Adalet
gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet halinde varlığı kabul
olunamaz.
Anaların
bugünkü evlatlarına
vereceği terbiye eski devirlerdeki gibi basit değildir. Bugünün anaları
için gerekli vasıfları taşıyan evlat yetiştirmek, evlatlarını
bugünkü hayat için faal
bir uzuv haline koymak pek çok yüksek vasıflar
taşımalarına bağlıdır. Onun için kadınlarımız, hattâ erkeklerimizden
çok aydın, daha çok feyizli, daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar;
eğer hakikaten milletin anası olmak istiyorlarsa.
Arkadaşlar,
efendiler
ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,
müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat,
medeniyet tarikatıdır.
Asıl
önemli
olan ve memleketi
temelinden yıkan, halkını
esir eden, içerdeki cephenin suskunluğudur.
Basın
milletin müşterek sesidir. Başlıbaşına
bir kuvvet, bir okul, bir öncüdür.
Bence
diktatör, başkalarını isteklerine boyun eğdirendir. Ben
kalpleri kırarak değil, kalpleri kazanarak hükmetmek isterim.
Beni
görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi,
benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.
Ben
icap ettiği zaman
en büyük hediyem olmak üzere, Türk Milletine canımı vereceğim.
Benim
hayatta yegane fahrim, servetim Türklükten başka bir şey değildir.
Benim
naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti
ilelebet payidar kalacaktır.
Benimsenen
ehven-i
şer, kötülüklerin en büyüğüdür.
Bilelim
ki, milli
benliğini bilmeyen milletler, başka milletlere yem olurlar.
Bir
dinin tabiî olması
için akla, fenne, ilme ve mantığa uygun olması lazımdır.
Bir
millet eğitim ordusuna
sahip
olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse
etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak eğitim ordusuyla
mümkündür.
Bir
millet ki resim yapmaz, bir
millet ki heykel yapmaz, bir millet ki tekniğin gerektirdiği şeyleri
yapmaz, itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur.
Bir
millet varlığını
ve istiklalini temin için tasavvuru kabil olan teşebbüs ve fedakarlığı
yaptıktan sonra başarılı olur. Ya başarılı olamazsa demek, o milletin
öldüğüne hükmetmek olur. millet hayatta oldukça başarısızlık
düşünelemez.
Bir
milletin başarısı, mutlaka bütün milli güçlerin bir istikamette
oluşmasıyla mümkündür. Bu
nedenle
bilelim ki, elde ettiğimiz başarı,
milletin güç birliği etmesinden, ortak hareket etmesinden ileri
gelmiştir. Eğer aynı
başarı ve zaferleri
gelecekte de tekrarlamak
istiyorsak, ayni esasa dayanalım ve aynı şekilde yürüyelim.
Biz
barış istiyoruz dediğimiz
zaman tam bağımsızlık dediğimizi herkesin anlaması gerekir.
Biz
cahil dediğimiz
zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim,
hakikati bilmektir. Yoksa
okumuş olanlardan en büyük
cahiller çıktığı
gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler
çıkabilir.
Biz
dine
saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye muhalif değiliz.
Biz
dünya medeniyeti
ailesi içinde bulunuyoruz. Medeniyetin bütün icaplarını tatbik edeceğiz.
Biz
kimsenin düşmanı değiliz.
Yalnız insanlığın düşmanı olanların
düşmanıyız.
Biz
sadece
din
işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasde ve
fiile dayanan taassupkar hareketlerden sakınıyoruz.
Biz
Türkler, bütün
tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle
timsal olmuş bir milletiz.
Bizim
devlet
idaresinde takip ettiğimiz prensipleri, gökten indiği sanılan
kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı,
gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.
Bizim
milletimiz, vatanı için, hürriyeti ve egemenliği için fedakar bir
halktır.
Bombasırtı olayı
çok önemli ve
Dünya savaş tarihinde eşine rastlanması mümkün olmayan bir olaydır.
Karşılıklı siperler arası 8 metre, yani ölüm kesin.
Birinci siperdekilerin hepsi kurtulmamacasına düşüyor. İkinci
siperdekiler yıldırım gibi onların yerlerine gidiyor. Fakat ne kadar
imrenilecek bir soğuk kanlılıkla biliyormusunuz? Bomba, şarapnel,
kurşun yağmuru altında öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini
biliyor ve en ufak bir cekinme bile göstermiyor. Sarsılma yok. Okuma
bilenler Kur' an-ı Kerim okuyor ve cennete gitmeye hazırlanıyor.
