11.4 Kök Hastalıkları

11.1 Ürüne Hangi Hastalığın Zarar Verdiği Nasıl Belirlenir ?

Bir çay ocağına hangi hastalığın zarar verdiğini belirlerken sadece çiftçiler güçlük çekmez. Gerçekte, Viet Nam’da ki çoğu çay hastalığı hakkında bilgi mevcut değildir. Herkesin daha çok öğrenmesine yardımcı olmak için çiftçilerimizin çok sayıda gözlem yapmaları ve bir çok deneme yapmaları gereklidir. 

Hastalık semptomlarının değişim zamanlarını öğrenebilmeleri çiftçiler için çok önemlidir. Özellikle ocaklar üzerinde çokça görülen ilk semptom nedir? Hastalık hakkında bilgiye sahip değilseniz, ilk semptomun ne olduğundan da emin olamazsınız.

Şu çalışmayı yapmalarını çiftçilere öneririz: Tarlalarında alışılmadık bir semptom gördükleri zaman (solmuş yaprak, ölü tomurcuk veya alışılmamış herhangi bir şey): tarladaki semptomlu alanı işaretleyin (örneğin sürgünlerin çevresini bir kumaş parçasıyla bağlayın).

Semptomu görmüş olduğunuz zamanı ve neye benzediğini kaydedin. Sonra, bir sonraki hafta aynı bölgeye gidin ve semptomun nasıl geliştiğini izleyin. Her hafta küçük notlar alın. Bir hastalığı son evresine kadar bu şekilde tanımlamışsanız (ince dalları öldüren hastalık gibi) o zaman hastalığın arken semptomunu ne olduğunun da öğrenmiş olacaksınız. Semptom, birkaç hafta içinde  tamamen kaybolmuşsa semptom hakkında bilgi edinemediğiniz için kaygılanmanıza gerek yoktur. Bu çalışmada size yardımcı olması için toplayıcılar gibi diğer çalışanlara da tarlalarda alışılmadık herhangi bir durum gördüklerinde size söylemeleri için sık sık uyarıda bulunun.

Bu bölümde, sadece Asya’da yaygın olan önemli hastalıklar tanımlanmıştır. Bazı çay varyetelerinde veya bazı bölgelerde ayrıca önemli olan başka çay hastalıkları da olabilir. Bu nedenle, çiftçilerin gözlemleri yoluyla daha çok bilgiye sahip olduğumuzda bu bölümün yeni bir versiyonunu yazmayı ümit etmekteyiz. Herhangi bir gözleminizi veya değişimi belirtmek isterseniz lütfen bize bir mektupla yazınız.

Hastalığınızı tanımlamak amacıyla bir çalışmaya başlarken aşağıdaki tabloyu kullanınız. Ancak, bazı hastalıkların (böcek zararları ve besin eksiklikleri de dahil) benzer semptomlara neden olabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle, tabloyu kullandıktan sonra problemin nedeni hakkındaki görüşünüzü doğrulamak için (veya basit bir deneme yapmak için) tarlayı dikkatlice kontrol ettiğinizden emin olmalısınız.

Semptomlar Olası Nedenleri İlgili Bölüm
Kıvrılmış, deforme olmuş yapraklar Besin noksanlığı,  fizyolojik hastalık veya yanlış herbisit kullanımı
(Ayrıca bölüm 9;yaprak bitleri, akarlar, çay sivrisineği ve yeşil yaprak zararlısına bakınız)
11.5
Kirli küf veya küf ile kaplı yapraklar Yaprak biti veya pul böceklerinin ürettiği şekerli sıvı 9.2.5
9.2.6
At kılı ile bağlanmış ince dal ve yapraklar At kılı hastalığı 11.3.1
Mat (soluk) kabarcıklı yapraklar Kabaran yanıklık 11.2.1
Yaprak çoğunlukla diri olduğu halde rengindeki değişim Kök hastalıkları, besin eksikliği veya fizyolojik hastalıklar
(Ayrıca bölüm 9; yaprak bitleri, akarlar, çay sivrisineği ve yeşil yaprak zararlısına bakınız)

11.4

11.5
Ocak üzerinde kalan kurumuş ve ölü yapraklar Kök hastalıkları
(Ayrıca bölüm 9: kırmızı deliciler, termitler)
11.4
Ocaktan düşen ölü yapraklar Birçok yaprak hastalığı ve dal hastalığı
(Ayrıca bölüm 9; yaprak bitleri, akarlar, çay sivrisineği ve yeşil yaprak zararlısına bakınız))

11.2

11.3
Genç sürgün ve ince dalların ölümü Birçok dal hastalığı ve kök hastalığı
(Ayrıca bölüm 9;
çay sivrisineği, kırmızı deliciler, termitler)

11.3

11.4
Ana gövde veya ana dallar üzerindeki pamukçuk (kalın bir tabaka yoluyla gövde veya dalların etrafını saran yüzeysel yaralar) İnce dal öldüren hastalığı,
bakteriyel yanıklık veya gövde kabarma hastalığı
11.3.3
11.3.4
11.3.5
Ana gövde veya dalların alt bölümlerinde şişme Gövde şişmesi hastalığı 11.3.5
Erken çiçeklenme veya çiçek sayısındaki fazlalık Kök hastalığı 11.4
Çok kısa, ölü veya deforme olmuş kökler Kök hastalığı 11.4

11. 2 Yaprak Hastalıkları


11.2.1  Kabaran Yanıklık
Bilimsel adı: Exobasidium vexans (a fungus in the Phylum Basidiomycota, Class Ustomycetes, Order Exobasidiales, Family Exobasidiaceae)

Önemi: Bu Viet Nam’da çok önemli çay hastalıklarından biridir ve kesinlikle en önemli yaprak hastalığıdır.

Semptomu en kolay görülendir, genç yapraklar üzerinde kabarcıklar oluştuğu zaman en kolay fark edilen hastalıktır. Kabarcıklar; parlar, gri veya beyaz renklidir ve genellikle şişerler. Yaprak üst yüzeyi üzerindeki kabarcıklar çukurumsudur.

Zamana bağlı semptomlar

Hastalık ilk olarak genç yaprak üzerinde küçük bir benek olarak görülür (bir aydan daha yaşlı genç yapraklarda). İlk olarak benek, bir iğne ucu boyutundadır. Tek bir yaprak üzerinde çok sayıda benek olabilir. Her bir benek hızlıca büyür, tavuk yağı veya çok açık kahve renkte saydam görünümlüdür. Sık sık beneklerin merkezinde pembe veya kahverengi tozlar bulunur.

Benekler ilk göründükten yaklaşık 7 gün sonra yaprağın alt yüzeyinden dışa doğru şişerek kabarırlar. Genç dallar ve yeşil meyvelerde bile bu kabarcıklar oluşur. Kabarcıkların dış yüzeyi gri olup sonradan beyazlar. Sonuçta kabarcık patlar etrafa beyaz veya soluk pembe renkte tozlar yayar. Bu tozlar mantar sporlarıdır (hastalığın tohumları).

Kabarcıklar patladıktan sonra hastalıklı benekler menekşe rengine döner ve ardından kahverengileşip büzülürler. Bununla birlikte, birçok ölü beneğe sahip olan yapraklar ve sürgünler ocaktan dökülürler. Hastalanan tomurcuklar ise kararır ve hastalık çay verimi azalır. Ölü, kararan sürgünler tomurcuklar diğer çürütücü mantarlar yoluyla da enfekte olmuş olabilir. Bu tomurcuklardan üretilen çay acı bir tada sahip olur. Ayrıca, yeniden gelişim yavaşlar ve bazen hastalığın ardından 2 ay süre ile hasat yapılamaz.


Hastalığın seyri

Kabarcıklardan çıkan sporlar rüzgarlar yoluyla diğer çay bitkilerinin yapraklarına taşınır. Sporlar, kuraklık ve yakıcı güneş ışığında kolaylıkla ölür. Ancak spor bir yaprağın üzerine yerleşirse çiğ veya su tabakası ile örtülerek filizlenecektir. Yaprak içine uzanan ince bir iplik üretecektir. Yaprak içinde bir iplik kümesi üretebilmek için, başlangıçtaki bu ilk iplikçik dallanır ve gelişir. Yaklaşık 10 gün sonra, tavuk yağı renginde bir benek olan yaprak içinde mantar görülebilir. Sonuçta yaprakta şişkin bin kabarcık oluşur ve bu kabarcık içinde sporlar gelişir.

