11. 2 Yaprak Hastalıkları |
11.2.1 Kabaran Yanıklık
Bilimsel adı: Exobasidium vexans
(a fungus in the Phylum Basidiomycota,
Class Ustomycetes, Order Exobasidiales, Family Exobasidiaceae)
Önemi: Bu Viet Nam’da
çok önemli çay
hastalıklarından biridir ve kesinlikle en önemli yaprak
hastalığıdır.
Semptomu
en kolay görülendir, genç yapraklar üzerinde
kabarcıklar oluştuğu zaman en
kolay fark edilen hastalıktır. Kabarcıklar; parlar, gri veya beyaz renklidir ve
genellikle
şişerler. Yaprak üst yüzeyi üzerindeki
kabarcıklar çukurumsudur.
Zamana
bağlı
semptomlar
Hastalık ilk olarak
genç yaprak üzerinde küçük bir benek
olarak görülür (bir aydan daha yaşlı genç
yapraklarda). İlk olarak benek, bir
iğne ucu boyutundadır. Tek bir yaprak üzerinde çok sayıda
benek olabilir. Her
bir benek hızlıca büyür, tavuk yağı veya çok
açık kahve renkte saydam
görünümlüdür. Sık sık beneklerin merkezinde
pembe veya kahverengi tozlar
bulunur.
Benekler ilk
göründükten yaklaşık 7 gün sonra yaprağın alt
yüzeyinden dışa doğru şişerek kabarırlar. Genç dallar ve
yeşil meyvelerde bile
bu kabarcıklar oluşur. Kabarcıkların dış yüzeyi gri olup sonradan
beyazlar.
Sonuçta kabarcık patlar etrafa beyaz veya soluk pembe renkte
tozlar yayar. Bu
tozlar mantar sporlarıdır (hastalığın tohumları).
Kabarcıklar patladıktan
sonra hastalıklı benekler menekşe
rengine döner ve ardından kahverengileşip
büzülürler. Bununla birlikte, birçok
ölü beneğe sahip olan yapraklar ve sürgünler
ocaktan dökülürler. Hastalanan
tomurcuklar ise kararır ve hastalık çay verimi azalır.
Ölü, kararan sürgünler
tomurcuklar diğer çürütücü mantarlar yoluyla
da enfekte olmuş olabilir. Bu
tomurcuklardan üretilen çay acı bir tada sahip olur.
Ayrıca, yeniden gelişim
yavaşlar ve bazen hastalığın ardından 2 ay süre ile hasat
yapılamaz.
Hastalığın seyri
Kabarcıklardan
çıkan sporlar rüzgarlar yoluyla diğer çay
bitkilerinin yapraklarına taşınır. Sporlar, kuraklık ve yakıcı
güneş ışığında
kolaylıkla ölür. Ancak spor bir yaprağın üzerine
yerleşirse çiğ veya su
tabakası ile örtülerek filizlenecektir. Yaprak içine
uzanan ince bir iplik
üretecektir. Yaprak içinde bir iplik kümesi
üretebilmek için, başlangıçtaki bu
ilk iplikçik dallanır ve gelişir. Yaklaşık 10 gün sonra,
tavuk yağı renginde
bir benek olan yaprak içinde mantar görülebilir.
Sonuçta yaprakta şişkin bin
kabarcık oluşur ve bu kabarcık içinde sporlar gelişir.
Hastalığı
şiddetlendiren koşullar
Hastalık en iyi
yüksek rutubet (% 90 veya daha fazla nispi
nem) ve orta dereceli sıcaklıklarda (15-20 oC) gelişir.
Özellikle,
ılık ilkbahar ve çiseleyen yağmurlu yıllarda hastalık daha ciddi
seyreder.
Şubat ve Nisan süresince daha ciddidir. Dinh Hoa ve Dai Tu’da
(ormanlara yakın)
mayıs sonuna kadar hastalığın etkisi sürebilir. Yüksek
sıcaklıklarda (25-27 oC
veya daha fazla) bu mantarın gelişimi durur.
Yoğun
gölgelendirilen çay tarlalarında ise problem daha
ciddidir. Ayrıca, zayıf drenajlı düşük alanlardaki
yamaçların tabanında da
ciddidir. Sık ocaklı çay plantasyonlarda, iyi
havalandırılan ve uygun aralıklı
plantasyonlardakinden daha hızlı
yayılır. Hastalık
fazla miktarda azot uygulanmış olan çay tarlalarında diğer
tarlalara nazaran
daha şiddetli ve daha hızlı yayılır. Ülkenin iç
kısımlarındaki çay
varyeteleri diğer varyetelerinden daha hassastır. Büyük
yapraklı varyetelerin
küçük yapraklı varyetelerden daha çok
etkilendiği görülmüştür.
Doğal
düşmanları: Bilinmemektedir.
Yönetim
uygulamaları: koruma ve kontrol
a)
Koruma:
1-
Aşırı
azotlu gübre kullanmaktan kaçının. Gübre
uygulandığı zaman miktarı çayın
yaşına ve ayrıca toprak
koşullarına uygun olmalıdır. Aynı zamanda ilkbaharda erken gübre
uygulamalarından da kaçının, bu
dönem
kabaran yanıklık için havanın en uygun olduğu zamandır.
2-
Çok
erken tabla düzeltme yapmayın (ilkbahardaki hafif
budama) çünkü
budanan sürgünler, kabaran yanıklığa karşı çok hassas
olur.
3-
Nemi azaltmak ve hava
sirkülasyonuna imkan vermek için çay ocakları uygun
aralık ve doğru yoğunlukta
dikilmiş olmalıdır.
4-
Çayınız
gölge ağaçları altında büyüyorsa ve yıldan yıla kabaran
yanıklık
ile probleminiz artıyorsa gölge ağaçlarını elemine edin ve
azaltmayı düşünün.
Ancak bunu yapmadan önce de unutmamalısınız ki gölge
ağaçlarını elemine
ettiğinizde thrips ve akarlar gibi zararlılarla daha çok problem
yaşayacaksınız.
5-
Haytalık
oluştuğu zaman, hastalığın yayılmasını
sınırlandırmaya yardımcı
olması için enfekte
olmuş yaprak ve tomurcukları kaldırın. Tüm hasta yaprak ları yakın.
6-
İklim ve pazarlama
koşullarınız
uygunsa Shan ve Hindistan varyeteleri gibi bitki çeşitleri bu
hastalığa daha
dayanıklıdır.
b)
Tarlanın izlenmesi ve
karar verme:
Hastalığın
büyük bir problem oluşturduğu zaman periyodu
süresince (Şubat-Nisan) genç yapraklardaki benekleri
dikkatlice kontrol edin.
Sizin ve komşularınızın deneyimlerine dayalı olarak hastalığın şiddetli
bir
salgına neden olacak bir yapılanmayı gösterip göstermediğine
karar verin.
İlaçlamaya ihtiyacınızın olduğuna karar vermişseniz hava
tahminlerini dikkate
alın. Serin yağışlı havada hastalık daha hızlı gelişecek ancak kuru
hava ve
ekstrem sıcaklıklarda hastalık yavaşlayacak veya duracaktır.
c)
Kontrol metodu:
İlaçlama kararı
vermişseniz birçok uzmanın önerdiği önemli
element olan bakırlı fungusitleri kullanın. Ancak unutmayın ki; bakırlı
fungusitler akarlarla olan problemleri attırmaya eğilimlidir.
İlaçlanmış
tarlada birinciden yaklaşık 5-10 gün sonra ikinci bir
ilaçlama yapmak önerilir.
Sonra tehlike geçinceye kadar tarımsal ekosistem analizi ile
hastalığın
değerlendirilmesine devam edilir.
11.2.2
Gri Yanıklık
ve Kahverengi Yanıklık
Bilimsel
adı: Colletotrichum
coccodes,
Pestalotia (= Pestalozzia) theae, and Pestalotiopsis
theae. Bu mantarlar Phylum
Deuteromycota sınıfı, Deuteromycetes takımı Coelomycetidae ailesindeki
Melanconiales ‘i içeren bazı mantarlar Asya’da çay
üzerinden gri ve kahverengi
yanıklara neden olur. Duteromycetes sınıfından, Coelomycetidae takımı
ve
Melanconiales familyasından Phylum Deuteromycota bu mantarlardandır. Bu
türlerin bir kaçı aynı zaman aralığında
görülebilir.