Bilmeyenlerse Kelime-i şahadet getiriyor ve ezan okuyarak yürüyorlar.
Sıcak cehennem gibi kaynıyor. İşte bu Türk askerindeki ruh kuvvetini
gösteren dünyanın hiçbir askerinde bulunmayan tebriğe değer bir
örnektir. Emin olmalısınız ki Çanakkale savaşlarını kazandıran bu
yüksek ruhtur.
Bu
memleket
dünyanın beklemediği, asla umut
etmediği ayrıcalıklı bir varoluşa sahne oldu. Bu sahne en az 7 bin
senelik bir Türk beşiğidir. Beşik doğanın rüzgarıyla sallandı; beşiğin
içindeki çocuk doğanın yağmurlarıyla yıkandı, o çocuk doğanın
şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi
oldu sonra onlara alıştı; Onların oğlu oldu. Bir gün o doğa çocuğu,
Doğa oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu... Türk budur.
Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.
Bu
millet kılı kıpırdamadan dava uğruna canını vermeye razı olmasaydı ben
hiç birşey yapamazdım.
Bu
millete
çok şey öğretebildim ama
onlara uşak olmayı bir türlü
öğretemedim.
Bu
ulusa ve ülkeye
hizmet görevi bitmeyecektir.
Bütün
dünya bilsin ki, benim için
bir yandaşlık vardır: Cumhuriyet yandaşlığı, düşünsel ve toplumsal
devrim yandaşlığı. Bu noktada yeni Türkiye topluluğunda, bir bireyi
bunun dışında düşünmek istemiyorum.
Bütün
ümidim gençliktedir.
Büyük
başarılar, değerli anaların
yetiştirdikleri seçkin çocukların yardımıyla meydana gelir.
Büyük
dinimiz
çalışmayanın insanlıkla hiç ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı
kimseler
çağdaş olmayı kâfir olmak sayıyorlar. Asıl küfür onların bu
zannıdır. Bu
yanlış tefsiri yapanların maksadı
İslâmların kâfirlere esir olmasını
istemek değil de nedir?
Büyük
şeyleri büyük milletler yapar.
Cevheri
gösterebilmek için çamuru
atmak lazımdır.
Cumhuriyet
fikir
serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru
olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.
Çalışmak
demek, boşuna
yorulmak, terlemek değildir. Zamanın gereklerine göre bilim ve teknik
ve her türlü uygar buluşlardan azami derecede istifade etmek zorunludur.
Din
bir
vicdan
meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir.
Devrim
yasası, eldeki yasaların
üstündedir. Bizi öldürmedikçe, bizim kafalarımızdaki akımı boğmadıkça,
başladığımız devrim ve yenilik bir an bile durmayacaktır. Bizden
sonraki dönemlerde de böyle olacaktır.
Bizim
başka milletlerden hiç bir eksiğimiz yok. Cesuruz, zekiyiz, çalışkanız,
Yüksek amaçlar uğrunda ölmesini biliriz.
Dünyada
herşey için, medeniyet
için, hayat için, başarı için, en hakiki mürşit bilimdir, fendir.
Dünyanın
her
tarafından öğretmenler insan topluluğunun en fedakâr ve muhterem
unsurlarıdır.
Egemenlik Kayıtsız
Şartsız Milletindir.
Egemenlik
verilmez, alınır.
Ekonomik
kalkınma,
Türkiye'nin hür, müstakil, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı
Türkiye idealinin belkemiğidir.
Ey
kahraman Türk
kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye
layıksın.
Ey yükselen
yeni nesil,
istikbal sizindir. Cumhuriyet'i
biz kurduk, O'nu yükseltecek ve sürdürecek sizlersiniz.
Gençler
cesaretimizi
takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve
irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin
en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal
sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.
Gençliği
yetiştiriniz. Onlara
ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına
onlarla kavuşacaksınız.
Gerçi
bize milliyetçi
derler. Ama, biz öyle milliyetçileriz ki, işbirliği eden bütün
milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onların milliyetlerinin bütün
icaplarını tanırız. Bizim milliyetçiliğimiz herhalde hodbince ve
mağrurca bir milliyetçilik değildir.
Gerektiğinde
vatan için bir tek fert gibi yekpare azim ve karar ile çalışmasını
bilen bir millet elbette büyük bir geleceğe layık ve aday olan bir
millettir.