Hastalığı şiddetlendiren koşullar

Hastalık en iyi yüksek rutubet (% 90 veya daha fazla nispi nem) ve orta dereceli sıcaklıklarda (15-20 oC) gelişir. Özellikle, ılık ilkbahar ve çiseleyen yağmurlu yıllarda hastalık daha ciddi seyreder. Şubat ve Nisan süresince daha ciddidir. Dinh Hoa ve Dai Tu’da (ormanlara yakın) mayıs sonuna kadar hastalığın etkisi sürebilir. Yüksek sıcaklıklarda (25-27 oC veya daha fazla) bu mantarın gelişimi durur.

Yoğun gölgelendirilen çay tarlalarında ise problem daha ciddidir. Ayrıca, zayıf drenajlı düşük alanlardaki yamaçların tabanında da ciddidir. Sık ocaklı çay plantasyonlarda,  iyi havalandırılan ve uygun aralıklı plantasyonlardakinden daha hızlı yayılır. Hastalık fazla miktarda azot uygulanmış olan çay tarlalarında diğer tarlalara nazaran daha şiddetli ve daha hızlı yayılır. Ülkenin iç kısımlarındaki çay varyeteleri diğer varyetelerinden daha hassastır. Büyük yapraklı varyetelerin küçük yapraklı varyetelerden daha çok etkilendiği görülmüştür.

Doğal düşmanları: Bilinmemektedir.

Yönetim uygulamaları: koruma ve kontrol

a)    Koruma:  

1-   Aşırı azotlu gübre kullanmaktan kaçının.  Gübre uygulandığı zaman miktarı çayın yaşına ve ayrıca toprak koşullarına uygun olmalıdır. Aynı zamanda ilkbaharda erken gübre uygulamalarından da kaçının,  bu dönem kabaran yanıklık için havanın en uygun olduğu zamandır.

2-     Çok erken tabla düzeltme yapmayın (ilkbahardaki hafif budama) çünkü budanan sürgünler, kabaran yanıklığa karşı çok hassas olur.

3-     Nemi azaltmak ve hava sirkülasyonuna imkan vermek için çay ocakları uygun aralık ve doğru yoğunlukta dikilmiş olmalıdır.

4-   Çayınız gölge ağaçları altında büyüyorsa ve yıldan yıla kabaran yanıklık ile probleminiz artıyorsa gölge ağaçlarını elemine edin ve azaltmayı düşünün. Ancak bunu yapmadan önce de unutmamalısınız ki gölge ağaçlarını elemine ettiğinizde thrips ve akarlar gibi zararlılarla daha çok problem yaşayacaksınız.

5-    Haytalık oluştuğu zaman,  hastalığın yayılmasını sınırlandırmaya yardımcı olması için enfekte olmuş yaprak ve tomurcukları kaldırın. Tüm hasta yaprak ları yakın.

6-     İklim ve pazarlama koşullarınız uygunsa Shan ve Hindistan varyeteleri gibi bitki çeşitleri bu hastalığa daha dayanıklıdır.

b)   
Tarlanın izlenmesi ve karar verme:

Hastalığın büyük bir problem oluşturduğu zaman periyodu süresince (Şubat-Nisan) genç yapraklardaki benekleri dikkatlice kontrol edin. Sizin ve komşularınızın deneyimlerine dayalı olarak hastalığın şiddetli bir salgına neden olacak bir yapılanmayı gösterip göstermediğine karar verin. İlaçlamaya ihtiyacınızın olduğuna karar vermişseniz hava tahminlerini dikkate alın. Serin yağışlı havada hastalık daha hızlı gelişecek ancak kuru hava ve ekstrem sıcaklıklarda hastalık yavaşlayacak veya duracaktır.

c)     Kontrol metodu:

İlaçlama kararı vermişseniz birçok uzmanın önerdiği önemli element olan bakırlı fungusitleri kullanın. Ancak unutmayın ki; bakırlı fungusitler akarlarla olan problemleri attırmaya eğilimlidir. İlaçlanmış tarlada birinciden yaklaşık 5-10 gün sonra ikinci bir ilaçlama yapmak önerilir. Sonra tehlike geçinceye kadar tarımsal ekosistem analizi ile hastalığın değerlendirilmesine devam edilir.


11.2.2 Gri Yanıklık ve Kahverengi Yanıklık

Bilimsel adı: Colletotrichum coccodes, Pestalotia (= Pestalozzia) theae, and Pestalotiopsis theae. Bu mantarlar Phylum Deuteromycota sınıfı, Deuteromycetes takımı Coelomycetidae ailesindeki Melanconiales ‘i içeren bazı mantarlar Asya’da çay üzerinden gri ve kahverengi yanıklara neden olur. Duteromycetes sınıfından, Coelomycetidae takımı ve Melanconiales familyasından Phylum Deuteromycota bu mantarlardandır. Bu türlerin bir kaçı aynı zaman aralığında görülebilir.

Önemi: Bunlar bir yara yolu ile (örneğin budama, güneş yanığı veya böcek zararından kaynaklanan yaralanmalar) bitkiye girebilir, genellikle verim düşüşüne neden olmayan zayıf parazitlerdir.

Zamana bağlı semptomlar

İlk olarak genç yapraklar üzerinde küçük lekeler olarak belirirler. Bu lekeler mat sarı-yeşil renkte ve oval biçimlidir, genellikle etrafları mor veya sarı bir şeritle çevrilidir. Lekeler, yaprak merkezinde veya yaprak kenarlarından içe doğru uzanır. Lekeler geliştiğinde gri veya kahverengi olurlar. Genellikle bir hedef gibi çok sayıda halkaya sahip olurlar üzerlerinde küçük siyah noktalar serpilmiştir. Son olarak bu lekeler yayıldığında, yaprak iskelete dönüşür ve ardından kısa süre içinde dökülür.

Yaşam döngüsü

Mantar sporları, yapraktaki lekelerin yüzeylerin üzerinde üretilir (bunlar hedef şeklindeki halkaların üzerinde bulunan küçük siyah noktalardır). Sporlar, diğer çay bitkilerinin genç yapraklarına rüzgar yoluyla taşınır. Sporlar ıslak bir yaprak yüzeyi üzerine konulmuşsa filizlenecek ve yaprağın içine doğru gelişen bir iplikçik üretilecektir. Böylece çok sayıda sporun oluşumunu sağlayacak olan yaprak lekesi meydana gelecektir.

Hastalığı şiddetlendiren koşullar  

Yüksek nem, ıslak ve kuru mevsimin birbirini izlemesi ile hastalık gelişir.

Doğal düşmanları: Bilinmemektedir.


Yönetim uygulamaları: Koruma ve kontrol

Hastalık etmeni genellikle zayıf ocaklara ve hasarlı sürgünlere saldırır. Bu nedenle iyi bir bakım ve çay bitkilerinde hasarın hızlıca onarılmasına yardımcı olan uygulamalar (dengeli gübreleme, malçlama vb.) yoluyla yayılma azaltılabilir. Özellikle potasyumlu gübreler bitkinin hastalıklara karşı direncini arttırmaktadır.

Nemi azaltmak ve hava sirkülasyonuna izin vermek amacıyla çay ocakları doğru yoğunluk ve aralıkta tesis edilmelidir. Aşırı gölgelemeden kaçınılmalıdır. Enfekte olmuş tüm yapraklar toplanıp yakılmalıdır. Bu hastalığı genellikle, fungusitler yoluyla kontrol etmek yeterli değildir.


11.2.3 Islak Yaprak Yanıklığı

Bilimsel adı: Deuteromycotina, Deuteromycetes, Coelomycetidae, Melanconiales grubunda bir mantar olan Gloesporium theae sinensis  

Önemi: Kimi alanlarda önemli olmakla birlikte bu hastalık hakkında çok az bilgi mevcuttur.

Zamana bağlı semptomlar

Hastalık, olgun yapraklar içinde yarı saydam ıslak-yeşil benekler olarak başlar. Benekler,  yaprakların kenarlarında ve uçlarında belirir. Benekler, su ile ıslanmış görünümdedir ve olgun yapraklar üzerinde daha yaygındırlar, gri ve kahverengi yanıklıktan elde edilen semptomlar bu hastalığın yayılma semptomları olarak da rehberlik edebilir.

Enfekte olan yapraklar önce sarıya ardından kırmızı-kahverengiye döner ve sonra ölür ve dökülür. Islak yaprak yanıklığı ölü sürgünler ve diğer sürgünlerdeki enfekte olmuş yapraklardan yayılır. Gerçekte, tomurcuk çürüklüğüne neden olan Colletotrichum theae sinensis adındaki mantarda bu gruba dahildir.

Yaşam döngüsü

Gri ve kahverengi yanıklığa benzer. Bu hastalık hakkında çok az bilgi mevcuttur.