Önemi: Bunlar bir yara yolu
ile (örneğin
budama, güneş yanığı veya böcek zararından kaynaklanan
yaralanmalar) bitkiye
girebilir, genellikle verim düşüşüne neden olmayan zayıf
parazitlerdir.
Zamana
bağlı
semptomlar
İlk olarak
genç yapraklar üzerinde küçük lekeler
olarak belirirler. Bu lekeler mat
sarı-yeşil renkte ve oval biçimlidir, genellikle etrafları mor
veya sarı bir
şeritle çevrilidir.
Lekeler, yaprak merkezinde veya yaprak kenarlarından içe doğru
uzanır. Lekeler
geliştiğinde gri veya kahverengi olurlar. Genellikle bir hedef gibi
çok sayıda
halkaya sahip olurlar üzerlerinde küçük siyah
noktalar serpilmiştir. Son olarak
bu lekeler yayıldığında, yaprak iskelete dönüşür ve
ardından kısa süre içinde
dökülür.
Yaşam
döngüsü
Mantar sporları,
yapraktaki lekelerin yüzeylerin üzerinde
üretilir (bunlar hedef şeklindeki halkaların üzerinde bulunan
küçük siyah
noktalardır). Sporlar,
diğer çay bitkilerinin genç yapraklarına rüzgar
yoluyla taşınır.
Sporlar ıslak bir yaprak yüzeyi üzerine konulmuşsa
filizlenecek ve yaprağın
içine doğru gelişen bir iplikçik üretilecektir.
Böylece çok sayıda sporun
oluşumunu sağlayacak olan yaprak lekesi meydana gelecektir.
Hastalığı
şiddetlendiren koşullar
Yüksek nem, ıslak
ve kuru mevsimin birbirini izlemesi ile
hastalık gelişir.
Doğal
düşmanları: Bilinmemektedir.
Yönetim
uygulamaları: Koruma ve kontrol
Hastalık
etmeni genellikle zayıf ocaklara ve hasarlı sürgünlere
saldırır. Bu nedenle iyi
bir bakım ve çay bitkilerinde hasarın hızlıca onarılmasına
yardımcı olan
uygulamalar (dengeli gübreleme, malçlama vb.) yoluyla
yayılma azaltılabilir.
Özellikle potasyumlu gübreler bitkinin hastalıklara karşı
direncini
arttırmaktadır.
Nemi
azaltmak ve hava sirkülasyonuna izin vermek
amacıyla çay ocakları doğru yoğunluk ve aralıkta tesis
edilmelidir. Aşırı
gölgelemeden kaçınılmalıdır. Enfekte olmuş tüm
yapraklar toplanıp yakılmalıdır.
Bu hastalığı genellikle, fungusitler yoluyla kontrol etmek yeterli
değildir.
11.2.3
Islak Yaprak
Yanıklığı
Bilimsel adı: Deuteromycotina,
Deuteromycetes,
Coelomycetidae, Melanconiales grubunda bir mantar olan Gloesporium
theae sinensis
Önemi: Kimi alanlarda
önemli olmakla
birlikte bu hastalık hakkında çok az bilgi mevcuttur.
Zamana
bağlı
semptomlar
Hastalık,
olgun yapraklar içinde yarı saydam ıslak-yeşil benekler olarak
başlar.
Benekler, yaprakların kenarlarında ve
uçlarında belirir. Benekler, su ile ıslanmış
görünümdedir ve olgun yapraklar
üzerinde daha yaygındırlar, gri ve kahverengi yanıklıktan elde
edilen
semptomlar bu hastalığın yayılma semptomları olarak da rehberlik
edebilir.
Enfekte olan yapraklar
önce sarıya ardından
kırmızı-kahverengiye döner ve sonra ölür ve
dökülür. Islak yaprak yanıklığı ölü
sürgünler ve diğer sürgünlerdeki enfekte olmuş
yapraklardan yayılır. Gerçekte,
tomurcuk çürüklüğüne neden olan
Colletotrichum theae sinensis adındaki mantarda
bu gruba dahildir.
Yaşam
döngüsü
Gri
ve kahverengi yanıklığa benzer. Bu hastalık hakkında
çok az bilgi mevcuttur.
Hastalığı
şiddetlendiren koşullar
Yüksek nem,
özellikle uzun süreli yağışlar. Mantarlar
yüksek neme ihtiyaç duyduğundan dolayı bu hastalık bitki
popülasyonu yoğun olan
çay tarlalarında daha sık baş gösterir. Düşük
sıcaklılar (20oC
civarında) ve yüksek dozda azotlu gübreleme hastalığı
şiddetlendirir.
Doğal
düşmanları: Bilinmiyor.
Yönetim
uygulamaları: Koruma ve kontrol
Aşırı
dozda azot uygulamasından kaçınılmalıdır. Gübreleme
yapılacağı zaman dengelenmiş bir karışım
kullanılmalıdır (azot ile birlikte potasyum ile fosfor). Nemi azaltmak
ve hava
sirkülasyonuna izin vermek için çay ocakları doğru
aralıkta dikilmelidir. Aşırı
gübrelemeden özellikle kaçınılmalıdır.
Enfekte olmuş tüm
yapraklar toplanıp yakılır. Bu hastalık,
tarımsal ekosistem analizleri yoluyla dikkatlice izlenir. Hastalık, gri
veya
kahverengi yanıklıktan daha tehlikelidir ve bazen fungusitler ile
kontrolü
gereklidir.
11.3
Tomurcuk ve Dal
Hastalıkları (Sürgünlerin yavaş yavaş ölümü
ve/veya dal pamukçuğu – dal
kanserleri) |
11.3.1
At Kılı
Hastalığı
Bilimsel
adı: Marasmius
crinis-equi (Phylum Basidiomycota,
Class
Basidiomycetes, Order Agaricales, Family Tricholomataceae).
Önemi: Verim üzerindeki
etkisi tam
olarak araştırılmamış olmakla birlikte, oldukça yaygın bir
hastalıktır.
Teşhis
etmek için en basit semptomu; dallar, sürgünler ve
yaprakların üst kısımlarına
küçük kahverengi disklere bağlı siyah parlak at
kılları bulunur.
Kahverengi disklerin üzerindeki bu kıl bazen birkaç dala
ayrılabilir.
Zamana
bağlı
semptomlar
Kıllar, önce beyaz
veya sarıdır sonra kahverengine
dönerler ve ardından koyu kahverengi veya siyahlaşırlar. At
kılları üzerinde
bazen ince saplı küçük ve dayanıklı mantarlarda
gelişir. Şapkalı veya külah
şeklinde olan bu mantarlar sarı-kahverengi veya kırmızı-kahverengi
renkte ve
yaklaşık olarak 8 mm çapındadır.
Toprak yüzeyi malç
ile örtülmüşse bazen malç yüzeyinde de
benzer türde şapkalı mantarlar
gelişebilir.
Yaşam
döngüsü
Bu
hastalığın nasıl yayıldığı hakkında çok az bilgi
mevcuttur. At kılı şapkalı mantarlarının ürettiği mantar sporları,
diğer çay
bitkilerini rüzgar yolu ile yayılır. Sporların filizlenmeleri
için genellikle
nem ve gölge gereklidir, yara ve çatlaklar içine
giren sporların çimlenmesi
daha kolay olur.
Hastalığı
şiddetlendiren koşullar
1- Hava ve toprak
nemi (yağmurlar ve sulamadan
sonra). Mantarlar neme ihtiyaç duyduğundan dolayı hastalık bitki
yoğunluğunun
olduğu tarlalar ve daha yoğun malçlanan tarlalarda daha
şiddetlidir.
2- At kılları, çay
ocağının üst kısmındaki (toplama tablası) yara veya çatlak
alanlarda daha sık
baş gösterir.
3- Kamelya gibi
orman bitkileri ile malçlanan tarlalarda daha şiddetli seyreder.
Doğal
düşmanları: Bilinmiyor.
Yönetim
uygulamaları: Koruma ve kontrol
Koruma
için ocakların olası yaralanma veya çatlamalardan
korunmasına özen
gösterilmelidir. Nemi azaltmak ve hava sirkülasyonuna izin
vermek için çay
ocakları doğru yoğunluk ve aralıkta tesis edilmelidir. Aşırı
gölgelemeden
kaçınılmalıdır. Bununla birlikte, kamelya ve diğer orman
bitkileri ile
malçlamadan da kaçınılmalı ve onun yerine saman
kullanılmalıdır.
