Prof. Ali Rıza Erten ÇAYA GÖNÜL VERENLER
Biriz Biz



(1887 -1964)

 Ali Rıza Erten, 1887 yılında Mersin´da doğmuştur.

Halkalı Ziraat Yüksek Okulu´nu bitirdi.

Fransa´da İhtisas yaptı.

Ziraat Umum Müdürlüğü, II.(Ara Seçim), III., IV., V., VI., VII., VIII. ve IX. Dönem Mardin Milletvekiliği ile Devlet Bakanlığı yaptı.

Evli ve 1 Çocuk babasıydı.

Çay Yetişeceğinin Bilimsel Tespiti ve Prof. Ali Rıza Erten

I.Dünya Savaşı esnasında ortaya çıkan çay kıtlığı karşısında, ülkenin muhtelif yörelerinde, halk bazı bitkilerin yapraklarını kaynatarak çay gibi içmekteydi. Bursa civarında "ayı üzümü" denilen ve yaprakları çay gibi kullanılan bir bitki, bir ara bazı ziraatçılar tarafından "çay" diye takdim edilmiş, diğer bazı ziraatçılar ise bu görüşe karşı çıkmışlardı. Halkalı Ziraat Mektebi Mecmuası´na da yansıyan bu tartışmalar esnasında o devirde gerçek çayın ülkede yetişebileceğinden ve Rize´den hiçbir şekilde bahsedilmediği anlaşılmaktadır.

1917´de meydana gelen Komünist ihtilal sonrasında, Rusya, I.Dünya Savaşı´ndan çekilmiştir. Bunun sonucunda işgalden kurtulan Kars, Ardahan, Artvin, Rize ve Batum´da zirai incelemeler yapmak üzere bir heyet görevlendirilmiştir. 1918 yılında bu illere giden heyette bulunan Halkalı Yüksek Ziraat Mektebi Müderrislerinden (Prof.) Ali Rıza (Erten), Rize ve havalisinde çay yetiştirilebileceğini tespit etmiş ve durumu "Şimali Şarki Anadolu ve Kafkasya´da Tetkikatı Ziraiye" adlı bir raporla İktisat Vekâleti’ne (Bakanlığı´na) bildirmiştir.

Prof. Erten’in bu raporu ilk defa, 1924 (1340) yılında, “Çay, Limon, Mandalin, Portakal, Bambu Ziraatı” adıyla, İstanbul Sanayi Nefise Matbaası’nda basılarak yayınlanmıştır. Bundan bir yıl sonra, rapor bu defa "Şimali Şarki Anadolu ve Kafkasya´da Tetkikatı Ziraiye" adıyla İktisat Vekâleti’nce yeniden basılmıştır.

Ali Rıza Erten´in (bazı kaynaklarda Ertem) bu ziyaret esnasında Halkalı Yüksek Ziraat Mektebi Müdür Vekili olduğu ve bu okulda "nebatat ve emraz-i nebatiye müderrisi" yani "bitki ve bitki hastalıkları profesörü" olarak görev yaptığı belirtilmektedir. Bugünkü Türkçe ile "Kuzeydoğu Anadolu ve Kafkasya´da Tarımsal İnceleme" şeklinde ifade edilebilecek olan geniş raporda, birçok sıcak memleket bitkisi ile birlikte çayın da Rize ve havalisinde yetiştirilebileceği öne sürülmüş ve bunun Türkiye´nin ekonomik bağımsızlığı bakımından önemli olduğu belirtilmiştir.

Kars, Ardahan, Artvin, Rize ve Batum´la birlikte, Kafkasya´da zirai incelemeler yapmak üzere gönderilen Prof. Ali Rıza Erten, mandalina, limon, portakal, bambu ve çay yetiştirilmesini ele almış ve özellikle çay üzerinde durarak; bu bitkinin ekonomik anlamı, botanik özelliği, yetiştirilmesi ve işlenmesi ile ilgili ilk defa detaylı bilgiler vermişti. Rusya tarafından başarılı denemelerin yapıldığı coğrafi bölgelerle aynı ekolojik özelliklere sahip Doğu Karadeniz kıyılarında da çay yetiştirilme imkânı bulunduğunu raporunda tespit etmişti.