Giriştiğimiz
büyük işlerde, milletimizin yüksek kabiliyet ve yüksek sağduyusu
başlıca rehberimiz ve başarı kaynağımız olmuştur.
Her
sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla
değil, dimağladır.
Her
büyük meydan
muharebesinden, her
büyük zaferin kazanılmasından sonra yeni bir âlem (dünya) doğmalıdır,
doğar. Yoksa başlı başına bir zafer, boşa gitmiş bir gayret olur.
Her
fert istediğini
düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip
olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve
hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim olunamaz.
Herkes
ulusal görevini ve sorumluluğunu bilmeli, memleket meseleleri üzerinde
o düşünceyle, düşünüp çalışmayı görev edinmelidir.
Hiçbir
şeye ihtiyacımız yok, yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır; çalışkan
olmak!
Hiçbirulus
yoktur ki ahlak temellerine dayanmadan yükselsin.
Hiçbir
zafer amaç değildir. Zafer, ancak kendisinden daha büyük bir amacı elde
etmek için belli başlı bir vasıtadır.
Hürriyet
olmayan bir memlekette ölüm ve çöküş vardır. Her ilerleyişin ve
kurtuluşun anası hürriyettir.
İki
Mustafa
Kemal vardır: Biri ben,
et ve kemik, geçici Mustafa
Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu ben kelimesiyle ifade edemem; o,
ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat
ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben,
onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini
çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz,
hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken
Mustafa Kemal odur!
İnsan
topluluğu kadın
ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu
kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin
bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa
zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?
İstiklal,
istikbal, hürriyet, herşey adaletle kaimdir!
Kadınlarımız
için asıl
mücadele
alanı, asıl zafer
kazanılması gereken alan, biçim ve kılıkta başarıdan çok, ışıkla, bilgi
ve kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır. Ben muhterem
hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak, aksine pek
çok yönden onların üstüne çıkacak şekilde ışıkla, bilgi ve kültürle
donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin
olanlardanım.
Kanunlar,
duygulara dayanılarak ve
uyularak yapılamaz.
Kendiniz
için değil, bağlı bulunduğunuz ulus için elbirliği ile çalışınız.
Çalışmaların en yükseği budur.
Medeni
olmayan
insanlar, medeni olanların ayakları altında kalmaya mahkumdurlar.
Medeniyetin
emir ve
talep ettiğini yapmak insan olmak için yeterlidir.
Memleket
işlerinde, millet, işlerinde,
hakiki işlerde hatıra, kardeşliğe bakılmaz.
Memleket
mutlaka modern medeni ve
yeni olacaktır. Bizim için bu hayat davasıdır.
Milletleri
kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden,
eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneği
kazanmamıştır.
Milli
egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç
ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş
müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.
Milli
his ile dil
arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli
ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk
dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil şuurla işlensin.
Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini
de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.
Milli
mücadelelere şahsî hırs değil, milli ideal, milli onur sebep
olmuştur.
Millete
efendilik yoktur. Hizmet vardır. Bu millete hizmet eden onun efendisi
olur.
Milletimiz
davranışlarında ve gayretlerinde sarsılmaz bir bütünlük gösterdiği için
başarılı olmuştur.
Milletimiz
her güçlük
ve zorluk karşısında, durmadan ilerlemekte ve yükselmektedir. Büyük
Türk Milletinin bu yoldaki hızını, her vasıtayla arttırmaya çalışmak,
bizim hepimizin en kutlu vazifemizdir.
Milletin
fertleri,
yalnız düşmanın karşısında bulunanlar değil, köyde, evinde, tarlasında
bulunan herkes, silahla vuruşan savaşçı gibi kendini görevli
hissederek, bütün varlığıyla mücadele verecektir.
Muallimler!
Yeni
nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğiticileri, sizler
yetiştireceksiniz, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti,
sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle mütenasip
bulunacaktır.Ordularımızın
kazandığı zafer, sizin ve sizin
ordularınızın zaferi için yalnız zemin hazırladı... Gerçek zaferi siz
kazanacak ve devam edeceksiniz ve mutlaka başarılı olacaksınız.
Müsbet
bilimlerin
temellerine dayanan, güzel sanatları seven, fikir terbiyesinde olduğu
kadar beden terbiyesinde de kabiliyeti artmış ve yükselmiş olan
erdemli, kudretli bir nesil yetiştirmek ana siyasetimizin açık
dileğidir.