Hastalığı şiddetlendiren koşullar      

Yüksek nem, özellikle uzun süreli yağışlar. Mantarlar yüksek neme ihtiyaç duyduğundan dolayı bu hastalık bitki popülasyonu yoğun olan çay tarlalarında daha sık baş gösterir. Düşük sıcaklılar (20oC civarında) ve yüksek dozda azotlu gübreleme hastalığı şiddetlendirir.

Doğal düşmanları: Bilinmiyor.

Yönetim uygulamaları: Koruma ve kontrol

Aşırı dozda azot uygulamasından kaçınılmalıdır. Gübreleme yapılacağı zaman dengelenmiş bir karışım kullanılmalıdır (azot ile birlikte potasyum ile fosfor). Nemi azaltmak ve hava sirkülasyonuna izin vermek için çay ocakları doğru aralıkta dikilmelidir. Aşırı gübrelemeden özellikle kaçınılmalıdır.

Enfekte olmuş tüm yapraklar toplanıp yakılır. Bu hastalık, tarımsal ekosistem analizleri yoluyla dikkatlice izlenir. Hastalık, gri veya kahverengi yanıklıktan daha tehlikelidir ve bazen fungusitler ile kontrolü gereklidir.

11.3 Tomurcuk ve Dal Hastalıkları (Sürgünlerin yavaş yavaş ölümü ve/veya dal pamukçuğu – dal kanserleri)


11.3.1 At Kılı Hastalığı
Bilimsel adı: Marasmius crinis-equi (Phylum Basidiomycota, Class Basidiomycetes, Order Agaricales, Family Tricholomataceae).

Önemi: Verim üzerindeki etkisi tam olarak araştırılmamış olmakla birlikte, oldukça yaygın bir hastalıktır.

Teşhis etmek için en basit semptomu; dallar, sürgünler ve yaprakların üst kısımlarına küçük kahverengi disklere bağlı siyah parlak at kılları bulunur. Kahverengi disklerin üzerindeki bu kıl bazen birkaç dala ayrılabilir. 

Zamana bağlı semptomlar

Kıllar, önce beyaz veya sarıdır sonra kahverengine dönerler ve ardından koyu kahverengi veya siyahlaşırlar. At kılları üzerinde bazen ince saplı küçük ve dayanıklı mantarlarda gelişir. Şapkalı veya külah şeklinde olan bu mantarlar sarı-kahverengi veya kırmızı-kahverengi renkte ve yaklaşık olarak 8 mm çapındadır. Toprak yüzeyi malç ile örtülmüşse bazen malç yüzeyinde de benzer türde şapkalı mantarlar gelişebilir.

Yaşam döngüsü 

Bu hastalığın nasıl yayıldığı hakkında çok az bilgi mevcuttur. At kılı şapkalı mantarlarının ürettiği mantar sporları, diğer çay bitkilerini rüzgar yolu ile yayılır. Sporların filizlenmeleri için genellikle nem ve gölge gereklidir, yara ve çatlaklar içine giren sporların çimlenmesi daha kolay olur.

Hastalığı şiddetlendiren koşullar


1- Hava  ve toprak nemi (yağmurlar ve sulamadan sonra). Mantarlar neme ihtiyaç duyduğundan dolayı hastalık bitki yoğunluğunun olduğu tarlalar ve daha yoğun malçlanan tarlalarda daha şiddetlidir.


2- At kılları, çay ocağının üst kısmındaki (toplama tablası) yara veya çatlak alanlarda daha sık baş gösterir.


3- Kamelya gibi orman bitkileri ile malçlanan tarlalarda daha şiddetli seyreder.

Doğal düşmanları: Bilinmiyor.

Yönetim uygulamaları: Koruma ve kontrol

Koruma için ocakların olası yaralanma veya çatlamalardan korunmasına özen gösterilmelidir. Nemi azaltmak ve hava sirkülasyonuna izin vermek için çay ocakları doğru yoğunluk ve aralıkta tesis edilmelidir. Aşırı gölgelemeden kaçınılmalıdır. Bununla birlikte, kamelya ve diğer orman bitkileri ile malçlamadan da kaçınılmalı ve onun yerine saman kullanılmalıdır.

Hastalığı tespit ettiğiniz zaman en iyi yönetim tarzı tüm at kıllarını ve şapkalı mantarları toplayıp uzaklaştırmak ve yakmaktır. Ayrıca, üzerinde at kıllarlı olan ölü sürgünlerde kaldırılıp yakılır.


11.3.2  Tomurcuk Çürüklüğü veya Tomurcuk Yanıklığı (Antraknoz olarak da adlandırılır)

Bilimsel adı: Buna üç farklı (veya daha çok) mantar neden olur.

Colletotrichum theae-sinensis (Phylum Deuteromycotina,Class Deuteromycetes, Order Coelomycetidae, Family Melanconiale

Glomerella cingulata (Phylum Acomycota,Order Phyllachorales, Family Phyllachoraceae)

Phyllosticta gemiphilae (Phylum Deuteromycotina, Class Deuteromycetes, Order Coelomycetidae, Family Sphaeropsidaceae)

Bu 3 türün hepsi aynı zaman aralığında görülebilir.

Önemi: Bu hastalık genel olarak çok hızlı gelişmez. Ancak elverişli koşullar altında ( sıcak- yağışlı havalarda) oldukça büyük bir alana yayılır, hem verimi hem de kaliteyi düşürür.

Zamana bağlı semptomlar

Hastalık genellikle tomurcukların ve yaprakların yumuşak kısımları üzerinde, özellikle tomurcukların tabanından küçük koyu benekler olarak baş gösterir. Benekler, etkilenen genç tomurcuklar dışında uyuyan sürgünlerin yapraklarına ve genç dallara da yayılır.     

Beneklerin gelişerek büyümesiyle, yapraklar ve genç sürgünlerde kararma ve çürüme meydana gelir. Şiddetli salgınlarda yapraklar dökülür ve tomurcuklar çürür, verim düşer. Bunla birlikte hastalık kahverengi odun dokulara ulaştığı zaman yayılmasını durdurur. Sürgünlere öldüren hastalığa benzemeyen tomurcuk çürüklüğü, olgun sürgün ve dallardan aşağıya doğru yayılmaz.

Hastalığın seyri

Mantarlar sporlarını kararan tomurcukları, yaprakların ve sürgünlerin yüzeyleri üzerinde yürütürler. Sporlar nemli tomurcuklar ve yapraklar üzerine yerleşince filizlenerek körpe yeşil dokuların içinde büyüyen bir iplikçik geliştirirler. Bu iplikçikler tomurcuk ve sürgünlerin içinde büyür, bölünür ve sonra çok sayıda spor üretirler.

Hastalığı şiddetlendiren koşullar

1- Yüksek sıcaklık ve nem. Hastalık genellikle mayıs-kasım da oluşur. Ancak Temmuz- Ağustos ve eylül ayları süresince uygun ilkim koşulları oluştuğunda büyük hasara neden olur.

2- Kompoze gübreler yerine yüksek dozda üre uygulanmış olan çay tarlalarında hastalığın seyri daya şiddetlidir.

3-PH1 çay varyetesi ülkenin orta kesimindeki küçük yapraklı çay varyeteleriyle karşılaştırıldığında daha çok etkilenmektedir.

Doğal düşmanları: Bilinmiyor.

Yönetim uygulamaları: Koruma ve kontrol

Koruma; aşırı azot uygulamasından kaçınılmalıdır. Gübreleme yapılacağı zaman dengelenmiş bir karışım kullanılmalıdır. Nemi azaltmak ve hava sirkülasyonuna izin vermek için çay ocakları doğru yoğunluk ve aralıkta yetiştirilmelidir. Enfekte sürgünler toplanıp yakılmalıdır. Plantasyonlarda sık sık tomurcuk çürüklüğü hastalığı probleme neden oluyorsa PH1’ in yerine orta bölgedeki çay varyetelerinden dikilmelidir.

Tarlanın izlenmesi ve karar verme

Sıcak-nemli aylar (özellikle Temmuz, Ağustos ve Eylül) bu hastalık için dikkatlice kontrollerin yapılması gereken zamanlardır. İlaçlama yapmak konusunda bir karar alacağınız zaman hava tahminlerine dikkat etmelisiniz. Soğuk ve özellikle kurak havalarda hastalık hız kesecektir.

Kontrol metodu

İlaçlamanın gerekli olduğuna karara verdiğinizde birçok uzmanın önerdiği başlıca elementi bakır olan fungusitleri kullanmalısınız.