Yaptığı zirai inceleme gezisini değerlendiren yazılar kaleme alan Prof. Ali Rıza Erten, bu yazılarını, bir dizi halinde, 1921 yılında Yeni Ziraat Gazetesi´nde yayınlamıştır. Ülkemizde çay üzerine ilk detaylı incelemeler olan bu çalışmalar, inceleme raporunun sunulduğu İktisat Bakanlığı tarafından 1924 yılında kitap halinde bastırılmıştır.

Batum´un iklim ve toprak yapısı üzerinde de bilgiler veren Prof. Erten, Batum şehrinin, Karadeniz´in en yağışlı ve rutubetli yerinde kurulu olduğunu ve küçük bir kasaba olmasına rağmen, tarım açısından gerek Avrupa gerekse yakın Asya´da emsali bulunmayan özel bir öneme sahip bulunduğunu ifade etmektedir. Doğuda 2000 ve hatta 2800 metreye kadar yükselen dağ ve tepelerle çevrili olan Batum´un etrafında pek az ova bulunduğunu ve ikliminin çok fazla değişim gösterdiğini kaydetmektedir. Rize´ye doğru 10 km´den fazla bir derinlik göstermeyen sahil kesimi takip edildiğinde, iklimin rutubetli olduğunu ve yıllık yağmur miktarının ise çoğunlukla esen batı rüzgârı sayesinde 2000-2400 mm ve hatta bazen 4000 mm´ye kadar bile ulaşabildiğini bildirmektedir. Batum´da yağmur başladığı zaman haftalarca ve bardaktan boşanırcasına devam etmesinin nadir bir olay olmadığını, halbuki sahilden 40-45 km kadar içeride bulunan Çoruh ve Acalis gibi ovaların kuru olduğunu belirtmektedir.

Prof. Erten´in raporuna göre; sahilden pek uzaklaşmamak şartı ile Sohum´dan itibaren eski hududumuz boyunca uzayıp giden sahillerin Çin, Japonya ve Seylan´daki çay bölgelerine denk oldukları ve toprağının laterit (kırmızı toprak) olduğu anlaşıldıktan sonra, sözkonusu saha 10 bölgeye ayrılmış ve çay üretimine tahsis edilmesi gereken yerler yayın ve ilan edilmiştir. Yoğun killi, kireçli, fazla humuslu veya taşlı ve kurak yerler çay ekimine müsait olmadıklarından, bu gibi yerlerin diğer bitkilere terk edilmesi ve yalnız az killi ve az kireçli olan rutubetli yerlerin çay üretimine tahsis edilmesine işaret edilmiştir. Bu özellikleri zikreden Prof. Erten, Artvin vilayetinden itibaren Trabzon vilayetinin Of kazasına kadar olan Karadeniz sahilinin toprak yapısının tıpkı Batum ve civarında olduğu gibi laterit (kırmızı) topraklardan ibaret olduğunu ve ayrıca hava sıcaklığının da 3?C ile 39?C arasında olduğunu belirterek, çay üretimi için bu bölgeyi işaret etmektedir.

Ülkemizde çay yetişecek yöre, 1922 yılında yapılan tespitlerle, 15 km derinliğinde olmak üzere, Sarp sınırından Trabzon´un Araklı ilçesine (Araklı deresine) kadar olan bölge olarak belirlenmiştir. Prof. Erten´in, az bir düzeltme ile bölgeyi doğru olarak verdiğini kabul edebiliriz.

Ülkenin art arda savaşlardan çıktığı o yokluk dönemlerinde, dışarıya kaynak aktarmak yerine, ihtiyaç duyulan çayın ülke içinde üretilmesini teklif eden Prof. Ali Rıza Erten´in bu çalışmaları olumlu sonuç vermiştir. 1924 tarih ve 407 sayılı"Rize Vilayeti ile Borçka Kazasında Fındık-Portakal-Limon-Mandalina ve Çay Yetiştirilmesine Dair Kanun" çıkarılmıştır. Bu kanun ile çaylık tesisi için uzman yardımı, ucuz fidan temini ve tarıma açılan araziden 10 yıl süreyle vergi alınmaması gibi teşvikler getirilmiştir.

Prof. Erten, 1924 yılında İktisat Bakanlığı´nca bastırılan eserinin sonunda, 1924 tarih ve 407 sayılı yasa ile uygulanma yoluna giren tekliflerinin geliştirilmesi ve uygulanması için Türk ziraatçılarını göreve çağırmıştır. (20) Buradan anlaşıldığına göre, çalışmalarının kitap olarak yayınlanması, bu yasa çıktıktan sonra gerçekleşmiştir.