Hastalığı tespit
ettiğiniz zaman en iyi yönetim tarzı tüm
at kıllarını ve şapkalı mantarları toplayıp uzaklaştırmak ve yakmaktır.
Ayrıca,
üzerinde at kıllarlı olan ölü sürgünlerde
kaldırılıp yakılır.
11.3.2 Tomurcuk Çürüklüğü
veya Tomurcuk Yanıklığı
(Antraknoz olarak da adlandırılır)
Bilimsel
adı:
Buna üç farklı (veya daha çok)
mantar neden olur.
Colletotrichum
theae-sinensis (Phylum
Deuteromycotina,Class Deuteromycetes, Order Coelomycetidae, Family
Melanconiale
Glomerella
cingulata (Phylum
Acomycota,Order Phyllachorales, Family Phyllachoraceae)
Phyllosticta
gemiphilae (Phylum
Deuteromycotina, Class Deuteromycetes, Order Coelomycetidae, Family
Sphaeropsidaceae)
Bu 3 türün
hepsi aynı zaman aralığında görülebilir.
Önemi: Bu hastalık genel
olarak çok
hızlı gelişmez. Ancak elverişli koşullar altında ( sıcak- yağışlı
havalarda)
oldukça büyük bir alana yayılır, hem verimi hem de
kaliteyi düşürür.
Zamana
bağlı
semptomlar
Hastalık genellikle
tomurcukların ve yaprakların yumuşak
kısımları üzerinde, özellikle tomurcukların tabanından
küçük koyu benekler
olarak baş gösterir. Benekler, etkilenen genç tomurcuklar
dışında uyuyan
sürgünlerin yapraklarına ve genç dallara da yayılır.
Beneklerin
gelişerek büyümesiyle, yapraklar ve genç
sürgünlerde kararma ve çürüme meydana
gelir. Şiddetli salgınlarda yapraklar dökülür ve
tomurcuklar çürür, verim
düşer. Bunla birlikte hastalık kahverengi odun dokulara ulaştığı
zaman
yayılmasını durdurur.
Sürgünlere öldüren hastalığa benzemeyen tomurcuk
çürüklüğü, olgun sürgün ve
dallardan aşağıya doğru yayılmaz.
Hastalığın seyri
Mantarlar sporlarını
kararan tomurcukları, yaprakların ve
sürgünlerin yüzeyleri üzerinde
yürütürler. Sporlar nemli tomurcuklar ve
yapraklar üzerine yerleşince filizlenerek körpe yeşil
dokuların içinde büyüyen
bir iplikçik geliştirirler. Bu iplikçikler tomurcuk ve
sürgünlerin içinde
büyür, bölünür ve sonra çok sayıda spor
üretirler.
Hastalığı
şiddetlendiren koşullar
1- Yüksek sıcaklık
ve nem. Hastalık genellikle mayıs-kasım
da oluşur. Ancak Temmuz- Ağustos ve eylül ayları süresince
uygun ilkim
koşulları oluştuğunda büyük hasara neden olur.
2-
Kompoze gübreler
yerine yüksek dozda üre uygulanmış olan çay
tarlalarında hastalığın seyri daya
şiddetlidir.
3-PH1
çay
varyetesi ülkenin orta kesimindeki küçük yapraklı
çay varyeteleriyle karşılaştırıldığında
daha çok etkilenmektedir.
Doğal düşmanları: Bilinmiyor.
Yönetim
uygulamaları: Koruma ve kontrol
Koruma; aşırı azot
uygulamasından kaçınılmalıdır.
Gübreleme yapılacağı zaman dengelenmiş bir karışım
kullanılmalıdır. Nemi
azaltmak ve hava sirkülasyonuna izin vermek için çay
ocakları doğru yoğunluk ve
aralıkta yetiştirilmelidir. Enfekte sürgünler toplanıp
yakılmalıdır. Plantasyonlarda
sık sık tomurcuk çürüklüğü hastalığı
probleme neden oluyorsa PH1’ in yerine
orta bölgedeki çay varyetelerinden dikilmelidir.
Tarlanın
izlenmesi ve
karar verme
Sıcak-nemli aylar
(özellikle Temmuz, Ağustos ve Eylül) bu
hastalık için dikkatlice kontrollerin yapılması gereken
zamanlardır. İlaçlama
yapmak konusunda bir karar alacağınız zaman hava tahminlerine dikkat
etmelisiniz. Soğuk ve özellikle kurak havalarda hastalık hız
kesecektir.
Kontrol
metodu
İlaçlamanın
gerekli olduğuna karara verdiğinizde birçok
uzmanın önerdiği başlıca elementi bakır olan fungusitleri
kullanmalısınız.
11.3.3.
İnce Dal (veya
Sürgün) Öldüren Hastalıklar / Yavaş yavaş
Öldüren Hastalık
Bilimsel Adı : Asya’da çay
üzerinde ki ince
dalların ölümüne Aglaospora aculeata, Botryodiplodia theobromae, Corticium
salmonicolor, Hypoxylonserpens,
Macrophoma theicola, Nectria spp.,
and Phomopsis (=Leptothyrium)
theae’i kapsayan bir çok
mantar
türü neden olur. Gri ve kahverengi yanıklıklara neden olan
mantarlar bile
yaralardan girerlerse ince dal ve sürgünleri
öldürme eğilimindedir. Bu mantar
türlerinin bir kaçı aynı zaman aralığında mevcut olabilir.
Önemi
Bu, verimi azaltma ve
hatta
ocakları öldürme eğilimde olan en önemli hastalık
gruplarından biridir. Maalesef,
ince dal (sürgün) öldüren hastalığı Viet Nam’da
yeterince bilinmemektedir.
Bu
hastalıklar çiftçilerin araştırma yapmaları için
iyi birer konudur. En erken
oluşumundan itibaren hastalığın yaşam döngüsü
gözlemlemeye başlanmalıdır.
Hastalık yaşam döngüsü içerisindeki hangi
dönemdeyken çiftçiler hastalığı
kontrol etmelidir? Budamadan
sonra dezenfektan kullanmak etkilimidir (kârlı mıdır)
?
Zamana bağlı semptomlar
İlk
semptomlar olgun yapraklarda görülen renk değişimleridir
(koyu yeşile dönme ve
yumuşama). Ardından bu yapraklar kahverengine döner, tamamen kurur
ve ölür.
Hastalık sürgünlere yayıldığında kuruma ve ölüm
meydana getirir. İnce dal ve
ana dalların kahve rengimsi odunsu bölümleri içine
yayılan bu hastalık,
tomurcuk çürüklüğü hastalığına benze mez.
Belirli bir süre sonra tüm dal
yukarıdan aşağıya doğru ölür.
Kuruyan
dallarda sık sık “pamukçuklar”
(kanserler) oluşur ki bunlar, kalın
bir doku olarak kabuk çevresini saran yüzeysel yavaş
yayılan yaralardır. Veya
kabukların üzerinde görülen ölü dokular
(yamalar) dır. Hasta dallar üzerinde
gelişen küçük yumuşak dokular, bir tür şapkalı
mantardır. Tüm ocağı öldürebilirler
ancak, yeni gelişen zayıf ince sürgünlerle ölmek
üzere olan bazı dallarda daha
yaygındırlar. Kök çürüklüğü semptomları
(bu bölümün sonunda tartışılan) ile bu
hastalığa ait son semptom aşamasını (ölü yaprak ve dallar)
birbiri ile
karıştırmak kolaydır.
Yaşam
Döngüsü
Mantar
sporları (tohumları) ,ölü dallar üzerinde gelişen
küçük yastıklara benzeyen
şapkalı mantarlarda üretilir. Bu küçük yastıklar,
tarlada bırakılmış budanmış
dallar üzerinde birkaç hafta yaşaya bilir. Sporlar,
rüzgar veya yağmurla
sıçrayarak diğer çay ocaklarının üzerine taşınır.