11.3.3. İnce Dal (veya Sürgün) Öldüren Hastalıklar / Yavaş yavaş Öldüren Hastalık
Bilimsel Adı : Asya’da çay üzerinde ki ince dalların ölümüne Aglaospora aculeata, Botryodiplodia theobromae, Corticium salmonicolor, Hypoxylonserpens, Macrophoma theicola, Nectria spp., and Phomopsis (=Leptothyrium) theae’i kapsayan bir çok mantar türü neden olur. Gri ve kahverengi yanıklıklara neden olan mantarlar bile yaralardan girerlerse ince dal ve sürgünleri öldürme eğilimindedir. Bu mantar türlerinin bir kaçı aynı zaman aralığında mevcut olabilir.

 
Önemi

Bu, verimi azaltma ve hatta ocakları öldürme eğilimde olan en önemli hastalık gruplarından biridir. Maalesef, ince dal (sürgün) öldüren hastalığı Viet Nam’da yeterince bilinmemektedir.

Bu hastalıklar çiftçilerin araştırma yapmaları için iyi birer konudur. En erken oluşumundan itibaren hastalığın yaşam döngüsü gözlemlemeye başlanmalıdır. Hastalık yaşam döngüsü içerisindeki hangi dönemdeyken çiftçiler hastalığı kontrol etmelidir? Budamadan sonra dezenfektan kullanmak etkilimidir (kârlı mıdır) ?

Zamana bağlı semptomlar  

İlk semptomlar olgun yapraklarda görülen renk değişimleridir (koyu yeşile dönme ve yumuşama). Ardından bu yapraklar kahverengine döner, tamamen kurur ve ölür. Hastalık sürgünlere yayıldığında kuruma ve ölüm meydana getirir. İnce dal ve ana dalların kahve rengimsi odunsu bölümleri içine yayılan bu hastalık, tomurcuk çürüklüğü hastalığına benze mez. Belirli bir süre sonra tüm dal yukarıdan aşağıya doğru ölür. 

Kuruyan dallarda sık sık “pamukçuklar” (kanserler) oluşur ki bunlar, kalın bir doku olarak kabuk çevresini saran yüzeysel yavaş yayılan yaralardır. Veya kabukların üzerinde görülen ölü dokular (yamalar) dır. Hasta dallar üzerinde gelişen küçük yumuşak dokular, bir tür şapkalı mantardır. Tüm ocağı öldürebilirler ancak, yeni gelişen zayıf ince sürgünlerle ölmek üzere olan bazı dallarda daha yaygındırlar. Kök çürüklüğü semptomları (bu bölümün sonunda tartışılan) ile bu hastalığa ait son semptom aşamasını (ölü yaprak ve dallar) birbiri ile karıştırmak kolaydır.

Yaşam Döngüsü

Mantar sporları (tohumları) ,ölü dallar üzerinde gelişen küçük yastıklara benzeyen şapkalı mantarlarda üretilir. Bu küçük yastıklar, tarlada bırakılmış budanmış dallar üzerinde birkaç hafta yaşaya bilir. Sporlar, rüzgar veya yağmurla sıçrayarak diğer çay ocaklarının üzerine taşınır. Genellikle sporlar kolaylıkla filizlenip sürgünlerin içerisine girebilecekleri bir yara üzerine yerleşemezlerse ölürler. Yara bulunmadığı durumda bazı mantar sporları, yaprak ve yeşil kabuklardan geçerek genç sürgünleri istila edebilirler. Mantarlar sürgün içerisine girdiğinde gelişir ve yayılırlar. Neticede mantarlar, yeni sürgünün dış yüzeyindeki yastıkçıklar da sporlarını üretirler.

Hastalığı şiddetlendiren koşullar

1- Özellikle diğer besinlerle dengelenmemişse, yüksek dozda azot

2- Çoğunlukla (ilk enfeksiyonun erken oluştuğu) Ocak ve Şubat aylarında oluşan hasarlar
3 -Hastalık hakkındaki bilginin yetersizliği

Doğal düşmanları

Bitkideki yaralar yoluyla etkili olan bu tür hastalıkların kontrolü için, Avrupa’da

Trichoderma horzianum ve Trichoderma polysporum gibi yararlı iki mantar türü karışımı ticari olarak satılmaktadır. Üreticileri / Dağıtıcıları :

1- Bio-Innovation AB, Bredholmen, Box 56, S-545 02, ALGARAS, İsveç
2- Henry Doubleday Research Association Sales ltd., Ryton on Dunsmore, Coventry,    CV8 3LG, İngiltere

Yönetim Uygulamaları : Koruma ve Kontrol

Budama yapılacağı zaman hastalığın yayılmamasına dikkat edilmelidir. İnce dal

öldüren hastalığı olan bir ocak budandıktan sonra, budanan dallar tarlada bırakılmak yerine yakılmalıdır. Mümkünse sağlık bir ocak budanmadan önce, kesici aletler bir dezenfektan ile temizlenmelidir. Ucuz ve bulunması kolay olan; kaynar su, kireç veya iyot solüsyonundan herhangi bir kullanılabilir.

Bir çok ülkede, budama yoluyla oluşan yaralara, hasatlıktan korumak için kimyasal fungusitler sürülür. Ayrıca yaralar üzerine sürülebilen biyolojik fungusitler (antagonistleri içeren) de vardır. Çiftçiler, Viet Nam’da hangi fungusit türünün yararlı olup olmayacağına karar vermek için denemeler yapmalıdır.

Aşırı dozda azottan kaçınılmalı ve budamadan sonra bitkideki yaraların hızlıca iyileş mesine yardımcı olmak için iyi bir bakım sağlanmalıdır. İnce dal öldüren hastalığının mevcudiyeti durumunda, enfekte olmuş dallar budanır ve yakılır.


11.3.4. Bakteriyel Sürgün Yanıklığı

Bilimsel adı : Pseudomonas syringae pv. Theae (Pseudomonadaceae ailesinden bir bakteridir). Bu bakteri su içerinde yüzebilmek için kullandığı birkaç uzun mikroskobik kuyruğa sahiptir.

Önemi : Bu hasatlık, ince dal öldüren hastalığına çok benzeyen semptomlara neden olur. Bu nedenle bazı çiftçiler, bakteriyel yanıklık yerine ince dal öldüren hastalığına maruz kaldıklarını söyleyebilirler.

Erkenci semptomlarını tanımlamak

Tanımlanan en erkenci semptom, sürgünler üzerindeki pamukçuklardır. Pamukçuk, kabuğu kalın bir doku yoluyla saran yüzeysel, yavaş yayılan bir yaralardır. Ancak, Pseudomonas’ın öldürdüğü sürgünler üzerinde pamukçuklar üretmez. Ayrıca, ince dal öldüren hastalığının da pamukçuklara neden olduğu unutulmamalıdır. Bu karakteristikleri teşhis etmek için :

Karakteristik İnce dal öldüren hastalığından kaynaklanan
(
mantarın neden olduğu) pamukçuklar
Pseudomonas’dan kaynaklanan
(
bakteriyel) pamukçuklar
Pamukçuktan yavaşça sızan yoğun,
yapışkan
bir sıvı
Genellikle hayır Genellikle evet
Hasta dallar üzerinde gelişen yumuşacık, küçük yastıksı dokular Bazen Hayır

Pseudomonas’ı tanımlamak için diğer bir yol; hasta sürgün yarılarak açıldığında, hem yukarı hem de aşağı yönde pamukçukların sağlıklı dokular içine doğru uzattığı kahverengi çizgiler görülecektir.

Zamana bağlı semptomlar

Hastalık genellikle çay ocaklarının dinlendiği (uyuduğu) son bahar ve kış süresince oluşur. Bazı sürgünler üzerindeki birkaç tomurcuğu hastalık tamamen öldürür ki bunlar, kahverengi ve yumuşaktır. Genellikle sürgünler üzerinde görülen soluk kırmızı-kahverengi alanlar ya uyuyan bir tomurcuğa yakın yada sürgünün içerisine girmiş bakterinin neden olduğu küçük bir yaranın çevresidir. Soluk kahverengilik sürgünler üzerinde aşağıya ve yanla ra, yukarı yönde olandan daha az yayılır. Enfekte olan alanlar sağlıklı kabuğun etrafını zamanla, koyu kahverengi bir renkte içe doğru batmış ve nemli görünümde sarar. Enfekte olan alan “sürgün boğazını” saracak büyüklüğe ulaştığında üstteki yapraklarda kıvrılma ve kararma başlar, önce parlak yeşil renge ardında sarıya dönerler. Birkaç hafta içinde üstlerin deki pamukçuklar, sürgün veya dalları öldürmüş olurlar.