Prof. Ali Rıza Erten, çay konusunu ilk defa bilimsel anlamda ele alıp inceleyen ve Doğu Karadeniz kıyılarında çay yetiştirilebileceğini ilk defa ortaya koyan kişi olarak tarihe geçmiştir. Bu bilimsel çalışmalar olmasaydı, daha sonraki dönemlerde çayı Rize ve çevresinde yetiştirmek için girişilen çaba ve uygulamalar ortaya çıkamazdı. Prof. Erten´in çalışmaları, Türk çaycılığının kuramsal düzeyde ele alındığı ve fikir temellerinin atıldığı ilk aşamasını oluşturmaktadır.

 Prof. Erten´in raporuna göre; sahilden pek uzaklaşmamak şartı ile Sohum´dan itibaren eski hududumuz boyunca uzayıp giden sahillerin Çin, Japonya ve Seylan´daki çay bölgelerine denk oldukları ve toprağının laterit (kırmızı toprak) olduğu anlaşıldıktan sonra, sözkonusu saha 10 bölgeye ayrılmış ve çay üretimine tahsis edilmesi gereken yerler yayın ve ilan edilmiştir. Yoğun killi, kireçli, fazla humuslu veya taşlı ve kurak yerler çay ekimine müsait olmadıklarından, bu gibi yerlerin diğer bitkilere terk edilmesi ve yalnız az killi ve az kireçli olan rutubetli yerlerin çay üretimine tahsis edilmesine işaret edilmiştir. Bu özellikleri zikreden Prof. Erten, Artvin vilayetinden itibaren Trabzon vilayetinin Of kazasına kadar olan Karadeniz sahilinin toprak yapısının tıpkı Batum ve civarında olduğu gibi laterit (kırmızı) topraklardan ibaret olduğunu ve ayrıca hava sıcaklığının da 3C ile 39 C arasında olduğunu belirterek, çay üretimi için bu bölgeyi işaret etmektedir.

Ülkemizde çay yetişecek yöre, 1922 yılında yapılan tespitlerle, 15 km derinliğinde olmak üzere, Sarp sınırından Trabzon´un Araklı ilçesine (Araklı deresine) kadar olan bölge olarak belirlenmiştir. Prof. Erten´in, az bir düzeltme ile bölgeyi doğru olarak verdiğini kabul edebiliriz.

Ülkenin art arda savaşlardan çıktığı o yokluk dönemlerinde, dışarıya kaynak aktarmak yerine, ihtiyaç duyulan çayın ülke içinde üretilmesini teklif eden Prof. Ali Rıza Erten´in bu çalışmaları olumlu sonuç vermiştir. 1924 tarih ve 407 sayılı"Rize Vilayeti ile Borçka Kazasında Fındık-Portakal-Limon-Mandalina ve Çay Yetiştirilmesine Dair Kanun" çıkarılmıştır. Bu kanun ile çaylık tesisi için uzman yardımı, ucuz fidan temini ve tarıma açılan araziden 10 yıl süreyle vergi alınmaması gibi teşvikler getirilmiştir.

Prof. Erten, 1924 yılında İktisat Bakanlığı´nca bastırılan eserinin sonunda, 1924 tarih ve 407 sayılı yasa ile uygulanma yoluna giren tekliflerinin geliştirilmesi ve uygulanması için Türk ziraatçılarını göreve çağırmıştır. (20) Buradan anlaşıldığına göre, çalışmalarının kitap olarak yayınlanması, bu yasa çıktıktan sonra gerçekleşmiştir.

Prof. Ali Rıza Erten, çay konusunu ilk defa bilimsel anlamda ele alıp inceleyen ve Doğu Karadeniz kıyılarında çay yetiştirilebileceğini ilk defa ortaya koyan kişi olarak tarihe geçmiştir. Bu bilimsel çalışmalar olmasaydı, daha sonraki dönemlerde çayı Rize ve çevresinde yetiştirmek için girişilen çaba ve uygulamalar ortaya çıkamazdı. Prof. Erten´in çalışmaları, Türk çaycılığının kuramsal düzeyde ele alındığı ve fikir temellerinin atıldığı ilk aşamasını oluşturmaktadır.