Ne
kadar
zengin ve
müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık
karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.
Ne
kadar zengin
ve
müreffeh olursa
olsun, istiklâlden mahrum bir
millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir
muameleye lâyık sayılamaz.
Ne
mutlu Türküm diyene !
Okul,
genç beyinlere insanlığa
saygıyı, millet ve ülkeye sevgiyi, bağımsızlık onurunu
öğretir.
Okul
sayesinde, okulun
vereceği ilim ve fen sayesindedir ki, Türk milleti, Türk sanatı, Türk
iktisadiyatı, Türk şiir ve edebiyatı bütün güzellikleriyle gelişir.
Öğretmen,
yıllar sonra ödülünü alır.
Öğretmen
bir kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir.
Öğretmenler!
Cumhuriyet, fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek
karakterli muhafızlar ister. Yeni nesli bu özellik ve kabiliyette
yetiştirmek sizin elinizdedir.
Öğretmenler!
Cumhuriyet sizden düşünceleri hür, vicdanı
hür, irfanı hür nesiller ister.
Öğretmenler;
Cumhuriyetin
fedakar öğretmen ve eğitimcileri, yeni nesli sizler yetiştireceksiniz.
Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin beceriniz
ve fedakarlığınızın derecesiyle orantılı olacaktır. Cumhuriyet; fikren,
ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister.
Yeni nesli, bu özellik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir...
Sizin başarınız Cumhuriyetin başarısı olacaktır.
Önder
olacakların, her ne olursa olsun, tutulan
yoldan
dönmemeleri, yurtta barınabildikleri son noktada, son nefeslerini
verinceye değin amaç uğrunda özveriyi sürdüreceklerine işin başında
karar vermeleri gerekir. Yüreklerinde bu gücü duymayanların işe
girişmemeleri çok daha iyi olur. Çünkü, böyle bir durumda, hem
kendilerini, hem de ulusu aldatmış olurlar.
Öyle
istiyorum ki, Türk Dili bilim
yöntemleriyle kurallarını ortaya koysun ve her dalda yazı yazanlar,
bütün terimleriyle çoğunluğun anlayabileceği güzel, ahenkli dilimizi
kullansınlar.
Özgürlük
ve
bağımsızlık benim karakterimdir. Ben
milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık
aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve
resmî hayatımın her safhasını yakından bilenler bu aşkım malumdur.
Bence bir millete şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve
beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip
olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet
veririm. Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için
milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim. Ben
yaşabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. Bu
sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve
memleketin menfaatleri icap ettirirse, insanlığı teşkil eden
milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset
münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak, benim
milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan
vazgeçinceye kadar, amansız düşmanıyım.
Sanatsız
kalan bir milletin hayat
damarlarından biri kopmuş demektir.
Savaş
zaruri ve hayati olmalıdır. Milletin hayatı tehlikeye maruz kalmadıkça
savaş bir cinayettir.
Siyasi,
askeri zaferler ne kadar
büyük olurlarsa olsunlar, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa
meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az zamanda söner.
Sizler, yani
yeni
Türkiye'nin genç
evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz... Dinlenmemek üzere
yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği
gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.
Söz
konusu olan vatansa, gerisi teferruat.
Süngülerle,
silahlarla ve kanla kazandığımız askeri zaferlerden sonra, kültür,
bilim, fen ve ekonomi alanlarında da zaferler kazanmaya devam edeceğiz.
Tarihte,
bütün bir vatanı üstün düşman kuvveteri karşısında son toprak
parçasına kadar karış karış kahramanca ve namuslu bir şekilde savunmuş
ve yine varlığını koruyabilmiş ordular görülmüştür. Türk ordusu, o
cevherde bir ordudur. yeter ki ona komuta edenler komutanlık şartlarını
taşıyor olsun!
Türk
çocuğu
ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet
bulacaktır.
Türk
milletinin istidatı ve kati
kararı medeniyet yolunda durmadan, yılmadan ilerlemektir.
Türk
milletinin karakter ve
adetlerine en uygun olan idare, cumhuriyet idaresidir.
Türk Milletinin
istidadı ve kesin kararı medeniyet yolunda, durmadan, yılmadan
ilerlemektir.