Genellikle sporlar kolaylıkla
filizlenip sürgünlerin içerisine girebilecekleri bir
yara üzerine
yerleşemezlerse ölürler. Yara bulunmadığı durumda bazı mantar
sporları, yaprak
ve yeşil kabuklardan geçerek genç sürgünleri
istila edebilirler. Mantarlar
sürgün içerisine girdiğinde gelişir ve yayılırlar.
Neticede mantarlar, yeni
sürgünün dış yüzeyindeki yastıkçıklar da
sporlarını üretirler.
Hastalığı
şiddetlendiren koşullar
1-
Özellikle
diğer besinlerle dengelenmemişse, yüksek dozda azot
2-
Çoğunlukla
(ilk enfeksiyonun erken oluştuğu) Ocak ve Şubat aylarında oluşan
hasarlar
3
-Hastalık
hakkındaki bilginin yetersizliği
Doğal düşmanları
Bitkideki
yaralar yoluyla etkili olan bu tür hastalıkların kontrolü
için, Avrupa’da
Trichoderma
horzianum
ve Trichoderma polysporum
gibi yararlı
iki mantar türü karışımı ticari olarak satılmaktadır.
Üreticileri /
Dağıtıcıları :
1-
Bio-Innovation AB, Bredholmen,
Box 56, S-545 02, ALGARAS, İsveç
2-
Henry Doubleday Research
Association Sales ltd., Ryton on Dunsmore, Coventry, CV8
3LG, İngiltere
Yönetim
Uygulamaları : Koruma ve
Kontrol
Budama
yapılacağı zaman
hastalığın yayılmamasına dikkat edilmelidir. İnce dal
öldüren
hastalığı olan bir
ocak budandıktan sonra, budanan dallar tarlada bırakılmak yerine
yakılmalıdır.
Mümkünse sağlık bir ocak budanmadan önce, kesici aletler
bir dezenfektan ile
temizlenmelidir.
Ucuz ve bulunması kolay olan; kaynar
su, kireç veya iyot
solüsyonundan herhangi bir kullanılabilir.
Bir
çok ülkede, budama yoluyla
oluşan yaralara, hasatlıktan korumak için kimyasal fungusitler
sürülür.
Ayrıca yaralar
üzerine
sürülebilen biyolojik fungusitler (antagonistleri
içeren) de vardır. Çiftçiler,
Viet Nam’da hangi fungusit türünün yararlı olup
olmayacağına karar vermek için denemeler
yapmalıdır.
Aşırı dozda
azottan
kaçınılmalı ve
budamadan sonra bitkideki yaraların hızlıca iyileş mesine yardımcı
olmak için
iyi bir bakım sağlanmalıdır. İnce
dal öldüren hastalığının mevcudiyeti durumunda, enfekte
olmuş dallar budanır ve yakılır.
11.3.4.
Bakteriyel Sürgün
Yanıklığı
Bilimsel
adı : Pseudomonas
syringae pv. Theae (Pseudomonadaceae
ailesinden bir bakteridir). Bu bakteri su içerinde
yüzebilmek için kullandığı
birkaç uzun mikroskobik kuyruğa sahiptir.
Önemi
: Bu
hasatlık, ince dal öldüren
hastalığına çok benzeyen semptomlara neden olur. Bu nedenle bazı
çiftçiler,
bakteriyel yanıklık yerine ince dal öldüren hastalığına maruz
kaldıklarını
söyleyebilirler.
Erkenci
semptomlarını tanımlamak
Tanımlanan
en erkenci semptom, sürgünler üzerindeki
pamukçuklardır. Pamukçuk, kabuğu kalın
bir doku yoluyla saran yüzeysel, yavaş yayılan bir yaralardır.
Ancak, Pseudomonas’ın öldürdüğü sürgünler üzerinde
pamukçuklar üretmez. Ayrıca,
ince dal öldüren hastalığının da pamukçuklara neden
olduğu unutulmamalıdır. Bu
karakteristikleri teşhis etmek için :
Karakteristik |
İnce dal
öldüren hastalığından kaynaklanan
(mantarın neden olduğu)
pamukçuklar
|
Pseudomonas’dan
kaynaklanan
(bakteriyel)
pamukçuklar |
Pamukçuktan
yavaşça sızan yoğun,
yapışkan bir sıvı |
Genellikle hayır |
Genellikle evet |
Hasta
dallar üzerinde gelişen yumuşacık, küçük yastıksı
dokular |
Bazen |
Hayır |
|
Pseudomonas’ı tanımlamak için
diğer bir yol; hasta sürgün yarılarak açıldığında, hem
yukarı hem de aşağı yönde pamukçukların sağlıklı dokular
içine doğru uzattığı
kahverengi çizgiler görülecektir.
Zamana
bağlı semptomlar
Hastalık
genellikle çay ocaklarının dinlendiği (uyuduğu) son bahar ve kış
süresince
oluşur.
Bazı sürgünler üzerindeki birkaç tomurcuğu
hastalık tamamen öldürür ki
bunlar, kahverengi ve yumuşaktır. Genellikle sürgünler
üzerinde görülen soluk
kırmızı-kahverengi alanlar ya uyuyan bir tomurcuğa yakın yada
sürgünün
içerisine girmiş bakterinin neden olduğu küçük
bir yaranın çevresidir. Soluk
kahverengilik sürgünler üzerinde aşağıya ve yanla ra,
yukarı yönde olandan daha
az yayılır. Enfekte olan alanlar sağlıklı kabuğun etrafını zamanla,
koyu
kahverengi bir renkte içe doğru batmış ve nemli
görünümde sarar. Enfekte olan
alan “sürgün
boğazını” saracak büyüklüğe ulaştığında
üstteki yapraklarda kıvrılma
ve kararma başlar, önce parlak yeşil renge ardında sarıya
dönerler. Birkaç
hafta içinde üstlerin deki pamukçuklar,
sürgün veya dalları öldürmüş olurlar.
Bu bakteri bazen
genç ve körpe yapraklar üzerinde
de enfeksiyona neden olur. Bu enfeksiyonlar yaprakların dış tarafında
küçük
ıslak benekler olarak görülmeye başlar. Olgun yapraklar,
yuvarlak veya
dikdörtgenimsi benekler ile enfekte olduğunda kahverengileşirler
ve kururlar
neticede, delil deşil veya yırtık bir yaprak
görünümünü alarak dökülürler.
Yaşam
döngüsü
Bakteri
; yabancı otlar, odunsu bitkiler ve hasta çay bitkilerinin
yaprak ve
tomurcuklarındaki pamukçuklarda yaşar. Enfekte olan sürgünlerde bakteri,
sürgün
yüzeyine yoğun, yapışkan bir sıvı olarak sızar. Bu
sıvı, sürgünler
komşu ocaklara temas ettiğinde veya esintili yağışlar yoluyla diğer
ocaklara
yayılır. Yeni ocaklar üzerinde bakteri, tomurcukların tabanındaki
doğal
açıklıklarda veya yaralarda birikir. Bakteri
sürgünlerin içerisine girdiğinde,
köklerden yapraklara su taşımak için bitkinin kullandığı
kanallar (ksilem)
içinde yeniden ürer. Bakteri ile tıkanan bu kanallar,
sürgünler içinde
kahverengi çizgilerin oluşmasına neden olur. Yapraklara, tıkanan
kanallardan su
ulaşmaz ve neticede ölürler. Bakteri üremeyi
sürdürdüğün de basınç artar ve
yoğun bir sıvı olarak sürgün yüzeyine sızar.
Hastalığı
şiddetlendiren koşullar
1-
Soğuk ve nemli ilkbahar
2-
Çok rüzgarlı periyotlar. Bakteri esen
rüzgarlarla bir çok ocaktan diğerine taşınır ve
bakterilerin girebileceği küçük
yaralara ulaşır.
Doğal
düşmanları
Hastalığa neden olan Pseudomonas
türlerinin
gelişimini engellemek için ocaklar üzerine yaralı
bakterilerden Pseudomonas
fluorescens püskürtülebilir. Bu, “BlightBan A506” adında ticari bir
ürün olarak
mevcuttur. İmalatçısı / Dağıtıcısı : Plant Health
Technologies, 926 East Santa Ana, Fresno,
California 93704 U.S.A
Yönetim
Uygulamaları : Koruma ve
Kontrol
Nemi
düşürmek ve yayılmayı azaltmak için dikim alanlarında
gerekli yoğunlukta boş
alanlar olmalıdır. Pamukçukla enfekte olan sürgün ve
dallar, aşağıdan budanır
ve yakılır. Gerekli görülmesi halinde karşı etkili bir
bakteriyel ürün
püskürtülür (bir
çok fungusit, Pseudomonas’a karşı
etkili değildir).