Bu bakteri bazen genç ve körpe yapraklar üzerinde de enfeksiyona neden olur. Bu enfeksiyonlar yaprakların dış tarafında küçük ıslak benekler olarak görülmeye başlar. Olgun yapraklar, yuvarlak veya dikdörtgenimsi benekler ile enfekte olduğunda kahverengileşirler ve kururlar neticede, delil deşil veya yırtık bir yaprak görünümünü alarak dökülürler.

Yaşam döngüsü

Bakteri ; yabancı otlar, odunsu bitkiler ve hasta çay bitkilerinin yaprak ve tomurcuklarındaki pamukçuklarda yaşar. Enfekte olan sürgünlerde bakteri, sürgün yüzeyine yoğun, yapışkan bir sıvı olarak sızar. Bu sıvı, sürgünler komşu ocaklara temas ettiğinde veya esintili yağışlar yoluyla diğer ocaklara yayılır. Yeni ocaklar üzerinde bakteri, tomurcukların tabanındaki doğal açıklıklarda veya yaralarda birikir. Bakteri sürgünlerin içerisine girdiğinde, köklerden yapraklara su taşımak için bitkinin kullandığı kanallar (ksilem) içinde yeniden ürer. Bakteri ile tıkanan bu kanallar, sürgünler içinde kahverengi çizgilerin oluşmasına neden olur. Yapraklara, tıkanan kanallardan su ulaşmaz ve neticede ölürler. Bakteri üremeyi sürdürdüğün de basınç artar ve yoğun bir sıvı olarak sürgün yüzeyine sızar.

Hastalığı şiddetlendiren koşullar

1- Soğuk ve nemli ilkbahar
2- Çok rüzgarlı periyotlar. Bakteri esen rüzgarlarla bir çok ocaktan diğerine taşınır ve bakterilerin girebileceği küçük yaralara ulaşır. 

Doğal düşmanları

Hastalığa neden olan Pseudomonas türlerinin gelişimini engellemek için ocaklar üzerine yaralı bakterilerden Pseudomonas fluorescens püskürtülebilir. Bu, “BlightBan A506” adında ticari bir ürün olarak mevcuttur. İmalatçısı / Dağıtıcısı : Plant Health Technologies, 926 East Santa Ana, Fresno, California 93704 U.S.A

Yönetim Uygulamaları : Koruma ve Kontrol

Nemi düşürmek ve yayılmayı azaltmak için dikim alanlarında gerekli yoğunlukta boş alanlar olmalıdır. Pamukçukla enfekte olan sürgün ve dallar, aşağıdan budanır ve yakılır. Gerekli görülmesi halinde karşı etkili bir bakteriyel ürün püskürtülür (bir çok fungusit, Pseudomonas’a karşı etkili değildir).


11.3.5. Şişen Gövde Hastalığı veya Yumrulu Dal Hastalığı
Bilimsel adı : Bilinmiyor (Bir bakterinin neden olduğu düşünülüyor). Bu haltalıkla

ilgili bilgi yetersiz olmakla birlikte hasatlık oldukça önemlidir.

En erken tanımlanan semptomlar

Aynı ocak üzerinde bir veya daha çok ana dal alt noktasından bir beyzbol sopası gibi şişer.

Zamana bağlı semptomlar

Hastalık genellikle Ağustos veya Aralıkta başlar. İlk olarak dalların kabukları üzerinde küçük hasatlık benekleri görülür. Benekler ; kahverengi, çukur ve yaklaşık olarak 3 mm uzunluğundadır. Benekler, öz odununa kadar derine ulaşır. Ardından kök kabuklarının etrafın da benekler oluşur ve renkleri siyaha döner. Daha sonra benekli dokuların çevresi bir kambur gibi şişer. Şişen dallar çatlar ve yara dokuları oluşur. Şişen bölge 30 cm uzunluğa ulaşabilir. Şişen dallar üzerindeki yapraklar, su yetersizliğinde olduğu gibi koyu yeşildir. Ciddi şekilde hastalanmış bitkilerin yaprakları kurur, dökülür ve dallar kolaylıkla kırılır. Hastalanan bitkiler de genellikle büyüme devam eder ancak; çok az çiçekli, tomurcuksuz ve oldukça yavaştır. Enfekte olan genç bitkilerse (fidan) ölürler.

Hastalığın yaşam döngüsü

Hastalığın nasıl yayıldığı bilinmemektedir.

Hastalığı şiddetlendiren koşullar

1- Şişen gövde hastalığının, çay sivrisineği yoluyla şiddetlendiği düşünülmektedir. Hastalık, çay sivrisineğinin saldırılarından yaklaşık olarak 2 ay sonra görülmektedir ve şiddetli çay sivrisineği saldırılarında hasat bitki gövdeleri daha da şişmektedir.

2- Verimli topraklar üzerine dikilmiş ve verimli olan çay klonları hastalığa karşı daha hassastır.

3- Tepelik alanların tabanındaki çay, tepe üzerinde veya yamaç üzerinde gelişen çaydan hastalığa karşı daha çok hassastır.

4- Gölge altında yetiştirilen çaylar hastalıktan daha çok etkilenir.

Doğal düşmanları : Bilinmiyor.        

Yönetim Uygulamaları : Koruma ve Kontrol

Hasatlığı önlemenin en iyi yolu, çay sivrisineğini kontrol etmektir. Verimli çaylar daha
hassas olduklarından dolayı aşırı miktarda azotlu gübreden kaçınılması önerilir. Şişen gövde hastalığının şiddetli seyrettiği tarlalar için TRI (Tocklai Çay Araştırma Enstitüsü), çayın yeniden sağlıklı gelişimini teşvik etmek amacıyla ağır budana önermektedir. Budama, hasatlık beneklerinin bulunduğu alana ve bitki yaşına bağlı olarak şişen alanın 15-35 cm aşağısından yapılır. Budamanın ardından çayın sağlıklı yenilenmesine yardımcı olmak için gerekli bakım yapılmalıdır. Çayınız gölge altında yetişiyorsa ve şişen gövde hastalığı ile ilgili bir çok problem yaşıyorsanız, gölge ağaçlarını kaldırmalı veya azaltmalısınız. Ancak unutulmamalıdır ki; gölge ağaçlarını kaldırdığınızda, thrips ve akar gibi zararlılarla daha çok problem yaşayabilirsiniz.

11.4. Kök Hastalıkları


11.4.1 Kök Çürüklüğü
Bilimsel adı: Asya’da ki kök çürüklüğüne; Armillaria (Armillariella) mellea, Ganoderma philippi, Hypoxylon asarcodes, Phellinus lamaensis, Phellinus (Fomes) noxius, Poria spp., Rosellinia arcuata, Rosellinia necatrix, Sphaerostilbe repens, and Ustulina spp. kapsayan bir çok mantar türü neden olur.

Bu mantar, taksonomik gruplandırmada geniş bir sınıfa sahiptir. Phylum Basidiomycotina’da ; Armillaria, Ganoderma, Phellinus ve Poria’dır. Phylum Deuteromycotina ‘da ; Sphaerostilbe ve Phylum Ascomycotina’da ; Ustulina’dır. Bu türlerin bir kaçı aynı zaman içerisinde mevcut olabilir. Çiftçilere yardımcı olmak amacıyla bunları kök çürüklüğü mantarları olarak uzmanlar içinde yararlı olmuştur. Diğer taraftan bir çok kök çürüklüğü mantarı, benzer hastalık seyri ve benzer yönetim uygulamalarını gerekli kılar.

Önemi : Kök çürüklüğü genelde lokal olarak bölgeseldir, ancak mevcudiyetinde ocakları öldürür.

Zamana bağlı semptomları

Bu hastalık genellikle, komşu ocaklarda ciddi etki oluşturacak kadar yayılmaz. Ocaklar çiçeklenme mevsimi süresince, aşırı miktarda çiçek üretir, yaprak renkleri sarıya döner ve gelişimleri yavaşlar. Mantarlara karşı direnç göstermeye çalışan ocaklarda gövde kabukları kalınlaşır. Hastalık çok ciddi olduğunda, yapraklar solar ve ölür ( genellikle ocağa bağlı kalırlar) ve ocaklar ölür. Ocak gövdesi yarılır veya çatlar. Mantar formları, genellikle köklerin yüzeyleri üzerinde veya gövde kabuğunun altında bulunur :

a) Eğrelti otu yapraklarına benzeyen veya birkaç parmaklı el şeklinde, beyazımsı keçeler veya yamalar görünümündedir.
b) Genellikle koyu renkte iplik veya şeritlerdir.