Türkiye'nin
asıl
sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür. O halde, herkesten
daha çok refah, saadet ve servete müstahak ve layık olan köylüdür. Onun
için, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin iktisadi siyaseti bu aslî gayeye
erişmek maksadını güder.
Tam
bağımsızlık, ancak ekonomik bağımsızlıkla mümkündür.
Tarih
bir milletin kanını, varlığını hiçbir zaman inkar edemez
Toplumdaki
başarısızlığın sebebi, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ihmal ve
kusurdan doğmaktadır.
Tüketici
yaşamak iyi değildir.
Üretici olalım.
Türk
Milleti bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı varolmalarının yegane
koşulu olarak kabul etmiş cesur insanların torunlarıdır. Bu millet
hiçbir zaman hür olmadan yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır.
Türk
milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti
zekidir... Türk milleti milli birlik ve beraberlik içerisinde
güçlükleri yenmesini bilmiştir… Türk milletinin tarihi bir niteliği de
güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Türk milletinin büyük
millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha
tanıyacaktır...
Türklüğün
unutulmuş büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki
gelişmesi ile geleceğin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi
doğacaktır.
Türk
esirlik kabul etmeyen bir millettir.
Türk
kuvvet ve zekasının yenmediği ve yenemeyeceği güçlük yoktur.
Türk
milleti güzel her şeyi her medeni şeyi, her yüksek şeyi sever, takdir
eder. Fakat muhakkaktır ki, her şeyin üstünde taktir ettiği bir şey
varsa o da kahramanlıktır.
Türk
milleti yeni
bir iman ve kesin
bir milli azim ile yeni bir devlet kurmuştur bu devletin dayandığı
esaslar Tam Bağımsızlık ve Kayıtsız Şartsız Milli Egemenlikten
ibarettir. Yeni Türkiye devletinin yapısının ruhu Milli Egemenliktir.
Milletin Kayıtsız Şartsız Egemenliğidir...
Türk
milletinin son yıllarda gösterdiği harikaların yaptığı siyasi ve sosyal
inkılapların gerçek sahibi kendisidir. Milletimizde bu kabiliyet ve
tekamül var olmasaydı, onu yaratmaya hiçbir kuvvet ve kudret yeterli
olamazdı.
Türk’ün
haysiyeti, onuru ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür.
Uluslar,
egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı
meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü
meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel
despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları
olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan
zararlar verebilir.
Ulusların
siyasında ancak çıkarlar vardır. Kimsenin kimseye
dost olamayacağını bileli.
Ya
başaramazsa demek, o milletin ölmüş olduğuna hükmetmek
demektir. Bu sebeple millet hayatta oldukça ve fedakarca çalışmaya
devam ettikçe başarısızlık söz konusu olamaz.
Yaptığımız
ve yapmakta olduğumuz inkılapların
amacı, Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağımıza
uygun ve bütün mana ve biçimiyle uygar bir toplum haline değiştirmektir.
Yeni
kuşak, en büyük
cumhuriyetçilik dersini bugünkü öğretmenler topluluğundan ve onların
yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır.
Yeni
Türkiye Devleti temellerini
süngüyle değil, süngünün de dayandığı ekonomi ile kuracaktır. Yeni
Türkiye Devleti cihangir bir devlet olmayacaktır. Fakat yeni Türkiye
Devleti bir ekonomi devleti olacaktır.
Yorulmadan
beni takip edeceğinizi
söylüyorsunuz. Fakat arkadaşlar, yorulmadan ne demek? Yorulmamak olur
mu? Elbette yorulacaksınız. Benim sizden istediğim şey yorulmamak
değil, yorulduğunuz zaman dahi durmadan yürümek, yorulduğunuz dakikada
da dinlenmeden beni takip etmektir. Yorgunluk her insan, her mahlûk
için tabii bir halettir, fakat insanda yorgunluğu yenebilecek mânevi
bir kuvvet vardır ki, işte bu kuvvet yorulanları dinlendirmeden
yürütür.
Yurtta
sulh, cihanda sulh.
Zafer,
bir fikrin
istihsâline (elde
edilmesine) hizmeti nispetinde kıymet (değer) ifade eder. Bir fikrin
istihsâline dayanmayan bir zafer pâyidar olamaz (yaşayamaz). O, boş bir
gayrettir.
Zafer,
Zafer
benimdir diyebilenindir. Başarı ise,
Başaracağım diye
başlayarak sonunda Başardım diyebilenindir.
|