11.3.5.
Şişen Gövde Hastalığı veya Yumrulu Dal Hastalığı
Bilimsel
adı :
Bilinmiyor (Bir bakterinin neden olduğu
düşünülüyor). Bu haltalıkla
ilgili bilgi yetersiz
olmakla birlikte hasatlık
oldukça önemlidir.
En
erken tanımlanan semptomlar
Aynı ocak üzerinde
bir veya daha çok ana dal alt
noktasından bir beyzbol sopası gibi şişer.
Zamana
bağlı semptomlar
Hastalık genellikle
Ağustos veya Aralıkta başlar.
İlk olarak dalların kabukları üzerinde küçük
hasatlık benekleri görülür.
Benekler ; kahverengi, çukur ve yaklaşık olarak 3
mm uzunluğundadır.
Benekler, öz
odununa kadar derine ulaşır. Ardından kök kabuklarının etrafın da
benekler
oluşur ve renkleri siyaha döner. Daha sonra benekli dokuların
çevresi bir
kambur gibi şişer. Şişen dallar çatlar ve yara dokuları oluşur.
Şişen bölge 30 cm uzunluğa ulaşabilir.
Şişen
dallar üzerindeki yapraklar, su yetersizliğinde olduğu gibi koyu
yeşildir.
Ciddi şekilde hastalanmış bitkilerin yaprakları kurur,
dökülür ve dallar
kolaylıkla kırılır. Hastalanan bitkiler de genellikle büyüme
devam eder ancak;
çok az çiçekli, tomurcuksuz ve oldukça
yavaştır. Enfekte olan genç bitkilerse
(fidan) ölürler.
Hastalığın
yaşam döngüsü
Hastalığın nasıl
yayıldığı bilinmemektedir.
Hastalığı
şiddetlendiren koşullar
1- Şişen gövde
hastalığının, çay sivrisineği
yoluyla şiddetlendiği düşünülmektedir. Hastalık,
çay sivrisineğinin
saldırılarından yaklaşık olarak 2 ay sonra görülmektedir ve
şiddetli çay
sivrisineği saldırılarında hasat bitki gövdeleri daha da
şişmektedir.
2- Verimli topraklar
üzerine dikilmiş ve verimli
olan çay klonları hastalığa karşı daha hassastır.
3- Tepelik alanların
tabanındaki çay, tepe üzerinde
veya yamaç üzerinde gelişen çaydan hastalığa karşı
daha çok hassastır.
4-
Gölge altında yetiştirilen çaylar hastalıktan
daha çok etkilenir.
Doğal
düşmanları : Bilinmiyor.
Yönetim
Uygulamaları : Koruma ve Kontrol
Hasatlığı önlemenin en iyi yolu, çay sivrisineğini
kontrol etmektir. Verimli çaylar daha hassas olduklarından
dolayı aşırı miktarda azotlu
gübreden kaçınılması önerilir. Şişen gövde
hastalığının şiddetli seyrettiği
tarlalar için TRI (Tocklai Çay
Araştırma Enstitüsü), çayın yeniden sağlıklı
gelişimini teşvik etmek amacıyla
ağır budana önermektedir. Budama, hasatlık beneklerinin bulunduğu
alana ve
bitki yaşına bağlı olarak şişen alanın 15-35
cm aşağısından yapılır.
Budamanın
ardından çayın sağlıklı yenilenmesine yardımcı olmak için
gerekli bakım
yapılmalıdır. Çayınız
gölge altında yetişiyorsa ve şişen gövde hastalığı ile ilgili
bir çok problem
yaşıyorsanız, gölge ağaçlarını kaldırmalı veya
azaltmalısınız. Ancak unutulmamalıdır
ki; gölge ağaçlarını kaldırdığınızda, thrips ve akar gibi
zararlılarla daha çok
problem yaşayabilirsiniz.
11.4.1
Kök Çürüklüğü
Bilimsel adı: Asya’da
ki kök çürüklüğüne; Armillaria (Armillariella) mellea,
Ganoderma philippi, Hypoxylon asarcodes,
Phellinus lamaensis, Phellinus (Fomes) noxius, Poria spp.,
Rosellinia
arcuata, Rosellinia necatrix, Sphaerostilbe repens, and
Ustulina spp. kapsayan bir
çok mantar
türü neden
olur.
Bu mantar, taksonomik
gruplandırmada geniş bir
sınıfa sahiptir. Phylum Basidiomycotina’da ; Armillaria, Ganoderma,
Phellinus
ve Poria’dır. Phylum Deuteromycotina ‘da ; Sphaerostilbe ve Phylum
Ascomycotina’da ; Ustulina’dır. Bu türlerin bir kaçı aynı
zaman içerisinde
mevcut olabilir. Çiftçilere yardımcı olmak amacıyla
bunları kök çürüklüğü
mantarları olarak uzmanlar içinde yararlı olmuştur. Diğer
taraftan bir çok kök
çürüklüğü mantarı, benzer hastalık seyri ve
benzer yönetim uygulamalarını
gerekli kılar.
Önemi
:
Kök
çürüklüğü genelde lokal olarak
bölgeseldir, ancak mevcudiyetinde ocakları
öldürür.
Zamana
bağlı semptomları
Bu hastalık genellikle,
komşu ocaklarda ciddi etki
oluşturacak kadar yayılmaz. Ocaklar çiçeklenme mevsimi
süresince, aşırı
miktarda çiçek üretir, yaprak renkleri sarıya
döner ve gelişimleri yavaşlar.
Mantarlara karşı direnç göstermeye çalışan ocaklarda
gövde kabukları
kalınlaşır. Hastalık çok ciddi olduğunda, yapraklar solar ve
ölür ( genellikle
ocağa bağlı kalırlar) ve ocaklar ölür. Ocak gövdesi
yarılır veya çatlar. Mantar
formları, genellikle köklerin yüzeyleri üzerinde veya
gövde kabuğunun altında
bulunur :
a)
Eğrelti otu yapraklarına benzeyen veya birkaç
parmaklı el şeklinde, beyazımsı keçeler veya yamalar
görünümündedir.
b)
Genellikle koyu renkte iplik veya şeritlerdir.
Ayrıca, bazı mantar
formları gövde veya köklerin
yüzeyleri üzerinde yumuşak “yastıkçıklar” veya
şapkalı mantarlar oluştururlar.
Hastalığın
seyri
Mantar ilk
olarak, temizlemenin ardından alanda bırakılmış olan ölü
ağaçlar veya kütüklerde gelişir. Çay ocağının
gelişen kökleri
yanındaki ölü ağacın kökleri ile temas ettiği zaman
mantar çay köklerine
yayılır. Aynı
zamanda mantar, çay köklerine ulaşacak kadar toprak
içinde şerit veya iplikler
olarak gelişebilir. Ardından, çay kökleri üzerinde
gelişir ve çay köklerinin
içerisine girer. Mantarlar, enfekte ettikleri bir
çay ocağından
komşu ocaklara şeritler veya iplikler olarak ta yayılabilir.
Hastalığı
şiddetlendiren koşullar
1-
Nemli ve zayıf drenajlı topraklarda şiddetlenir.
2-
Sert tabakaya köklerin girişi güç olduğundan
sert bir yapıya sahip olan toprakta şiddetlenir.
3-
Ölü ağaç ve kütüklerin bulunması şiddeti
arttıran çok önemli bir etkendir.
4- Çay
plantasyonlarında gölgeleme için kullanılan
bilimsel adları ; Albizzia ve Tephrosia olan bir çok ağaç
kök çürüklüğü
mantarına karşı dayanıksızdır.
Elbette
ki ağaçlar temiz toprağa dikildiğinde
enfekte olmayacaktır. Ancak toprakta orman ağaçlarına ait
kökler kalmışsa, bu
gölge ağaçları enfekte olacaktır. Gölge
ağaçları uzun kök sistemlerine sahip
olduğundan bu, sonuçta çaya da saldıracak olan
büyük bir kök çürüklüğü
popülasyonunun gelişimine yardımcı olur.