Ayrıca, bazı mantar formları gövde veya köklerin yüzeyleri üzerinde yumuşak “yastıkçıklar” veya şapkalı mantarlar oluştururlar.

Hastalığın seyri

Mantar ilk olarak, temizlemenin ardından alanda bırakılmış olan ölü ağaçlar veya kütüklerde gelişir. Çay ocağının gelişen kökleri yanındaki ölü ağacın kökleri ile temas ettiği zaman mantar çay köklerine yayılır. Aynı zamanda mantar, çay köklerine ulaşacak kadar toprak içinde şerit veya iplikler olarak gelişebilir. Ardından, çay kökleri üzerinde gelişir ve çay köklerinin içerisine girer. Mantarlar, enfekte ettikleri bir çay ocağından komşu ocaklara şeritler veya iplikler olarak ta yayılabilir.

Hastalığı şiddetlendiren koşullar

1- Nemli ve zayıf drenajlı topraklarda şiddetlenir.
2- Sert tabakaya köklerin girişi güç olduğundan sert bir yapıya sahip olan toprakta şiddetlenir.
3- Ölü ağaç ve kütüklerin bulunması şiddeti arttıran çok önemli bir etkendir.
4- Çay plantasyonlarında gölgeleme için kullanılan bilimsel adları ; Albizzia ve Tephrosia olan bir çok ağaç kök çürüklüğü mantarına karşı dayanıksızdır.

Elbette ki ağaçlar temiz toprağa dikildiğinde enfekte olmayacaktır. Ancak toprakta orman ağaçlarına ait kökler kalmışsa, bu gölge ağaçları enfekte olacaktır. Gölge ağaçları uzun kök sistemlerine sahip olduğundan bu, sonuçta çaya da saldıracak olan büyük bir kök çürüklüğü popülasyonunun gelişimine yardımcı olur.

Doğal düşmanları
Bir çok yararlı bakteri ve mantar, kök çürüklüğüne neden olan mantarları kontrole yardımcı olur. Kompost uygulamak bu doğal düşmanları elde etmek için bir seçenektir. İyi dekompoze olmuş bir kompost, bu yararlı mikroorganizmalarca zengindir.

İkinci bir seçenek, bazı ticari simler altında satılan yararlı mikro organizmaları satın almaktır.


Üçüncü bir seçenekte, laboratuarlarında Trichoderma üreten Ha Noi ‘de ki (NIPP) Bitki Koruma Ulusal Enstitüsünden doğal düşman Trichoderma’yı satın almaktır.

Yönetim uygulamaları : Koruma ve Kontrol

Kök çürüklüğü (koruma) önleme yoluyla yönetilir. Bir çay ocağı enfekte olduğu zaman artık ona yardım edebilme imkanı çok zayıftır. Çünkü kök çürüklüğü köklerden yukarıya doğru yayılır, ölü sürgünleri budamak ve yakmak etkili değildir (İnce dal öldüren, tomurcuk çürüklüğü ve bakteriyel sürgün yanıklığına benzemez ).

Kök çürüklüğünü önlemek için, çay dikiminden önce tarladaki her bir ağacı uygun şekilde kaldırmış olmak çok önemlidir. Her bir ağaç kesilmeden en az 1 yıl önce, köklerine enerji sağlayan ağaç gövdelerinin kabukları (kambiyum) belirli bir bölümden halka şeklinde kesilip çıkarılır. Ardından 1 yıl sonra ağaç kesilir ve kazılarak kökleri de çıkarılır. Siz veya komşularınız kök çürüklüğü problemine sahipseniz, yeni çay fidanlarının dikiminden önce her bir dikim çukuruna Trichoderma veya diğer doğal düşmanlardan uygulamanız yararlı olacak tır.

Çay dikiminden sonra ilk birkaç yıl süreyle, enfekte olmaya başlayan ocakların yerini öğrenmek amacıyla düzenli olarak tarla gezilmelidir. Gölge sağlayan ağaçlara sahipseniz ayrıca onları da kontrol etmelisiniz. Enfekte olan her bir çay ocağını veya ağacı bütün olarak kazıp çıkarın ve yakın. Komşu ocakları da dikkatlice kontrol edin ve enfekte olanları kazıp çıkararak yakın.

Enfekte olan ocakların köklerini son ucuna kadar topraktan çıkarın ve yakın. Geride (toprakta) kalmış olan kök çürüklüğü etmenlerini yok etmeye yardımcı olması için çukura ; ödün külü veya sönmüş kireç ilave edin ve ardından dikim çukurunu belirli bir süre güneş ışığına maruz bırakın (yaklaşık yarım gün). Dikim alanına bir veya daha çok yıllık ot tohumları (Tripsacum laxum veya Cymbopogon confertiflorus) ekin. Otlar, kök çürüklüğüne karşı dayanıklıdır ve toprağa, kök çürüklüğü mantarlarını öldürmeye olanak sağlayan yaralı mikro organizmaları kazandırırlar. Otlar geliştikten sonra, sağlıklı çay fidanları ile dikimi yenileyin. Yeniden dikim yapıldığı zaman bol miktarda kompost kullanın ve mümkünse dikim çukuruna Trichoderma veya diğer doğal düşmanları uygulayın.


11.4.2 Nematotlar
Kök-ur Nematotları

Bilimsel adı : Meloidogyne arenaria ( Fidanlıktaki bitkiler veya çay fideleri; çay bitkisi 12 – 14 aylık olduğunda M.arenaria karşı dayanıklı olur).

Kök-yara Nematotları

Bilimsel adı: Paratrichodorus porosus, Pratylenchus spp., veya Rotylenchus reniformis (genç veya olgun çaylar üzerinde etkili olur).

Diğer türleri (özellikle genç çay üzerinde ki Meloidogyne’nin diğer türleri ) ayrıca Viet Nam’da mevcuttur ve birkaç tür aynı zaman içerisinde bulunabilir.

Çay’da nematot , Viet Nam’da göreceli olarak daha az önemli olarak kabul edilir. Bununla birlikte mantarların neden olduğu kök çürüklüğü ile bunların semptomları kolaylıkla karıştırıldığından dolayı çok önemli oldukları düşünülmektedir.

Zamana bağlı semptomları

Enfekte olan bitkiler ; zayıf, cılız ve az yapraklı görünümdedir. Yapraklar donuk ve sarımtırak renkte olur. Ağır hasara uğrayan genç bitkiler solar ve ölür. Tüm bu semptomlara, köklerin yeterince su ve besin elementi absorblayamaması da katkı sağlar. Enfekte olan olgun ocaklar, sağlıklı ocaklardan daha erken çiçeklenme ve meyve (tohum) tutma eğilimindedir. Bitkiler, kazılıp çıkarılan kökleri incelendiğinde sağlıklı bir bitkiyle karşılaştırıldığında kök sistemlerinin oldukça az sayıda ince besleyici köklere sahip oldukları görülecektir. Mevcut kök sistemleri ;

1. Kahverengi ve kuru (Paratrichodorus, Pratylenchus, or Rotylenchus) ,

2. Şişkin ve çarpık şekilli (Meloidogyne ) olur.

Hastalığın seyri

Nematotlar, mikroskobik solucanlardır. Canlı kökler üzerinde beslenirler ve birkaç aydan daha uzun süre toprakta yaşayamazlar. Bununla birilikte, toprak içinde bırakılmış olan kalın, ölü çay kökleri içerinde birkaç yıl süreyle uyuyabilirler. Genç nematotlar, canlı veya ölü çay köklerinden dışa doğru hareket ederler ve yakında bulunan diğer çay köklerine kadar toprak içerisinde bir kaç cm’lik mesafeyi doldurabilirler. Nematotların, yeni çay bitkisi köklerine ulaştığı diğer yollar;

1.Toprak nematotlarla kontamine olmuşsa , bu yolla diğer alanlara taşınırlar (örneğin; toprak erozyonu, yabancı ot temizleme araçları veya kontamine olmuş toprağın fidanlıklarda kullanımı).

2.Fidanlıklarda kontamine olmuş suyun kullanımı ile (kontamine olmuş çay plantasyonlarının drenaj kanallarından toplanan su). 
<>Nematotlar, canlı bir çay kökü ile temas ettiğinde onun üzerinden beslenmeye başlarlar. Pratylenchus, Rotylenchus ve Meloidogyne kök içerinde yaşar ve beslenir. Ancak sadece Meloidogyne köklerde şişkin yumrulara neden olur. Paratrichodorus, köke bitişik olan toprak parçacıklarında yaşar ve kök uçları üzerinden beslenir. Beslenmeye başladıklarından yaklaşık 3 – 6 hafta sonra, yetişkin nemtotlar köklerin yüzeyi üzerine yumurtlar. Yumurtalardan çıkan genç nematotlar ya aynı köke saldırırlar yada diğer köklere ulaşacak yönde hareket ederler.

Hastalığı şiddetlendiren koşullar

1- Acacia spp., Sesbania spp., ve Tephrosia spp. gibi belirli baklagillerin mevcudiyeti durumunda çay tarlalarında Prathlenchus loosi nematot’unun popülasyonu artar. Meloidogyne grubu nematotlar çaydan daha çok diğer bitkilere saldırırlar ancak Meloidogyne arenaria sadece fidanlıklarda dikili olan genç çay bitkilerine saldırdığından dolayı, aynı fidanlıkta konukçu bitki olarak kullandığı olgun çayı çok az etkilemiş olur.

2- Köklerin girişini güçleştiren sert bir tabaka ve sert toprak yüzeyi de hastalığı şiddetlendirir.

3- Potasyum uygulanmaksızın dengesiz azot kullanımı Prathylenchus’dan kaynak lanan zararı arttırır.

4-Genç bitkiler az miktarda besleyici köke sahip olduklarından dolayı, daha dayanık sızdırlar.  

Doğal düşmanları

Burkholderia cepacia, nematotları kontrol etmeye yardımcı yararlı bir bakteridir. Bu, dikimden önce veya sonra fidanların köklerini ıslatmak için kullanılan “Deny” adında bir ticari ürün olarak Amerika’da satılmaktadır.

Yönetim uygulamaları : Koruma ve kontrol

a) Fidanlıklarda

-Temiz toprak kullanmak.

Fidan veya çeliklerinizi enfekte eden nematotlar tarla toprağı yoluyla geçer. Bu nedenle fidanlıklarınızda temiz toprak kullanmak çok önemlidir (örneğin; toprağın solarizasyon ile dezenfeksiyonu).

-Temiz su kullanmak.

Fidanlıklarınızı, çay plantasyonlarından geçen kanallardan akan su ile suluyorsanız, suda suspanse (asılı) olan silt nematotlarla kontamine olmuştur. Bu nedenle kullanılmadan önce, 2 gün süreyle bir depoda bekletilmesi önerilir, böylece silt ve nematotlar dibe çökelmiş olacaktır.

b) Yeni bir tarlaya dikimden önce

-İki yıl süreyle ot ekmek.

Çay tarlası hazırlanırken toprakta kök bırakmışsanız ve yeniden çay dikmek istiyorsanız, ilk olarak 2 yıl süreyle ot ekmelisiniz. Bu daha önceki çay ürününde nematot (ve kök çürüklüğü) problemine sahipseniz çok önemli bir uygulamadır. Otlar, çaya göre nematotlara dayanıklıdır ve aynı zamanda bol miktarda organik madde üretirler. Periyodik olarak kesilen bu otlar, topraktaki yararlı mikro organizmaları canlandıran bir yeşil gübre kaynağı olarakta fayda sağlarlar. İyi sonuçlar veren iki ot türü ;

-Dikimde kompost kullanmak

Yararlı mikro organizmaları zenginleştirdiğinden dolayı iyi dekompoze olmuş kompost nematotların kontrolüne yardımcı olur. Her bir dikim çukuru içerisine bol miktarda kompost yerleştirilmelidir.


c) Yaşlı tarlalarda

-Kompost ve çiftlik gübresini birleştirmek


Bol miktarda çiftlik gübresi ve iyi dekompoze olmuş kompost nematot popülasyonunu baskılamaya yardımcı olur. Çünkü kompost ve çiftlik gübresi bileşimi topraktaki yararlı mikro organizmaların gelişimini teşvik eder.

-Sert tabakaları kırmak için toprağı bellemek

Yüzeyinde sert bir tabakaya sahip olan toprakta gelişen çay bitkileri genellikle nematotlara maruz kalır. Düzenli kültürel uygulama içinde, uzun dişli bel ile sert tabakayı kırmak besleyici köklerin büyümesini teşvik eder. Prathylencus nematotlarına maruz kalan çay tarlalarında düzenli bir belleme programından sonra yeniden dikim uygulanır.

-Dengelenmiş gübre uygulamak

Potasyumlu gübrenin dozunu arttırmak kökteki Prathylenchus popülasyonunu azaltır. Kimyasal nematositler kullanılamadan önce iyice düşünülmelidir. Nematotların kimyasal olarak kontrolü her zaman ekonomik değildir. Çünkü pahalıdırlar ve birkaç yıl sonra tekrarlan maları gerekir. En ideal olanı, önleme yoluyla nematotların kontrolüdür ( çiftlik gübresi + kompost, bellemek veya kompoze gübreler).

11.5 Besin Eksikliği ve Fizyolojik Bozukluklar


Bazen çay bitkilerinde hastalık semptomlarına benzeyen problemler oluşur. Ancak gerçekte bunların nedenleri hastalık yapıcı organizmalar değildir. Onun yerine, problem çay bitkisinin gelişimini de kapsayan koşullardan kaynaklanır.

Aşağıdaki tablo muhtemel nedenler arasında karar vermenize yardımcı olur. Ancak tablo kullanıldıktan sonra problemin nedeni hakkındaki düşüncenizi kanıtlamak için bir dene me yapmalısınız.
 
Semptomların
Karakteristikleri
Hastalık Besin Eksikliği
veya Fazlalığı
Pestisitlerin
Hatalı Kullanımı
Fizyolojik
Problemler
Semptomlar hangi hızla ortaya çıkıyor ? Yavaş veya Hızlı Yavaş Çok hızlı Yavaş
(sert havalarda hızlı)
Semptomlar hem genç hemde yaşlı yapraklar üzerinde oluşuyor mu ? Genellikle en yaşlı ve en genç yapraklar üzerin de şiddetli ancak aynı anda her ikisi üzerinde değil Genellikle en yaşlı ve en genç yapraklar üzerin de şiddetli ancak aynı anda her ikisi üzerinde değil Hem genç hem de yaşlı yapraklar üzerinde sık sık
oluşuyor
Genellikle en yaşlı ve en genç yapraklar üzerin de şiddetli ancak aynı anda her ikisi üzerinde değil
Tarlanın çeşitli bölümlerinde bir çok ocak aynı semptomlara sahip mi? Birkaç ocakla sınırlı Genellikle evet Genellikle evet Genellikle evet
Semptomlar tarlanın çeşitli bölümlerindeki yabancı otlarda da var mı ? Hayır Genellikle hayır Genellikle evet Hayır
Semptomlar tarlanın çeşitli bölümlerine birkaç ay içerisinde yayılmış mı? Genellikle evet Hayır Hayır Hayır

11.5.1 Besin Yetersizliği
Bir bitki belirli bir besinden yoksun olduğu zaman, bitki üzerinde karakteristik semptomlar üretecektir. Bu semptomlar birkaç ocakta, çayın belirli bölümlerinde görüldüğü zaman belirli bir besinin yokluğundan tüm bölümlerin zamanla etkileneceğinin de sinyalidir. Çayda ki başlıca besin yetersizliği semptomları aşağıdaki tabloda kısaca tanımlanmıştır ve sonraki sayfalarda da resmedilmişlerdir.

Yetersiz
Besin Elementi
Yetersizlik   Semptomları
Makro Besinler (Genellikle toprağa bol miktarlarda uygulanması gerekli olanlar)
Azot Bitki gelişimi engellenir,büyüme hızı düşer,yapraklar sararıp solar,en alt yapraklarda dökülme olur ve üst yapraklara kadar ulaşır.
Fosfor Olgun yaprakların yüzeyinde zaman zaman hafif morluklar ve simetrik koyuluklar oluşur, yaprağın ucu sararır.
Potasyum En belirgin yaprak semptomları;kenarlardaki yanıklardır. Genel olarak sap (sürgün) incelir ve uzun internot oluşur.
Kalsiyum Olgun yapraklar aşağı doğru eğilir ve sonra yaprak ucundan kenarlara doğru yanıklar oluşmaya başlar. Apikal aktivite çok azalır ve ardından yaprak dökülmeleri oluşur.Gelişme durur,bazı yaprakların alt yüzeyinde yarı saydam lekeler oluşur, lekeler yavaş yavaş birleşerek kahverengi nekrotik alanlar gelişir.
Magnezyum En belirgin karakteristiği olgun yapraklar üzerindeki aralıklı klorosistir, ancak semptomların yoğunluğu klondan klona değişir. Genç bitkilerde aşağıdaki yapraklardan itibaren yaprak dökülmeleri başlar.
Mikro besinler  (Genellikle toprağa az miktarlarda uygulanması gerekli olanlar)
Kükürt En belirgin klorotik semptomları; genç yapraklarda görülen yeşil – sarı solukluk, göze çarpan damarların net şekilde yeşil bir ağ oluşturmasının ardından soluk sarı bir renk almalarıdır.
Boron Apikal sürgün ölür, aksillar tomurcuklar deforme olur ve koltuk altlarında küçük tomurcuk kümeleri oluşur, yapraklar koyu kahverengileşir ve kalınlaşır. Ana ve yan damarlara da yayılan yaprak sapı üzerinde ur benzeri mantarımsı yapılar oluşur.
Manganez Yaşlı ve genç yapraklarda aralıklı klorosisler, damarlar ve yeşil kalan alanların civarında şekilsiz benekler, çoğunlukla yaprak kenarlarını kaplayan klorotik alanlar içinde nekrotik benekler gelişir. Genç yaprak ve tomurcuklarda şiddetli deformasyonlar görülür.
Çinko Yapraklar küçülür, koyulaşır ve orak şeklini alır buna bağlı olarak orta damarın her iki yanı üzerinde ki aya, simetrik olmayan gelişim gösterir internotlar kısalır.