Doğal
düşmanları
Bir
çok yararlı
bakteri ve mantar, kök çürüklüğüne
neden olan mantarları kontrole yardımcı olur. Kompost
uygulamak bu doğal
düşmanları elde etmek için bir seçenektir. İyi
dekompoze olmuş bir kompost, bu
yararlı mikroorganizmalarca zengindir.
İkinci bir seçenek, bazı
ticari simler
altında satılan yararlı mikro organizmaları satın almaktır.
Üçüncü
bir
seçenekte, laboratuarlarında Trichoderma üreten Ha Noi ‘de
ki (NIPP) Bitki Koruma
Ulusal Enstitüsünden doğal düşman Trichoderma’yı satın
almaktır.
Yönetim
uygulamaları : Koruma ve Kontrol
Kök
çürüklüğü (koruma) önleme yoluyla
yönetilir. Bir çay ocağı enfekte olduğu zaman
artık ona yardım edebilme imkanı çok zayıftır. Çünkü kök
çürüklüğü köklerden yukarıya doğru
yayılır, ölü sürgünleri budamak ve yakmak etkili
değildir (İnce dal
öldüren, tomurcuk çürüklüğü ve
bakteriyel sürgün yanıklığına benzemez ).
Kök
çürüklüğünü önlemek için,
çay dikiminden önce tarladaki her bir
ağacı uygun şekilde kaldırmış olmak çok önemlidir. Her bir
ağaç kesilmeden en
az 1 yıl önce, köklerine enerji sağlayan ağaç
gövdelerinin kabukları (kambiyum)
belirli bir bölümden halka şeklinde kesilip çıkarılır.
Ardından 1 yıl sonra
ağaç kesilir ve kazılarak kökleri de çıkarılır. Siz
veya komşularınız kök çürüklüğü
problemine sahipseniz, yeni çay fidanlarının
dikiminden önce her bir dikim çukuruna Trichoderma veya
diğer doğal
düşmanlardan uygulamanız yararlı olacak tır.
Çay dikiminden
sonra ilk birkaç yıl süreyle,
enfekte olmaya başlayan ocakların yerini öğrenmek amacıyla
düzenli olarak tarla
gezilmelidir. Gölge sağlayan ağaçlara sahipseniz ayrıca
onları da kontrol
etmelisiniz. Enfekte olan her bir çay ocağını veya ağacı
bütün olarak kazıp
çıkarın ve yakın. Komşu ocakları da dikkatlice kontrol edin ve
enfekte olanları
kazıp çıkararak yakın.
Enfekte olan ocakların
köklerini son ucuna kadar
topraktan çıkarın ve yakın. Geride
(toprakta) kalmış olan kök
çürüklüğü etmenlerini yok
etmeye yardımcı olması için çukura ; ödün
külü veya sönmüş
kireç ilave edin ve ardından
dikim çukurunu belirli bir süre
güneş ışığına maruz bırakın (yaklaşık yarım gün). Dikim alanına bir
veya daha çok yıllık ot tohumları (Tripsacum laxum veya
Cymbopogon
confertiflorus) ekin. Otlar, kök
çürüklüğüne karşı dayanıklıdır
ve toprağa, kök çürüklüğü mantarlarını
öldürmeye olanak sağlayan yaralı mikro
organizmaları kazandırırlar. Otlar geliştikten sonra, sağlıklı
çay fidanları
ile dikimi yenileyin. Yeniden dikim yapıldığı zaman bol miktarda
kompost
kullanın ve mümkünse dikim çukuruna Trichoderma veya
diğer doğal düşmanları
uygulayın.
11.4.2
Nematotlar
Kök-ur
Nematotları
Bilimsel
adı : Meloidogyne
arenaria ( Fidanlıktaki bitkiler veya çay fideleri;
çay bitkisi 12 – 14 aylık olduğunda M.arenaria karşı
dayanıklı olur).
Kök-yara
Nematotları
Bilimsel
adı: Paratrichodorus
porosus, Pratylenchus spp., veya Rotylenchus
reniformis (genç veya olgun çaylar
üzerinde etkili olur).
Diğer türleri
(özellikle genç çay üzerinde ki Meloidogyne’nin
diğer türleri ) ayrıca Viet Nam’da mevcuttur ve birkaç
tür aynı zaman
içerisinde bulunabilir.
Çay’da nematot ,
Viet Nam’da göreceli olarak daha
az önemli olarak kabul edilir. Bununla birlikte mantarların neden
olduğu kök
çürüklüğü ile bunların semptomları
kolaylıkla karıştırıldığından dolayı çok
önemli oldukları düşünülmektedir.
Zamana
bağlı semptomları
Enfekte olan bitkiler ;
zayıf, cılız ve az yapraklı
görünümdedir. Yapraklar donuk ve sarımtırak renkte olur.
Ağır hasara uğrayan
genç bitkiler solar ve ölür. Tüm bu semptomlara,
köklerin yeterince su ve besin
elementi absorblayamaması da katkı sağlar. Enfekte olan olgun ocaklar,
sağlıklı
ocaklardan daha erken çiçeklenme ve meyve (tohum) tutma
eğilimindedir.
Bitkiler, kazılıp çıkarılan kökleri incelendiğinde sağlıklı
bir bitkiyle
karşılaştırıldığında kök sistemlerinin oldukça az sayıda
ince besleyici köklere
sahip oldukları görülecektir. Mevcut kök sistemleri ;
1. Kahverengi ve kuru
(Paratrichodorus, Pratylenchus, or Rotylenchus)
,
2. Şişkin ve çarpık şekilli (Meloidogyne
)
olur.
Hastalığın
seyri
Nematotlar, mikroskobik
solucanlardır. Canlı kökler
üzerinde beslenirler ve birkaç aydan daha uzun süre
toprakta yaşayamazlar.
Bununla birilikte, toprak içinde bırakılmış olan kalın,
ölü çay kökleri
içerinde birkaç yıl süreyle uyuyabilirler.
Genç nematotlar, canlı veya ölü çay
köklerinden dışa doğru hareket ederler ve yakında bulunan diğer
çay köklerine
kadar toprak içerisinde bir kaç cm’lik mesafeyi
doldurabilirler. Nematotların,
yeni çay bitkisi köklerine ulaştığı diğer yollar;
1.Toprak
nematotlarla kontamine olmuşsa , bu yolla diğer alanlara taşınırlar
(örneğin;
toprak erozyonu, yabancı ot temizleme araçları veya kontamine
olmuş toprağın
fidanlıklarda kullanımı).
2.Fidanlıklarda
kontamine olmuş suyun kullanımı ile (kontamine olmuş çay
plantasyonlarının drenaj
kanallarından toplanan su). <>
Nematotlar, canlı bir
çay kökü ile temas ettiğinde
onun üzerinden beslenmeye başlarlar. Pratylenchus,
Rotylenchus ve Meloidogyne
kök içerinde yaşar ve beslenir. Ancak sadece Meloidogyne
köklerde şişkin
yumrulara neden olur. Paratrichodorus, köke bitişik olan
toprak parçacıklarında
yaşar ve kök uçları üzerinden beslenir. Beslenmeye
başladıklarından yaklaşık 3
– 6 hafta sonra, yetişkin nemtotlar köklerin yüzeyi
üzerine yumurtlar.
Yumurtalardan çıkan genç nematotlar ya aynı köke
saldırırlar yada diğer köklere
ulaşacak yönde hareket ederler.
Hastalığı
şiddetlendiren koşullar
1- Acacia spp.,
Sesbania spp., ve Tephrosia spp.
gibi belirli baklagillerin mevcudiyeti durumunda çay
tarlalarında Prathlenchus
loosi nematot’unun popülasyonu artar. Meloidogyne grubu nematotlar
çaydan daha
çok diğer bitkilere saldırırlar ancak Meloidogyne arenaria
sadece fidanlıklarda
dikili olan genç çay bitkilerine saldırdığından dolayı,
aynı fidanlıkta konukçu
bitki olarak kullandığı olgun çayı çok az etkilemiş olur.
2- Köklerin
girişini güçleştiren sert bir tabaka ve
sert toprak yüzeyi de hastalığı şiddetlendirir.
3- Potasyum
uygulanmaksızın dengesiz azot kullanımı
Prathylenchus’dan kaynak lanan zararı arttırır.
4-Genç
bitkiler az miktarda besleyici köke sahip
olduklarından dolayı, daha dayanık sızdırlar.