Diğer mikro besinler (bakır, demir, mobildenyum, alüminyum, flor ve klor) tanımlan maları için belirgin semptomlara sahip değildirler.

Makro besin elementi yetersizliği semptomları (semptomları tam teşhis etmek çay varyeteleri ve toprak tipi dahil bir çok faktöre bağlıdır).


Mikro besin elementi yetersizliği semptomları (semptomları tam teşhis etmek çay varyeteleri ve toprak tipi dahil bir çok faktöre bağlıdır).


Çay bitkilerinde herhangi bir besin yetersizliğinin olduğuna karar vermeden önce şunları kontrol ediniz :

1.     Kök çürüklüğü (11.4)

2.     Küçük emici böcekler (9.2)

3.     Fizyolojik bozukluklar (11.5.4)

4.     Aşırı gübreleme (11.5.2)

Bu problemlerin tümü besin yetersizliğine benzer semptomlara neden olurlar. Bitkilerinizde makro besin elementi yetersizliği olduğunu düşünüyorsanız, toprağı gübreleyeceğiniz bir sonraki dönemde, bu besinin oranını arttırarak bir deneme yapın.

Bitkilerinizde mikro besin elementi yetersizliği olduğunu düşünüyorsanız, bir yaprakgübresi ile deneme yapın. Kendi yaprak gübrenizi yapmayı düşünmelisiniz ! (bakınız ; çay için kompost yapımı).


11.5.2  Aşırı Gübre Kullanımı

Besin elementleri, gıda gibidir. Yetersizlikleri tehlikeli olduğu gibi aşırı miktarları da tehlikelidir. Hem boron hem de bakır, çok yüksek konsantrasyonlarda bulunmaları halinde çay içim zararlıdır. Aşırı miktarda boron, yaprakların kenarlarına yakın bölgelerinde yaprak damarları arasında ölü bölgelere neden olur. Bu problem yaygın değildir ancak, gereksiz uygulanmış olan mikro besin elementlerini öğrenmeye yardımcı olur.

Makro besinlerde aşırı dozlarda uygulanmışsa, yine problemlere neden olurlar. İlk olarak aşırı dozda azot, bir çok hasatlık ve zararlıya karşı çay bitkilerinin hassasiyetini arttırır. Aynı zamanda, bir besin elementinin yüksek konsantrasyonu çay bitkisinin diğer besinleri absorblamasını engeller. Örneğin; toprakta yüksek konsantrasyondaki kalsiyum, yeterli düzeyde potasyum absorbsiyonunu engeller. Ve yine, yüksek konsantrasyondaki potasyum, yeterli düzeyde magnezyum absorbsiyonunu engeller.

Bitkilerinize aşırı miktarda gübre uyguladığınızı düşünüyorsanız, kullandığınız kimyasal gübreler veya mikro besin elementlerinin miktarını azaltarak bir denem yapın. Bir etki görmeniz / görmemeniz, sadece birkaç ay alır, çünkü aşırı besin toprakta kalacaktır.

11.5.3 Pestisitlerin Hatalı Kullanımı
Pestisitler (özellikle herbisitler) bitkilere zararlıdır. Genel olarak semptomlara tek bir

pestisit neden oluyorsa ;

1.      Semptomlar aniden görülecektir

2.      Tarlanın çeşitli yerlerinde ki yabancı otlarda da aynı semptomlar görülecektir

3.      Semptomlar yanıksa, hem genç hem de yaşlı yapraklarda semptom görülecektir. Bununla bitlikte semptomlar yaprakların biçim bozukluğu ve kıvrılması ise, bu genç yapraklarda daha şiddetli olacaktır. 

Herhangi bir pestisitin veya yapıştırıcılar ve yayıcılar gibi toksik olmayan bir karışım

Çeşidi dahi yüksek dozda püskürtüldüğünde yapraklar üzerinde yanık lekelerine neden olur. Bu yanık lekeleri, yaprak hasatlıklarının erken aşamalarına benzer.

Bazı herbisitlerse oldukça düşük dozlarda dahi yapraklarda kıvrılmaya, deformasyona ve renk değişimine neden olur. Bu semptomlarda, emici böceklerin semptomları ile veya besin yetersizliğindeki semptomlarla kolaylıkla karıştırılabilir.

Ocaklarınıza, bir pestisit türünün zarar verdiğini düşünüyorsanız en iyi yöntem; beklemektir. Semptomların nasıl geliştiğini görmek için birkaç günde bir ocakları kontrol edin. Semptomlar, birkaç gün veya birkaç hafta süresince şiddetlenebilir. Ancak, oldukça kısa bir süre içinde bu şiddetlenme duracaktır (ve umut verici bir yönde gerileyecektir). Aynı zamanda semptomlar, tarlada yeni alanlara yayılmayacaktır. Semptomlardaki şiddet ve yayılma devam ediyorsa, bir hastalıkla karşı karşıyasınız demektir.


11.5.4 Fizyoloji ve Hava Koşulları (Beyaz yaprak ve sarı yaprak virüsü)

Bazı semptomların, çayın zayıf düştüğü fizyolojik bir aşama ile benzer olduğu görülür.

Buna; yaşlılık, çayın ebeveynlerinden gelen genetik yapısı, birkaç süreyle devam eden yetersiz bakım ve ekstrem hava koşulları neden olur (çok soğuk veya kurak hava). Aşağıdaki durum Viet Nam’da ki araştırmacılar tarafından gözlemlenmiştir ve fizyolojik olayların neden olduğu görünümlerdir.

Çay’da beyaz yaprak (Albinizm) 

Çay yaprakları, özellikle genç yapraklar çok soluk veya beyaz renkte görünebilir. Genetik nedenleri olmakla birlikte, bu durum ekstrem hava koşulları ile de ilişkilidir. Yeni sürgünlerin, ikinci bir kez gelişimleri yavaş olur. Sürgünler uygun ekolojik koşullar altında yeniden gelişirlerse normal yeşil renklerini alırlar.

Çay’da  “sarı yaprak virüsü” nedir ?

Semptomlar, portakal ve mangolardaki “yeşillenme hastalığı” na benzer. Yaprak damarları yeşil kalırken, damarlar arasındaki yaprak dokuları sarıya döner. Genellikle iyi bakım alamamış yaşlı ocaklar üzerinde görülür.

Öyleyse ; bu bir hastalık, bir besin elementi yetersizliği veya bir fizyolojik problem midir ? Daima en iyi cevap, yapılacak olan bir deneme yoluyla bulunandır. TRI’de ki uzmanlar “sarı yaprak virüsü” semptomları olan dallardan çelikler aldı. Bu çelikleri dengelenmiş (kompoze) gübre uygulanan bir toprakta yetiştirdiler. Çeliklerden gelişen çay bitkileri semptomlardan hiç birini göstermedi. Böylece, araştırmacılar bunun hastalıktan daha çok bir besin yetersizliği olduğuna karar verdiler.

Çiftçiler, tarlalarında hakkında emin olmadıkları semptomlara rastladıkları zaman yukarıdakine benzer bir deneme yapmalıdırlar.

Tercüme : Kamil Engin İslamoğlu, Ziraat Mühendisi, E-Mail

Kaynak: Chapter Eleven: Major Diseases of Tea in Viet Nam - Part A.   Part B.  April 2001. FAO – Tea IPM Ecological Guide Michael R. Zeiss, Koen den Braber. Translated by Tran Thanh Nam. Published by CIDSE, I.P.O. Box 110, Ha Noi, VIET NAM

Ana Sayfa