Doğal
düşmanları
Burkholderia cepacia,
nematotları kontrol etmeye
yardımcı yararlı bir bakteridir. Bu, dikimden önce
veya sonra fidanların köklerini
ıslatmak için kullanılan “Deny”
adında bir ticari ürün olarak Amerika’da
satılmaktadır.
Yönetim
uygulamaları : Koruma ve kontrol
a) Fidanlıklarda
-Temiz toprak kullanmak.
Fidan veya
çeliklerinizi enfekte eden nematotlar
tarla toprağı yoluyla geçer. Bu nedenle fidanlıklarınızda
temiz toprak kullanmak çok
önemlidir (örneğin; toprağın solarizasyon
ile dezenfeksiyonu).
-Temiz su kullanmak.
Fidanlıklarınızı,
çay plantasyonlarından geçen
kanallardan akan su ile suluyorsanız, suda suspanse (asılı) olan silt nematotlarla
kontamine
olmuştur. Bu nedenle
kullanılmadan önce, 2 gün süreyle bir depoda
bekletilmesi önerilir, böylece silt ve nematotlar dibe
çökelmiş olacaktır.
b) Yeni bir tarlaya dikimden önce
-İki
yıl
süreyle ot ekmek.
Çay
tarlası hazırlanırken toprakta kök bırakmışsanız ve yeniden
çay dikmek istiyorsanız,
ilk olarak 2 yıl süreyle ot ekmelisiniz. Bu daha önceki
çay ürününde nematot
(ve kök çürüklüğü) problemine
sahipseniz çok önemli bir uygulamadır. Otlar,
çaya göre nematotlara dayanıklıdır ve aynı zamanda bol
miktarda organik madde
üretirler. Periyodik olarak kesilen bu otlar, topraktaki yararlı
mikro
organizmaları canlandıran bir yeşil gübre kaynağı olarakta fayda
sağlarlar. İyi
sonuçlar veren iki ot türü ;
-Dikimde kompost
kullanmak
Yararlı mikro
organizmaları zenginleştirdiğinden
dolayı iyi dekompoze olmuş kompost nematotların kontrolüne
yardımcı olur. Her
bir dikim çukuru içerisine bol miktarda kompost
yerleştirilmelidir.
c) Yaşlı tarlalarda
-Kompost
ve
çiftlik gübresini birleştirmek
Bol miktarda
çiftlik gübresi ve iyi dekompoze olmuş
kompost nematot popülasyonunu baskılamaya yardımcı
olur. Çünkü kompost ve çiftlik
gübresi bileşimi topraktaki yararlı mikro organizmaların
gelişimini teşvik
eder.
-Sert tabakaları kırmak
için toprağı bellemek
Yüzeyinde sert bir
tabakaya sahip olan toprakta
gelişen çay bitkileri genellikle nematotlara maruz kalır.
Düzenli kültürel
uygulama içinde, uzun dişli bel ile sert tabakayı kırmak
besleyici köklerin
büyümesini teşvik eder. Prathylencus nematotlarına maruz
kalan çay tarlalarında
düzenli bir belleme programından sonra yeniden dikim uygulanır.
-Dengelenmiş gübre
uygulamak
Potasyumlu
gübrenin dozunu arttırmak kökteki
Prathylenchus popülasyonunu azaltır. Kimyasal nematositler
kullanılamadan önce
iyice düşünülmelidir. Nematotların kimyasal olarak
kontrolü her zaman ekonomik
değildir. Çünkü pahalıdırlar ve birkaç yıl
sonra tekrarlan maları gerekir. En
ideal olanı, önleme yoluyla nematotların kontrolüdür (
çiftlik gübresi +
kompost, bellemek veya kompoze gübreler).
11.5 Besin
Eksikliği ve Fizyolojik Bozukluklar |
Bazen
çay bitkilerinde hastalık semptomlarına
benzeyen problemler oluşur. Ancak gerçekte bunların nedenleri
hastalık yapıcı
organizmalar değildir. Onun yerine, problem çay bitkisinin
gelişimini de
kapsayan koşullardan kaynaklanır.
Aşağıdaki tablo muhtemel nedenler arasında karar
vermenize yardımcı olur. Ancak tablo kullanıldıktan sonra problemin
nedeni
hakkındaki düşüncenizi kanıtlamak için bir dene me
yapmalısınız.
Semptomların
Karakteristikleri
|
Hastalık
|
Besin
Eksikliği
veya Fazlalığı |
Pestisitlerin
Hatalı Kullanımı |
Fizyolojik
Problemler |
Semptomlar
hangi hızla ortaya çıkıyor ? |
Yavaş
veya Hızlı |
Yavaş |
Çok hızlı |
Yavaş
(sert havalarda hızlı) |
Semptomlar
hem genç hemde yaşlı yapraklar üzerinde oluşuyor mu ? |
Genellikle en yaşlı ve
en genç yapraklar üzerin de şiddetli ancak aynı anda her ikisi
üzerinde değil |
Genellikle en yaşlı ve
en genç yapraklar üzerin de şiddetli ancak aynı anda her ikisi
üzerinde değil |
Hem genç hem de
yaşlı yapraklar üzerinde sık sık
oluşuyor |
Genellikle en yaşlı ve
en genç yapraklar üzerin de şiddetli ancak aynı anda her ikisi
üzerinde değil |
Tarlanın
çeşitli bölümlerinde bir çok ocak aynı
semptomlara sahip mi? |
Birkaç ocakla sınırlı |
Genellikle evet |
Genellikle evet |
Genellikle evet |
Semptomlar
tarlanın çeşitli bölümlerindeki yabancı otlarda da var
mı ? |
Hayır |
Genellikle hayır |
Genellikle evet |
Hayır |
Semptomlar
tarlanın çeşitli bölümlerine birkaç ay
içerisinde yayılmış mı? |
Genellikle evet |
Hayır |
Hayır |
Hayır |
|
11.5.1
Besin Yetersizliği
Bir
bitki belirli bir besinden yoksun olduğu zaman,
bitki üzerinde karakteristik semptomlar üretecektir. Bu
semptomlar birkaç
ocakta, çayın belirli bölümlerinde
görüldüğü zaman belirli bir besinin
yokluğundan tüm bölümlerin zamanla etkileneceğinin de
sinyalidir. Çayda ki
başlıca besin yetersizliği semptomları aşağıdaki tabloda kısaca
tanımlanmıştır
ve sonraki sayfalarda da resmedilmişlerdir.
Yetersiz
Besin
Elementi |
Yetersizlik
Semptomları |
Makro Besinler (Genellikle
toprağa bol miktarlarda uygulanması gerekli olanlar) |
Azot |
Bitki
gelişimi engellenir,büyüme hızı düşer,yapraklar sararıp
solar,en alt yapraklarda dökülme olur ve üst yapraklara
kadar ulaşır. |
Fosfor |
Olgun
yaprakların yüzeyinde zaman zaman hafif morluklar ve simetrik
koyuluklar oluşur, yaprağın ucu sararır. |
Potasyum |
En
belirgin yaprak semptomları;kenarlardaki yanıklardır. Genel olarak sap
(sürgün) incelir ve uzun internot oluşur. |
Kalsiyum |
Olgun
yapraklar aşağı doğru eğilir ve sonra yaprak ucundan kenarlara doğru
yanıklar oluşmaya başlar. Apikal aktivite çok azalır ve ardından
yaprak dökülmeleri oluşur.Gelişme durur,bazı yaprakların alt
yüzeyinde yarı saydam lekeler oluşur, lekeler yavaş yavaş
birleşerek kahverengi nekrotik alanlar gelişir. |
Magnezyum |
En
belirgin karakteristiği olgun yapraklar üzerindeki aralıklı
klorosistir, ancak semptomların yoğunluğu klondan klona değişir.
Genç bitkilerde aşağıdaki yapraklardan itibaren yaprak
dökülmeleri başlar.
|
Mikro besinler (Genellikle
toprağa az miktarlarda uygulanması gerekli olanlar) |
Kükürt |
En
belirgin klorotik semptomları; genç yapraklarda
görülen yeşil – sarı solukluk, göze çarpan
damarların net şekilde yeşil bir ağ oluşturmasının ardından soluk sarı
bir renk almalarıdır.
|
Boron |
Apikal
sürgün ölür, aksillar tomurcuklar deforme olur ve
koltuk altlarında küçük tomurcuk kümeleri oluşur,
yapraklar koyu kahverengileşir ve kalınlaşır. Ana ve yan damarlara da
yayılan yaprak sapı üzerinde ur benzeri mantarımsı yapılar oluşur.
|
Manganez |
Yaşlı
ve genç yapraklarda aralıklı klorosisler, damarlar ve yeşil
kalan alanların civarında şekilsiz benekler, çoğunlukla yaprak
kenarlarını kaplayan klorotik alanlar içinde nekrotik benekler
gelişir. Genç yaprak ve tomurcuklarda şiddetli deformasyonlar
görülür.
|
Çinko |
Yapraklar
küçülür, koyulaşır ve orak şeklini alır buna
bağlı olarak orta damarın her iki yanı üzerinde ki aya, simetrik
olmayan gelişim gösterir internotlar kısalır. |
|
Diğer
mikro besinler
(bakır, demir, mobildenyum,
alüminyum, flor ve klor) tanımlan maları için belirgin
semptomlara sahip
değildirler.
Makro besin elementi
yetersizliği semptomları
(semptomları tam teşhis etmek çay varyeteleri ve toprak tipi
dahil bir çok
faktöre bağlıdır).
Mikro
besin elementi
yetersizliği semptomları
(semptomları tam teşhis etmek çay varyeteleri ve toprak tipi
dahil bir çok
faktöre bağlıdır).
Çay
bitkilerinde herhangi bir besin yetersizliğinin olduğuna karar
vermeden önce şunları kontrol ediniz :
1. Kök
çürüklüğü (11.4)
2.
Küçük
emici böcekler (9.2)
3.
Fizyolojik
bozukluklar
(11.5.4)
4. Aşırı
gübreleme
(11.5.2)
Bu problemlerin
tümü besin yetersizliğine benzer
semptomlara neden olurlar. Bitkilerinizde makro besin elementi
yetersizliği olduğunu
düşünüyorsanız, toprağı gübreleyeceğiniz bir
sonraki dönemde, bu besinin
oranını arttırarak bir deneme yapın.
Bitkilerinizde mikro
besin elementi yetersizliği
olduğunu düşünüyorsanız, bir yaprakgübresi ile deneme
yapın. Kendi yaprak gübrenizi
yapmayı düşünmelisiniz ! (bakınız ; çay için
kompost yapımı).
11.5.2
Aşırı Gübre Kullanımı
Besin
elementleri, gıda gibidir. Yetersizlikleri tehlikeli olduğu gibi aşırı
miktarları da tehlikelidir. Hem boron hem de
bakır, çok yüksek
konsantrasyonlarda bulunmaları halinde çay içim
zararlıdır. Aşırı miktarda
boron, yaprakların kenarlarına yakın bölgelerinde yaprak damarları
arasında ölü
bölgelere neden olur. Bu problem yaygın değildir ancak, gereksiz
uygulanmış
olan mikro besin elementlerini öğrenmeye yardımcı olur.
Makro besinlerde aşırı
dozlarda uygulanmışsa, yine
problemlere neden olurlar. İlk olarak aşırı dozda azot, bir çok
hasatlık ve
zararlıya karşı çay bitkilerinin hassasiyetini arttırır. Aynı
zamanda, bir
besin elementinin yüksek konsantrasyonu çay bitkisinin
diğer besinleri
absorblamasını engeller. Örneğin; toprakta yüksek
konsantrasyondaki kalsiyum,
yeterli düzeyde potasyum absorbsiyonunu engeller. Ve yine,
yüksek
konsantrasyondaki potasyum, yeterli düzeyde magnezyum
absorbsiyonunu engeller.
Bitkilerinize
aşırı
miktarda gübre uyguladığınızı
düşünüyorsanız, kullandığınız kimyasal gübreler
veya mikro besin elementlerinin
miktarını azaltarak bir denem yapın. Bir etki görmeniz /
görmemeniz, sadece
birkaç ay alır, çünkü aşırı besin toprakta
kalacaktır.
11.5.3
Pestisitlerin Hatalı
Kullanımı
Pestisitler
(özellikle herbisitler) bitkilere
zararlıdır. Genel olarak semptomlara tek bir
pestisit neden oluyorsa
;
1.
Semptomlar
aniden görülecektir
2.
Tarlanın çeşitli
yerlerinde ki yabancı otlarda da
aynı semptomlar görülecektir
3.
Semptomlar yanıksa, hem
genç hem de yaşlı
yapraklarda semptom görülecektir. Bununla bitlikte semptomlar
yaprakların biçim
bozukluğu ve kıvrılması ise, bu genç yapraklarda daha şiddetli
olacaktır.
Herhangi bir pestisitin
veya yapıştırıcılar ve
yayıcılar gibi toksik olmayan bir karışım
Çeşidi dahi
yüksek dozda püskürtüldüğünde yapraklar
üzerinde yanık lekelerine neden olur. Bu yanık lekeleri, yaprak
hasatlıklarının
erken aşamalarına benzer.
Bazı herbisitlerse
oldukça düşük dozlarda dahi
yapraklarda kıvrılmaya, deformasyona ve renk değişimine neden olur. Bu
semptomlarda, emici böceklerin semptomları ile veya besin
yetersizliğindeki
semptomlarla kolaylıkla karıştırılabilir.
Ocaklarınıza,
bir pestisit türünün zarar verdiğini
düşünüyorsanız en iyi yöntem; beklemektir.
Semptomların nasıl geliştiğini görmek için birkaç
günde bir ocakları kontrol edin.
Semptomlar, birkaç gün veya birkaç hafta
süresince şiddetlenebilir. Ancak,
oldukça kısa bir süre içinde bu şiddetlenme
duracaktır (ve umut verici bir
yönde gerileyecektir). Aynı zamanda semptomlar, tarlada yeni
alanlara
yayılmayacaktır. Semptomlardaki şiddet ve yayılma devam ediyorsa, bir
hastalıkla karşı karşıyasınız demektir.
11.5.4
Fizyoloji ve Hava
Koşulları (Beyaz yaprak
ve sarı yaprak virüsü)
Bazı semptomların,
çayın zayıf düştüğü fizyolojik
bir aşama ile benzer olduğu görülür.
Buna; yaşlılık,
çayın ebeveynlerinden gelen genetik
yapısı, birkaç süreyle devam eden yetersiz bakım ve ekstrem
hava koşulları
neden olur (çok soğuk veya kurak hava). Aşağıdaki durum Viet
Nam’da ki
araştırmacılar tarafından gözlemlenmiştir ve fizyolojik olayların
neden olduğu görünümlerdir.
Çay’da
beyaz yaprak (Albinizm)
Çay yaprakları,
özellikle genç yapraklar çok soluk
veya beyaz renkte görünebilir. Genetik nedenleri olmakla
birlikte, bu durum
ekstrem hava koşulları ile de ilişkilidir. Yeni sürgünlerin,
ikinci bir kez
gelişimleri yavaş olur. Sürgünler uygun ekolojik koşullar
altında yeniden
gelişirlerse normal yeşil renklerini alırlar.
Çay’da “sarı yaprak virüsü” nedir ?
Semptomlar, portakal ve
mangolardaki “yeşillenme
hastalığı” na benzer. Yaprak damarları yeşil kalırken, damarlar
arasındaki
yaprak dokuları sarıya döner. Genellikle iyi bakım alamamış yaşlı
ocaklar
üzerinde görülür.
Öyleyse ; bu bir
hastalık, bir besin elementi
yetersizliği veya bir fizyolojik problem midir ? Daima en iyi cevap,
yapılacak
olan bir deneme yoluyla bulunandır. TRI’de ki uzmanlar “sarı yaprak virüsü”
semptomları olan
dallardan çelikler aldı. Bu çelikleri dengelenmiş
(kompoze) gübre uygulanan bir
toprakta yetiştirdiler. Çeliklerden gelişen çay bitkileri
semptomlardan hiç
birini göstermedi. Böylece, araştırmacılar bunun hastalıktan
daha çok bir besin
yetersizliği olduğuna karar verdiler.
Çiftçiler,
tarlalarında hakkında emin olmadıkları
semptomlara rastladıkları zaman yukarıdakine benzer bir deneme
yapmalıdırlar.